Miras hukuku, temelinde murisin terekesinin kime, hangi oranda ve nasıl bir sıralamayla geçeceğini, diğer bir ifade ile mirasın intikaline ilişkin soruları cevaplamayı amaçlayan bir hukuk dalıdır. Muris veya mirasçı yabancı bir ülke vatandaşıysa veya ikametgâhı veya mutat meskeni yabancı bir ülkedeyse veya ölüme bağlı tasarruf yabancı bir ülkede düzenlendiyse miras hakkına kavuşulması sırasında birden fazla ülkenin hukukuna temas edilecek ve bu noktada da hangi ülke hukukunun uygulanacağına ilişkin olarak milletlerarası özel hukuk kuralları devreye girecektir.

Ülkemizde yabancılık unsuru içeren ilişkilerde mirasın intikali bakımından hangi hukukun uygulanacağını Milletlerarası Özel Hukuk Kanunu (MÖHUK) 20. Maddesi belirlemektedir. Genel hüküm mahiyetindeki MÖHUK 20. Madde uyarınca ''Miras, ölenin milli hukukuna tabidir.'' Bu itibarla murise, kimlerin hangi oranlar ile mirasçı olacakları hususu murisin kendi milli hukukuna göre belirlenmektedir. Ancak aynı maddenin 2., 3. ve 4. fıkraları 1. fıkradaki genel kuralın istisnalarını içermekte olup genel kuralın uygulama alanını bir hayli daraltmış bulunmaktadır.

Kanun ilk istinasını anılan maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ile yabancı uyruklu murisin Türkiye'de bulunan taşınmazlarına Türk Hukuku'nun uygulanacağını düzenleyerek ortaya koymuştur. Türk Hukuku'nda, Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 599 maddesi uyarınca; mirasçılar, miras bırakanın taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini ve ayni haklarını doğrudan doğruya kazanmaktadırlar. Ancak miras bırakanın terekesinde yer alan taşınmazın mirasçılarına intikal etmesi için birtakım intikal işlemlerinin yerine getirilmesi gerekmektedir. Mirasın mirasçılara intikal etmesi için yapılması gereken ilk işlem, mirasçıların mirasçılık hak ve sıfatını kanıtlamak için Sulh Hukuk Mahkemesine ya da Notere başvurmak suretiyle "veraset ilamı/ mirasçılık belgesi" almalarıdır.

Mirasçılık belgesi (veraset ilamı); yasal ve atanmış mirasçıların murisin terekesi üzerinde mirasçılık sıfatı ve miras payları olduğu yönünde karine yaratan bir belgedir.

Miras bırakanın terekesinde bulunan taşınır/ taşınmazın intikali, mirasçılık belgesinde yazılı olan miras payları oranına göre yapılacaktır.

Ancak yabancı ülke vatandaşları açısından durum biraz daha farklıdır. Şöyle ki; yabancı ülke vatandaşları tarafından Türkiye'de bulunan terekeyi edinebilmek için görevli ve yetkili Türk Mahkemelerine mirasçılık belgesi almak adına başvurulduğunda belgenin menkul mallara mı, gayrimenkul mallara mı veyahut hem menkul hem de gayrimenkul mallara ilişkin olarak mı talep edildiğinin belirtilmesi önem arz etmektedir. Zira taşınır mallar hakkında miras bırakanın milli hukuku; taşınmazlar yönünden ise Türk Hukuku uygulandığından menkuller ve gayrimenkuller hakkında iki ayrı mirasçılık belgesi düzenlenmesi gerekmektedir.

MÖHUK 20. Maddenin ikinci fıkrası uyarınca ise mirasın açılması, iktisabı ve taksimi işlemleri, mirasa uygulanacak hukuku gösteren genel kuralın bir diğer istisnası olarak, terekenin bulunduğu ülkemiz hukukuna tabi kılınmıştır. Bu nedenledir ki mirasın açılması gibi bir ön meselenin değerlendirmesi de MÖHUK'un bağlama kurallarının yetkili kıldığı ülke hukuku doğrultusunda yapılacaktır. Mirasın iktisabı ve taksimi de bu değerlendirmelerin sonuçlanması akabinde değerlendirilecektir.

Taşınmaz tereke Türkiye'de bulunuyorsa bu taşınmaz terekeye Türk Hukuku uygulanacaktır. Bir diğer yandan, yabancı ülke vatandaşı olan murisin mirasçılarının Türkiye'de bulunan taşınmaz malı üzerindeki miras hakkının intikalinde öncelikle murisin milli hukukuna göre mirasçılık sıfatlarını haiz olup olmadıkları netleştirilecektir. Diğer bir ifade mirasçılığa ehil olunup olmadığı, murisin ölüm anındaki vatandaşlık statüsü ile mirasçılık belgesi talep eden kişinin murisin vefat ettiği ve mirasın açıldığı gündeki hukuki statüsüne göre belirlenecektir. Türk Medeni Kanunu'nda yabancı miras bırakan hakkında mirasçılık belgesi verilmesini engelleyen bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak Noterler tarafından mirasçılık belgesi düzenlenebilmesi için nüfus kayıtlarına tam ve doğru olarak erişilebilmesi gerekmektedir. Yabancı uyruklu şahısların yabancı bir ülkede tutulmuş nüfus kayıtlarının tam ve doğru olduğunun Noterler tarafından tespit edilebilmesi mümkün olmadığından yabancı uyruklu kişiler için Noterliklerden mirasçılık belgesi verilmemektedir.

Bu noktada değerlendirilmesi gereken bir diğer husus murisin vatandaşı olduğu ülke mahkemeleri veya nüfus müdürlüğünce usulüne uygun olarak düzenlenmiş, murisin mirasçısı olunduğunu gösterir ilam ya da nüfus kayıtlarının tanıma ve tenfizinin mümkün olup olmayacağıdır. MÖHUK'da, hukuk mahkemesi kararlarının ve çekişmesiz yargı kararlarının ülkemizde tanınabileceği düzenlenmiştir. Muris ile mirasçı olduğu iddiasında bulunan kişiler arasındaki bağı gösteren, vatandaşı oldukları ülke Nüfus Müdürlüklerince usulüne uygun düzenlenmiş nüfus kayıtları, mahkeme ilamı ve/veya o etkiyi yaratan bir belge vasfına haiz olmadığı ve bu konuda verilmiş mahkeme ilamları ise niteliği gereği aksi sabit oluncaya kadar geçerli belge niteliğinde olduğu, diğer bir anlatım ile maddi manada kesin hüküm oluşturmayan çekişmesiz yargı işlemi olduğundan, bu belgelerin Türk Mahkemeleri'nde tanıma tenfizinin yapılması söz konusu olmamaktadır.

Yabancı ülke vatandaşlarının ülkemizde mirasçılık belgesi temin edebilmesi için ise Mahkemeye başvuru gerekmektedir. Bunun yanında bu kişi yabancı uyruklu murisin mirasçısı olduğuna dair Türk mahkemeleri tarafından düzenlenmiş bir mirasçılık belgesine sahip olsa dahi taşınmazın kendisine intikalini istemesi durumunda kişinin Bakanlar Kurulu tarafından 2012 yılında düzenlenen listede yer alan 183 ülkeden birinin vatandaşı olup olmadığına bakılmaktadır. Listede yer alan 183 ülkeden birinin vatandaşı olan murisin mirasçısı Türkiye'de geçerli mirasçılık belgesine de sahip olduktan sonra, tapuda da gerekli işlemleri tamamlamasıyla birlikte, taşınmaz malın mülkiyetinin mirasçı kişi üzerine geçişi kayıtlar üzerinde de tamamlanmış olacaktır.

Ancak mirasçı, bu listede yer almayan bir ülkenin vatandaşı ise miras kalan taşınmaz mal üzerinde mülkiyet hakkına sahip olamayacaktır. O halde, yabancı ülke vatandaşı murisin mirasçılarının Türkiye'de taşınmaz ediniminde karşılıklılık esası değil, Bakanlar Kurulu'nun listesinin belirleyici olduğu söylenebilir. Listede yer alan 183 ülkede dışında kalan ülkelerden birinin vatandaşı olan murisin mirasçılarının miras hakkı; ancak ilgili taşınmazın satılması neticesinde ortaya çıkan bedel üzerinde diğer bir ifade ile taşınır üzerinde oluşacaktır.

Yabancı ülke vatandaşı olan murisin Türkiye'de bulunan terekesindeki taşınır mallar (araba, bankada para v.s.) hakkında ise murisin milli hukuku uygulanacaktır. Dava Türkiye'de açılsa dahi taşınır mirasa ilişkin meselelerde bu kişinin vatandaşı olduğu ülke hukukuna göre hüküm kurulacaktır. Taşınır terekenin intikalinde ise yine Türk Mahkemelerinden temin edilen mirasçılık belgesi, yabancı uyruklu murisin mirasçısının Türkiye'de mal üzerindeki miras hakkını edinmesi adına yeterli olacaktır.

Yabancı ülke vatandaşının mirasçısının olmaması halinde ülkemizde bulunan terekesine ne olacağı ise MÖHUK m.20/3 kapsamında belirlenmiş olup, tereke üzerinde Devletimiz hak sahibi olacaktır.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.