Anayasa Mahkemesi (AYM), geçtiğimiz Aralık ayında Resmi Gazete'de yayımlanan bir kararı ile bireysel başvuru süresinin, gerekçeli kararın tebliği ile değil, Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) üzerinden görüntülenmesi ile başlayacağı yönündeki içtihadını pekiştirdi.

  1. 23 Aralık 2021 Tarihli Resmi Gazete'de Yayımlanan AYM Kararı

Kent Çarşı Yönetimi ("Başvurucu"), itirazın iptali talebiyle açtığı bir davada, yargılamanın uzun  sürmesi sebebiyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek AYM'ye  başvurmuştur. Başvurucu avukatı ilgili kararı 13 Mayıs 2019 tarihinde UYAP üzerinden  görüntülemek için açmışsa da mahkeme kararı, 19 Haziran 2019 tarihinde Başvurucu avukatına  tebliğ edilmiş, o da aynı tarihte AYM'ye bireysel başvuru yapmıştır.

AYM, öncelikle başvuruyu süre bakımından inceleyerek bireysel başvurunun başvuruya konu ihlalin  öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılabileceğini açıklamış; ihlal iddiasına konu edilen  kararın tebliğ edilmesini, ihlalin öğrenilmesi yollarından biri olarak değerlendirmiş ancak kişilerin  başka yollarla da ihlalden haberdar olabileceğini ifade etmiştir. Başvurucuların tebliğ tarihinden  önce dava dosyasını incelemiş veya karar gerekçesini başka bir yolla daha önce öğrendiklerini  beyan etmiş olmaları, tebliğ dışında diğer öğrenme yollarına örnek olarak gösterilmiştir.

AYM, gerekçeli kararın başvurucu avukatı tarafından UYAP üzerinden açılarak okunmasını, tebliğ  dışında öğrenme yollarından bir diğeri olarak kabul etmiştir. Buna istinaden, kararın UYAP  üzerinden görüntülendiği tarihi, Başvurucu'nun bu karardan haberdar olduğu tarih olarak  değerlendirmiştir. Somut başvuruda, AYM, kararın UYAP üzerinden görüntülendiğini UYAP Evrak  İşlem Kütüğü üzerinden re'sen yaptığı inceleme sonucu tespit etmiştir. Bu tespit üzerine,  Başvurucu'ya tanınan otuz günlük bireysel başvuru süresinin sona erdiğine ve bireysel başvurunun  süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna oyçokluğu ile karar vermiştir.

AYM Üyesi Selahaddin Menteş, karşıoy gerekçesinde, tebliğ kurumunun hem bir hukuki işlemden  etkilenecek kişinin mevzuata uygun bir biçimde bilgilendirilmesi hem de bilgilendirme olgusunun  belgelendirilmesi için var olduğunu açıklamıştır. Başvurucu'nun UYAP'taki kayıtları öğrendiği ileri  sürülerek başvurunun kabul edilemez sayılmasının mahkemeye erişim hakkını orantısız bir şekilde  sınırladığını ifade etmiştir.

  1. UYAP Evrak İşlem Kütüğü

UYAP, Adalet Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatının, adli ve idari tüm yargı birimleriyle ve ilgili  sistemlere sahip diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla entegrasyon sağlaması amacıyla kurulmuş olan, bu kurumların her türlü yargısal, idari faaliyetleri ile denetim faaliyetlerinin yürütüldüğü  bilişim sistemidir. UYAP Avukat Bilgi Sistemi, avukatların elektronik ortamda dava dosyalarını  incelemek, bunlardan suret almak, dosyaya evrak sunmak, dava açmak, icra takibi başlatmak,  harç ödemek, gerekçeli kararlara erişmek ve hatta elektronik ortamda yapılan duruşmalara  katılmak gibi çeşitli işlemleri elektronik ortamda yapmalarına imkân sağlamaktadır.

UYAP üzerinden yapılan işlemler UYAP Evrak İşlem Kütüğü'nde kayıt altına alınmaktadır. Bu kütük,  evraklar üzerinde gerçekleştirilen işlemleri, işlemlerin yapıldığı tarih ve saati, bu işlemleri yapan  kişileri kayıt altına almaktadır. UYAP ile AYM arasında gerçekleştirilen elektronik veri alışverişi ile  AYM, UYAP sistemine eklenen gerekçeli kararın kimler tarafından ve ne zaman açıldığı bilgisine de  re'sen erişebilmektedir.

  1. AYM'nin Başvuru Süresinin Başlangıcına İlişkin UYAP İçtihadı

AYM'nin Kent Çarşı Yönetimi kararı, aslında 21 Temmuz 2020 tarihli Hüseyin Aşkan kararından  itibaren geliştirdiği yeni içtihatla paraleldir. AYM, Hüseyin Aşkan başvurusunun da başvuruya konu  olan kararın UYAP üzerinden görüntülendiği tarihten itibaren otuz günlük sürenin dolması  gerekçesiyle kabul edilemez olduğuna karar vermişti. AYM, Hüseyin Aşkan kararından bu yana Resmi Gazete'de yayımlanan birçok bireysel başvuru kararında başvurucuların kararı UYAP  üzerinden görüntülediği günden itibaren otuz günün geçtiğini vurgulayarak kabul edilemezlik  kararları vermeye devam etmiştir.

Bu içtihadın sadece Hüseyin Aşkan kararı Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra yapılan  başvurularda değil, bu karar yayımlanmadan önceki bir tarihte yapılmış başvurular için de geçerli  olduğunu vurgulamak gerekmektedir. Kent Çarşı Yönetimi başvurusu, AYM'nin yeni içtihadını  hukuk dünyasına kazandırdığı Hüseyin Aşkan kararından yaklaşık bir sene önce yapılmış olmasına  rağmen, AYM bu içtihadını Kent Çarşı Yönetimi başvurusuna da uygulamıştır. Böylece AYM, bireysel  başvuru süresinin kararın tebliğ tarihinde başlayacağını esas aldığı eski dönem içtihadına  güvenerek yapılan başvurulara da bu yeni içtihadını uygulayacağını tekrar göstermiştir.

  1. İçtihadın Hukuki Değerlendirmesi

6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un ("AYM  Kanunu") 47/5 maddesi, bireysel başvuru süresi ile ilgili aşağıdaki hükme yer vermektedir:

"5. Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu  öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.  Haklı bir mazereti nedeniyle süresi içinde başvuramayanlar, mazeretin kalktığı tarihten  itibaren onbeş gün içinde ve mazeretlerini belgeleyen delillerle birlikte başvurabilirler. [...]"

Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün ("İçtüzük") 64/1 maddesi de benzer bir hükme yer  vermektedir:

"1. Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu  öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir."

Bireysel başvuru süresinin ne zaman başlayacağına ilişkin hukuki tartışmanın kaynağı, AYM Kanunu  ile İçtüzük'te yer alan otuz günlük sürenin "ihlalin öğrenildiği tarihten" itibaren başlayacağına ilişkin  hükümlerdir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve Ceza Muhakemeleri Kanunu süreler bakımından  tebliğ tarihini esas alırken, AYM başvuruları bakımından ilgili mevzuatta öğrenme tarihi esas  alınmaktadır. Önceden AYM, nihai karardan haberdar olma tarihini, bir diğer deyişle ihlalin  öğrenildiği tarihi, karar başka yolla öğrenilmemişse, nihai kararın tebliğ tarihi olarak kabul etmekteydi. Ancak UYAP'ın adalet sistemine tamamen entegre olmasıyla birlikte artık AYM, UYAP  Evrak İşlem Kütüğü'nde re'sen yaptığı araştırmayla kararın UYAP üzerinden görüntülendiği tarihi, ihlalin öğrenildiği tarih olarak kabul etmektedir.

Bu içtihat her ne kadar ilgili mevzuatla paralellik taşısa da uygulamada hak kayıplarına neden  olabileceği gerekçesiyle eleştirilmektedir. Kent Çarşı Yönetimi kararının karşıoy gerekçesinde  belirtildiği gibi, kararın UYAP üzerinden görüntülenmesi, kararın tebliğ edilmesiyle aynı işlevi  taşımamaktadır. Tebliğ, muhatabın resmi yollarla bilgilendirilmesi amacını taşır ve bu bilgilendirme  kayıt altına alınır. Böylece muhatabın bilgilendirilip bilgilendirilmediği konusundaki tartışmaların  önü kapanmış olur. Oysa günümüzdeki avukatlık pratikleri göz önünde bulundurulduğunda, UYAP  üzerinden açılan bir kararın muhatap tarafından öğrenildiği bir varsayımdır ve bu varsayımın  aksinin gerçekleşme ihtimali de bulunmaktadır. Zira uygulamada bir hukuk bürosunda çalışan  kişilerin tek bir UYAP hesabı kullandıkları görülmektedir. Bu kapsamda, UYAP'tan kararın  görüntülenme tarihinin kararın ilgilisi tarafından öğrenme tarihi olduğunun kabulünde, kararın  büronun içerisindeki diğer avukatlar, stajyer avukatlar ve takip elemanları tarafından açılmış  olabileceği ve hatta yanlışlıkla tıklanıp dikkatli bakılmadan ve okunmadan kapatılmış olabileceği ihtimalleri göz ardı edilmiş olmaktadır.

Son olarak, bu içtihadın diğer üst yargı organlarınca benimsenmemiş olduğunun vurgulanması  gerekir. Bu içtihat, AYM'nin AYM Kanunu ve İçtüzük'te yer alan ihlalden haberdar olma kavramını  getirdiği yorumdan kaynaklanmakta ve sadece AYM tarafından benimsenmektedir. İdari ve adli  yargıyı düzenleyen yasal düzenlemeler, istinaf ve temyiz sürelerinin başlangıç tarihini tebliğ tarihi  olarak belirlemektedir. Bir yargı kararı idari ve adli yargıda istinaf veya temyiz edilecekse, eğer ilgili  mevzuatta aksi yönde bir düzenleme yoksa, bu süre kural olarak tebliğ tarihinden itibaren  başlayacaktır.

© Kolcuoğlu Demirkan Koçaklı Attorneys at Law 2020

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.