Marka Hukukunda Parodi İstisnası - Gülmeli Miyiz Yoksa Alınmalı Mıyız?

Fikri ve sınai mülkiyet alanı, marka sahiplerinin mülkiyet haklarını korumak ile üreticiler, sanatçılar ve yaratıcıların ifade özgürlüğünü sağlamak arasında hassas bir denge ile karşı karşıyadır. Marka hukuku, markaların ayırt edici niteliğini korumayı, tüketicilerin markaları birbirine karıştırılmasını önlemeyi ve marka sahiplerinin iyi niyetini korumayı amaçlamaktadır. Geleneksel olarak, bir markanın izinsiz kullanımı marka hakkının ihlali olarak kabul edilir. Tanınmış markaları mizahi bir şekilde taklit eden veya hicveden bir sanatsal ifade biçimi olan parodi kullanımlarının akıbeti marka hukukunda uzun zamandır bir soru işareti yaratmaktadır. Ancak bazı hukuk düzenlerinde, mevcut markaların kullanımına dayanan parodi ifadeler bir muafiyet olarak kabul edilmektedir. 

Parodi muafiyeti, markaların hiciv veya komedi amaçlı kullanımına izin vererek marka hakkının ihlali kuralına bir istisna sunar. Markaların parodi çerçevesindeki kullanımlarının dünyanın çeşitli yargı yerlerinde aktif olarak korunmasının temelini ifade özgürlüğü oluşturmaktadır. Bu yazımızda marka hukukunda parodi istisnasının yeri, Amerika Birleşik Devletleri ("ABD") ve Avrupa Birliği ("AB") açısından çeşitli yargı kararları dikkate alınarak incelenecektir ve Türk hukukundaki mevcut duruma değinilecektir. 

I. Parodi nedir? Parodi istisnası ABD ve AB'de hangi hukuki düzenlemeler altında uygulanmaktadır?

Parodi aslında bir başkası tarafından ortaya çıkartılan bir eserin veya bir başkasının sahip olduğu markanın değiştirilerek veya uyarlanarak belli bir yaratıcılık katılması suretiyle taklit edilmesidir. Parodi kullanılan ürün ya da hizmetler, tüketicilerin dikkatini çokça çektiği için, parodi kullanımları sıklıkla tercih edilmektedir.

ABD'de parodi kullanımlar ifade özgürlüğü ve adil kullanım doktrinleri altında yorumlanmakta ve bu amaçla ortaya çıkan kullanımların marka hakkına tecavüze yol açmayacağı kabul edilmektedir. ABD'de parodi marka uyuşmazlığı ortaya çıktığı zaman, fikir ve sanat eserlerinin telif hakları kapsamında korunması için getirilen The Copyright Law of the United States (ABD Federal Telif Yasası) kuralları "adil kullanım" doktrini altında kıyasen uygulanmaktadır. The Lanham Act (ABD Federal Marka Yasası) ile de uyuşmazlıkların çözümünde ifade özgürlüğü doktrini yer bulmaktadır. Buna göre, parodi kullanımların adil kullanım doktrini altında değerlendirilebilmesi için karıştırılma ihtimali yaratılmaması ve orijinal markanın ayırt edici gücüne (kaynak gösterme fonksiyonuna) zarar verilmemesi gerekmektedir. Bunun yanı sıra The Federal Trademark Dilution Act'in (ABD Federal Marka Sulandırılması Yasası) 1125. maddesinde parodi kullanımların markanın sulandırılması olarak yorumlanmayacağı belirtilmektedir. Bu düzenlemelerin yanı sıra ABD mahkemeleri, yıllar içinde gelişen içtihatları vesilesiyle, her somut olaya göre, marka sahibinin hakları ile ifade özgürlüğü ve adil kullanım arasında bir denge kurmaktadır.

AB'de ise 2017/1001 sayılı European Union Trade Mark Regulation (Avrupa Birliği Marka Tüzüğü - EUTMR) ile 2015/2436 sayılı Eurpean Union Trade Mark Directive (Avrupa Birliği Marka Direktifi - EUTMD) markaların hukuki koruması konularını ele almaktadır. Her iki düzenlemede de açıkça ifade özgürlüğünü konu alan bir madde olmamakla beraber her iki düzenlemenin de gerekçesinde "üçüncü kişilerin bir markayı sanatsal ifade kapsamında" kullanmasının haklı kullanım sayılması gerektiği ve bu kullanımların dürüst şekillerde gerçekleştirildiği müddetçe ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirileceğinden bahsedilmektedir.

Türkiye'de ise parodi markalar hakkında çıkartılmış veya buna değinen bir kanuni düzenleme mevcut değildir. Henüz Türk mahkemeleri tarafından parodi istisnasını inceleyen emsal kararlar da yayınlanmamıştır. Ancak zaman zaman Türk mahkemesi kararlarında dolaylı olarak parodi kavramına atıf yapıldığına denk gelinmektedir. Yazımızın beşinci (V) başlığında bu kararlara kısaca yer verilmektedir. Bu kararlarda detaylı değerlendirmeler yer almasa da, AB ve ABD'den farklı olarak, parodi kullanımları "ticari etki" yarattığı müddetçe, Türk mahkemelerinin parodi istisnası uygulama eğiliminde olmadığı öngörülmektedir. 

II. Parodi istinası uygulanan hukuk düzenlerinde bu uygulamaya temel teşkil eden prensip

Tanınmış markaların tüketici kitleleri üzerinde yarattığı etki nedeniyle parodiye konu olmalarının önü açıktır. Oldukça hızlı bir şekilde gelişen sosyal medya ve iletişim kültürü sayesinde özellikle tanınmış markaların güldürü niteliğinde parodi kullanımlarının ortaya çıktığı görülmektedir.

Marka hukuku kapsamında bir kullanımın parodi istisnası korumasından faydalanması çeşitli hukuk düzenlerinde, bu kullanım ticari etki doğursa dahi, ifade özgürlüğü çerçevesinde haklı kullanım olarak değerlendirilebilmektedir. Bir parodi kullanımının haklı kullanım olarak değerlendirilmesi için, parodi istisnası uygulayan hukuk düzenlerinde genellikle ilgili kesimin bunu parodi olarak algılaması şartı aranmaktadır. Önemle belirtmek gerekir ki bir markanın parodisinin amacı markayı kötülemek veya aşağılamak olmamalı veya marka sahibinin imajını zedelemeye çalışmamalıdır. Bu noktada parodi biçiminde üretilen bir ibare güldürü ve iğneleme unsurlarını sağlasa bile, marka hakkının ihlali ortaya çıkabilecektir. Elbette bu kavramların hepsi çok soyut ve yoruma açık kavramlardır. Bir parodi kullanımının ne zaman haklı kullanım sınırını aştığı, ne zaman bu sınır dahilinde kaldığı çok net bir şekilde ortaya koyulmayabilmektedir.

Bu noktada, ilgili hukuk düzenlerinde ifade özgürlüğü prensibinin ne derece geniş yorumlandığı önem teşkil etmekte ve sonucu belirleyici nitelikte olmaktadır. Buna göre AB ve ABD'de ifade özgürlüğü prensibi ile markaların karıştırılma ihtimali ve markanın kaynak gösterme fonksiyonu arasında bir denge kurularak belirli kriterlere göre karar verilmektedir. Her iki hukuk düzeninde de benzer kriterler dikkate alınmakta ve somut olayın unsurlarına göre karar verilmektedir. Yazının devamında ABD ve AB'de parodi istisnasının geçerliliği için aranan şartlara değinilmektedir.

III. ABD'de marka hukukunda parodi istisnası

ABD'de parodi kullanımlar ifade özgürlüğü ve bununla bağlantılı adil kullanım prensipleri çerçevesinde korunmaktadır. ABD'de parodi istisnası hakkında verilen çeşitli kararlar aşağıdaki gibidir. 

  • Supreme Court of the United States'in (ABD Yüksek Mahkemesi) Stop the Olympic Prison v. US Olympic Committee kararı:  New York'ta düzenlenen olimpiyatların yalnızca belli bir kesim tarafından izlenmesine bir tepki olarak "Stop the olympic prison" (Olimpiyat hapishanesini durdurun) başlıklı slogan ile Olimpiyat sembolü olan ve tescilli bir marka olan renkli beş halka sembolünün üzerine parmaklıklar yerleştirilerek bir kompozisyon oluşturulmuştur. Bu kullanıma karşı marka tecavüzü iddiasıyla dava açılmıştır. Verilen kararda bu çalışmanın temel bir insan hakkı olan ifade özgürlüğü kapsamında korunacağı, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin olmamasının da bu sonucu destekleyeceği gerekçeleriyle ihlal olmadığına hükmedilmiştir. Bu karardan da anlaşılacağı üzere, her ne kadar tescilli bir markanın aynısı orijinalini hatırlatacak biçimde kullanılsa ve parodi kullanımı ticari etki doğuracak nitelikte olsa da, karıştırılma ihtimalinin yokluğu parodi kullanımların ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesini sağlamıştır. 
  • ABD Yüksek Mahkemesi'nin Oyuncak kararı:  Bir oyun şirketinin yarattığı video oyununda dünyaca ünlü bir oyuncak markasının oyuncaklarının sesleri değiştirilerek beklenmedik şeyler söylemesi sağlanmıştır. Bunun üzerine oyuncak markasının sahibi marka hakkının ihlali gerekçesiyle dava açmıştır. Fakat mahkeme bu parodi kullanımın, marka sahibinin itibarını zedelemediğine ve ifade özgürlüğü çerçevesinde korunacağına karar vermiştir. Bu karardan da anlaşılacağı üzere, ABD mahkemeleri markanın itibarının zedelenmesi ihtimalini dar yorumlamakta ve parodi kullanımlardan kaynaklı ifade özgürlüğüne ağırlık vermektedir. 
  • ABD Yüksek Mahkemesi'nin Homel Foods Corp. v. Jim Henson Productions, Inc. kararı: Dava, Jim Henson Productions'ın ürettiği "Spa'am" isimli parodi karakterin, Home Foods'un tanınmış "SPAM" markalı ürünleri üzerindeki marka haklarını ihlal edip etmediği üzerinedir. Spa'am, SPAM marka kapalı kutu domuz eti ürününe alaylı bir yaklaşımla atıf yapan, Muppet filmindeki domuzcuk adasının korkutucu kral karakteridir. Mahkeme, parodi kullanımların SPAM markasının sulandırılması sonucunu yaratmayacağı ve ifade özgürlüğü ve adil kullanım istisnası altında korunacağını belirterek marka haklarının ihlali bulunmadığına hükmetmiştir. Bu karardan da anlaşılacağı üzere, ABD mahkemeleri markanın sulandırılması riskini dar yorumlamakta ve parodi kullanımlardan kaynaklı ifade özgürlüğüne ağırlık vermektedir.

Bu davalar, mahkemelerin marka hukukundaki adil kullanım istisnası kapsamında parodileri tanıdığı ve koruduğu örnekleri göstermektedir. Öte yandan, ABD marka hukuku uyarınca, parodi maksatlı kullanımın orijinal marka üzerinde yaptığı değişiklikler yeterince ayırt edici değilse, markanın rakipleri tarafından itibarını zedelemek amacıyla yapılmışsa ve karıştırılma ihtimalinin ana unsuru olan köken gösterme fonksiyonuna zarar vermekteyse bir ihlalden söz edilebilir. Bütün bu durumların yanı sıra başka bir koşul olarak parodi kullanımının güldürü amacıyla yapıldığının anlaşılmaması ya da güldürü amacı taşımaması da adil kullanım istisnasını kapsamını aşan hallerdir. Bu prensipler çeşitli mahkeme kararlarında ortaya konmaktadır.

  • ABD Yüksek Mahkemesi'nin Giyim Markası kararı: Bu karara konu olayda, bir öğrenci, arkadaşlarının giydiği tanınmış bir markanın kıyafet ürünlerini eleştirmek maksadıyla bu markanın ibaresini karıştırılma ihtimali yaratacak şekilde ofansif güldürü unsurlu bir ibare ile değiştirerek ve orijinal markanın şekil unsurunu ters çevirerek yeni bir marka yaratmıştır. Mahkeme parodi amaçlı olarak üretilen bu markanın tanınmış bir markanın itibarını zedeleme amacı taşıdığı, aynı sınıftaki ürünler için kullanıldığı ve markanın görsel olarak orijinal marka ile yüksek derecede benzerlik gösterdiği gerekçeleriyle işaretler arasında karıştırılma ihtimali bulunduğuna hükmetmiştir. Bu olayda mahkemenin asıl koruduğu hak markanın itibarı ve kaynak gösterme fonksiyonu olmuştur çünkü oluşturulan parodi kullanım buna zarar verme amacı taşımaktadır.
  • ABD Yüksek Mahkemesi'nin Kamu Düzeni kararı: Karara konu olayda ünlü bir hızlı tüketim malları üreticisinin içecek ürününe ilişkin bir reklam sloganı yasaklı bir uyuşturucu ile ilişkilendirilerek parodi olarak kullanılmıştır. Mahkeme, yasa dışı bir ürünle bağlantı kurulduğunu ve orijinal marka sahibinin yazı tipinin birebir aynısının kullanıldığını belirterek, marka ihlalinin oluştuğu sonucuna varmıştır. Karara göre, markanın tanınmışlık karakterinden yararlanılarak kamu düzenine aykırı ifadeler kullanılması sonucu, marka ve bu uygunsuz söylem arasında kurulacak bağlantı markanın itibarına zarar verecektir. Bu ihtilafta mahkeme, markanın itibarını üstün tutmaktadır.

ABD'de mahkeme kararlarının çizdiği çerçevede korunan bir ifade biçimi olarak parodi istisnası, karıştırılma ihtimali yaratmadığı veya orijinal markayı sulandırmadığı veya itibarına zarar vermediği sürece, bireylerin ve işletmelerin markalı unsurları mizahi veya hicivli bir şekilde kullanmalarına izin vermektedir. Bu kararlar ifade özgürlüğünün önemini vurgulamakta ve marka haklarının korunması ile yaratıcı yorum ve eleştiriye izin verilmesi gerekliliği arasında bir denge kurmaktadır.

IV. AB'de marka hukukunda parodi istisnası

AB'de de parodi kullanımlar belli bir dereceye kadar haklı kullanım sayılmakta ve ifade özgürlüğü kapsamında korunmaktadır. AB'de parodi istisnası hakkında verilen çeşitli kararlar aşağıdaki gibidir.

  • European Union Court of Justice'in (Avrupa Birliği Adalet Divanı - ABAD) Deckmyn v. Vandersteen kararı: Bu karar ABAD'ın parodi istisnasını ele aldığı ilk karardır. Karar her ne kadar parodi istisnasının telif hakkı yönünden değerlendirilmesine ilişkin olsa da, AB'de bu konuda verilen ilk karar olması neticesinde kararda sözü geçen kurallar parodi istisnasının yorumlanmasında sonraki kararlara yol gösterici olmuştur. Milliyetçi siyasi parti Vlaams Belang, Spike ve Suzy isimli yayımcıların 1961 tarihli "De Wilde Weldoener'in" (Vahşi Hayırsever) isimli çizgi roman kapağında yer alan ana karakterin karikatüründen esinlenerek Gent şehri sakinlerine 2000 adet takvim dağıtmıştır. Takvimde orijinal karakter Lambic'in yerini Gent Belediye Başkanı almıştır. Dağıtılan takvimlerde, farklı ırklardan insanların Gent şehrinde vergi veren vatandaşların haklarından haksız bir şekilde yararlandığı ima edilmektedir. ABAD parodinin anlamının günlük dilde de kullandığımız şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirterek iki kriter öne sürmüştür. İlk kriter parodi kullanımın orijinalinden anlaşılabilir şekilde farklı olması, ikinci kriter ise mizah ve eleştiri ögeleri içermesidir. ABAD mizahi özelliği olmayan parodilerin bu istisnanın kapsamı dışında tutulacağına değinmiştir. Aynı zamanda ifade özgürlüğü ve yararlanılan eserin sahibinin hakları arasında adil bir denge kurulması gerektiğine değinerek bu parodi kullanımın istisna kapsamında değerlendirilmeyeceğine karar vermiştir.

  • European Intellectual Property Office'in (Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi - EUIPO) Mizahi Mesaj kararı: Bu davada, tanınmış bir giyim markasının logosu taklit edilerek yapılan marka başvurusuna karşı orijinal marka sahibinin itirazı incelenmiştir. EUIPO bu kullanımın herhangi bir parodi mesaj içermeden, mizah veya eleştiri unsuru zayıf bir şekilde, yalnızca satış yapabilmek adına, orijinal markanın tanınmışlığından yararlanmayı amaçlaması nedeniyle, orijinal marka ile karıştırılma ihtimali yarattığına hükmetmiştir. EUIPO, karıştırılma ihtimali ile parodi kullanım arasındaki dengeyi kurarken, tüketicilerin uğrayacağı karıştırılma ihtimalinin parodi kullanım istisnasını geride bırakacağını değerlendirmiştir. Mahkeme parodi kullanımların belirli seviyede bir mizahi mesajı aktarmaya yönelik olması gerektiğinin üzerinde durarak marka hakkı ve parodi kullanımlar arasında denge kurmuştur.

  • Cour Suprême Française'in (Fransız Yüksek Mahkemesi) Esso Française SA v. Association Greenpeace France Kararı: Greenpeace France, Esso'nun Kyoto Protokolü kapsamında küresel ısınmaya karşı gerekli önlemleri almadığını protesto etmek amacıyla "stop Esso, stop E$$O and E££O" şeklinde parodi kullanımlarda bulunmuştur. Mahkeme bu kullanımların Greenpeace'in belirli bir mesajı vermek amacıyla ifade özgürlüğü kapsamında gerçekleştirdiği gerekçesiyle itibar zedeleyici bir durum ya da marka ihlali bulunmadığına hükmetmiştir.

  • Bundesgerichtshof'un (Alman Federal Yüksek Mahkemesi) Haksız Yarar kararı: Bir sanatçının tanınmış bir giyim markasının logosunu taklit ederek tasarladığı tişörtler nedeniyle orijinal marka sahibi genel izlenim itibariyle markalar arasında bütünsel benzerlik olduğu iddiasında bulunarak marka ihlali davası açmıştır. Sanatçı, tanınmış markada yer alan vahşi bir kedi türüne ait hayvan figürünü poodle türündeki bir köpek ile değiştirerek benzeri renk ve fontlarda baskılar üretmiştir. Davalı ise bu markanın parodi bir kullanım olduğunu ve ifade özgürlüğü çerçevesinde korunması gerektiğini iddia etmiştir. Mahkeme, iki marka arasındaki farklılıklara rağmen karıştırılma ihtimali bulunduğuna ve orijinal markanın sektördeki tanınmışlığından haksız bir yarar sağlandığına değinerek tanınmış marka sahibinin marka üzerindeki hakları ile ifade özgürlüğü arasında dengeli bir ayrım olduğuna ve kişinin ifade özgürlüğünün marka sahibinin haklarını açıkça ihlal edecek şekilde benzer bir markayı korumayacağına değinmiştir.

Bu kararlar, AB hukuk düzeninde mahkemelerin parodi istisnasını nasıl yorumladığını ve uyguladığını göstermektedir. Bu kararlar marka haklarının korunması ile parodinin doğasında bulunan ifade özgürlüğü ve yaratıcılığın dengelenmesinin önemini vurgulamaktadır. Ancak AB hukuk düzeninde parodi istisnasının, ABD'ye kıyasla daha dar yorumlandığı da gözlerden kaçmamaktadır. 

Hem ABD hem AB'de mahkemeler, parodinin bir sosyal yorum ve eleştiri biçimi olarak hizmet ettiğini kabul etmekte ve markaların mizahi veya hicivli bir şekilde kullanılmasına izin vermektedir. Fakat, bir parodinin korunmaya hak kazanabilmesi için, tüketicinin karıştırılma olasılığını azaltacak şekilde temel markadan farklı bir mesaj iletmesi gerekmektedir. Buna göre parodi yalnızca, açıkça ayırt edilebilir olması, karışıklığa neden olmaması ve orijinal markanın ayırt edici karakterini veya itibarını haksız bir şekilde istismar etmemesi veya zarar vermemesi halinde marka ihlaline karşı geçerli bir savunma olarak kabul edilmektedir.

V. Türkiye'de marka hukukunda parodi istisnasına yaklaşım

İfade özgürlüğü Türkiye'de Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının 26. maddesi çerçevesinde korunmaktadır. İfade özgürlüğü kapsamında korunacak bir parodinin aynı zamanda fikri ve sınai haklara zarar vermeyecek nitelikte olması gerekmekte ve bu dengeyi sağlamak olay bazında inceleme yapacak mahkemelere düşmektedir. Türk hukukunda henüz parodi kullanımları, ABD veya AB'de incelendiği düzeyde ele alan bir karar çıkmamıştır. Ancak bazı mahkeme kararlarında dolaylı olarak parodi kullanımların etkilerinden bahsedilmiştir. 

  • Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin E. 2013/11793, K. 2014/16523 sayılı kararı: ..."Ha Babam De Babam" isimli bir televizyon programında "Kurtlar Vadisi" dizisindeki kıyafetlerin ve karakterlerin parodi versiyonlarına yer verilmesine karşı telif tecavüzü iddiasıyla bir dava açılmıştır. Bu konuda verilen kararda mahkeme

"5648 sayılı Yasa'da eser haklarına getirilen istisnalar arasında parodiye yer verilmediği, dolayısıyla yasanın koruduğu haklara yönetmelikle kısıtlama getirilmesinin mümkün olmadığı, bir an için parodinin istisnadan yararlandığı varsayılsa bile dava konusu kullanımda eserin sadece karakterleri değil diziden alınan alıntıları aynen kullandığı gibi dizinin müziği, kostümleri, dekoru, diyalogları, konsepti ile birlikte kullanıldığı, davacıya ait dizinin tanınmışlığı ve ticari başarısından paraziter bir şekilde yararlanma durumunun söz konusu olduğu"

ifadelerine yer vermiştir. Kararda Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ya da Sınai Mülkiyet Kanunu'nda parodi istisnasına açıkça yer verilmediği belirtilmiştir. Bu nedenle de mahkeme dar bir yorumlamada bulunarak eser sahibinin fikri haklarını önceliklendirmiştir. Her ne kadar bu karar marka ihlaline ilişkin olmasa da, Türk mahkemelerinin gelişmekte olan parodi istisnasına telif hakları yönünden ilk yaklaşımlarını göstermektedir.

  • İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi'nin "4 Çeker Çok Yakar" kararı: Avea bir reklamında, Turkcell'in "Dört Çeker" sloganını parodileştirerek kullanmıştır. Turkcell bu kullanımlara karşı haksız rekabet iddiasıyla dava açmıştır. Mahkeme bu kullanımların haksız rekabete yol açtığını değerlendirerek Avea'nın reklamını durdurma kararı vermiştir. Bu karar, Türk mahkemelerinin birbirleri ile aynı sektörde faaliyet gösteren firmaların sıkça başvurduğu parodi kullanımlardan elde edilecek ticari etkiyi haksız rekabete sebebiyet verecek şekilde yorumladığını göstermektedir. Her ne kadar mahkeme fikri mülkiyet hukuku açısından bir değerlendirme yapmamış da olsa, bu tarz ticari kullanımlar parodi teşkil etse bile, mahkemelerce parodi kullanımların haksız kullanımlara muafiyet olarak kabul edilmediğini göstermektedir.

  • İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin E. 2018/307 K. 2020/149 sayılı kararı: Bu kararda tüketicilerin şikayetlerini paylaştığı bir internet sitesi platformunda paylaşılan bir ibarenin parodi kullanımı olup olmadığı konusunda bir değerlendirmede bulunulmuştur. Mahkeme değerlendirmesinde

"... marka sahibinin haklarıyla markayı eleştiri, parodi, haber amaçlı kullanmak isteyenlerin arasında denge sağlayıcı bir durum olmalıdır. Bu dengeyi sağlayacak olan da markanın herhangi bir ticari gelir elde etme veya markanın itibarına, kaynak gösterme fonksiyonuna zarar vermeden somut olay açısından sadece eleştiri amacıyla kullanılmasıdır... Bütün bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde; davalının web sitesindeki kullanımlarının "ticari etki" yaratabilecek nitelikte olmadığı, markaya alternatif sunmadığı ve markanın kapsamındaki mal/hizmetlerle ilgili bir faaliyeti olmadığı, markanın şikayetlerin ifade edilebilmesi amaçlı kullanımının ifade özgürlüğü sınıfları içinde olduğu kanaatine varıldığından marka ihlali olmadığı kanaatine varılmıştır."

ifadelerine yer vermiştir. Mahkemenin bu yaklaşımı, ticari etki doğurmayan parodi kullanımların ihlal yaratmadığını, bu vesileyle de dolaylı olarak ticari etki yaratan bir parodi kullanımın muafiyet kapsamında değerlendirilemeyeceğini göstermektedir.

Türk mahkemeleri ve mevzuatı henüz parodi kullanımları tamamen ele almamış olsa da, bu konuya yaklaşımın nasıl olacağına dair yukarıdaki kararlar bize biraz olsun yol gösterebilmektedir. Türkiye'de ABD ve AB'den farklı olarak konuyla ilgili yaklaşım ticari etki doğuran bir kullanım söz konusu olduğunda ortaya çıkmaktadır. Buna göre Türkiye'de ticari etki yani parodi kullanımı vasıtasıyla elde edilecek ticari kazançlar, bu kullanımların istisna sayılıp sayılmayacağını etkilemektedir. O halde, bir kullanım parodi olarak kabul edilse dahi, bu kullanımın yarattığı ticari etkinin orijinal markaya zarar vereceği kabul edilerek bir istisna kategorisinde olmadığı kararlaştırılabilir. Marka ihlalinden bahsetmek için ihlal yaratan kullanımın ticari etki doğurması zaten ön şart olduğundan, güncel durumda Türkiye'de marka ihlallerinde parodi istisnasının uygulanmadığı söylenebilecektir.

VI. Genel değerlendirme

Markalar ve özellikle tanınmış markaların sahipleri toplumun gözünde ve piyasada yer edinmek adına uzun yıllar boyunca yüksek yatırımlar yaparak markalarına belli bir ayırt edicilik ve itibar kazandırırlar. Kural olarak bir markanın üçüncü kişiler tarafından izinsiz kullanımı hemen hiçbir hukuk düzeninde kabul edilmez. 

Buna karşın markaların parodi kullanımlarına AB ve ABD gibi bazı hukuk düzenlerinde belli şart ve kriterlerin sağlanması halinde izin verilebilmektedir. ABD ve AB'de parodi kullanımlar hem telif hakkı kapsamında hem de marka hukuku anlamında korunmakta, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmektedir. Bu iki kavram arasında somut olayın özelliklerine göre bir denge kurulmaktadır.

Kısaca, marka hukuku kapsamında parodi kullanımların korunmasından söz edebilmek için gereken faktörler şu şekilde özetlenebilir: orijinal marka ile parodi kullanım arasında karıştırılma ihtimali bulunmamalı, markanın köken gösterme fonksiyonu zarar görmemeli, parodi kullanım ile güldürü ve eleştiri amaçlandığı açıkça belli olmalı ve ilgili kitle parodi kullanımın şaka amaçlı olduğunu kolayca anlamalıdır.

Türkiye'de ise parodi kullanım kapsamında yaratılan markaların haklı kullanım sayılıp sayılmayacağı konusu mevzuatta açıkça düzenlenmemiştir, bu konuya doğrudan değinen içtihatlar da oluşmamıştır. Dolaylı olarak parodi kavramına değinen Türk mahkemesi kararları incelendiğinde, ticari etki doğurduğu müddetçe, parodi kullanımının marka haklarının ihlalinden kurtulmak için haklı sebep teşkil etmeyeceği anlaşılmaktadır. Bunun kapsam ve sınırını belirleyecek olan mahkeme kararları ve gelecekte meydana düzenlemeler heyecanla beklenmektedir.

Click here to continue reading . . .

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.