Üç boyutlu baskı teknolojisi ("3D Printing Technology") nedir?

Üç boyutlu baskı teknolojisi, 1980'lerin sonlarına doğru ortaya çıkan ve hızlı, ucuz ve çabuk prototipleme, üretim veya çoğaltma teknolojilerini kapsayacak şekilde kullanılagelen bir terimdir. Üç boyutlu baskı teknolojisine ilişkin süreç, baskısı gerçekleştirilecek olan nesnenin ya da cismin üç boyutlu baskı teknolojisine sahip bir yazılım veya üç boyutlu baskı teknolojisine sahip bir yazıcı kullanılarak dijital bir dosya halinde biçimlendirildiği aşama ile başlamaktadır. Söz konusu dijital formdaki dosya daha sonra, eritilmiş hammaddenin katmanlar halinde birleştirilmesi suretiyle dijital dosyada bulunan modellemeyi fiziki formdaki üç boyutlu bir nesneye dönüştüren özel bir yazılıma sahip bir yazıcıya aktarılır.

Üç boyutlu baskı teknolojisi kullanılmak suretiyle meydana getirilen pek çok ürün geleneksel olarak büyük miktarlardaki hammaddenin daha küçük parçalara ayrılması ve akabinde tekrar bir araya getirilmesiyle üretilmektedir. Artık üç boyutlu baskı teknolojisi sayesinde, üretim her zamankinden daha maliyetsiz, pratik ve verimli hale gelmiştir.

Üç boyutlu baskı teknolojisine sahip günümüz yazıcılarında plastikten seramiğe, metalden karma nitelikteki malzemelere kadar uzanan geniş bir yelpazedeki çeşitli malzemelerin hammadde olarak kullanılması mümkün hale gelmiştir. Üç boyutlu baskı teknolojisine ilişkin üretim sürecinde kullanılan malzeme yelpazesinin genişlemesi çok sayıda sektörü olumlu etkilemekte olup inovasyon ve yenilik alanında benzersiz fırsatları beraberinde getirmektedir. Üç boyutlu baskı teknolojisine sahip yazıcıların artık daha az maliyetli olması ve bununla birlikte, üretim getirisi ve kar marjının milyarlara ulaşmasıyla birlikte, üç boyutlu baskı teknolojisine sahip yazıcılar evsel kullanım için dahi tercih edilmektedir. Bu imkan, fikri mülkiyet hak ihlallerinin artmasına ve bu ihlallerin tespit ve kontrolünün zorlaşmasına sebep olabilmektedir.

Üç boyutlu baskı teknolojisi ve fikri mülkiyet hakları

Üç boyutlu baskı teknolojisinin gelişmesi bu teknolojiye sahip yazıcıların daha kompakt ve taşınabilir ebatlarda üretilmesine, böylelikle daha da yaygınlık kazanarak evlerde dahi bireysel kullanım amacıyla tercih edilmesine sebebiyet vermiştir. Her ne kadar teknik ve uzmanlık gereklilikleri yönünden uğraş gerektiren bir alan olsa da üç boyutlu baskı teknolojisi, pek çok farklı alan yönünden üretim kolaylığı ve pratikliği sağladığından sıklıkla tercih edilmektedir.

Her ne kadar üç boyutlu baskı teknolojisi gerek bireysel çapta gerekse sektörel olarak üretim sürecini daha az maliyetli, hızlı ve pratik hale getirmekteyse de bu teknolojinin sunduğu söz konusu pratik faydalar, bu teknolojinin fikri mülkiyet hakları nezdinde yaratabileceği olası tehditlerin de irdelenmesi gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Nitekim üç boyutlu baskı teknolojisinin, üçüncü bir tarafın patent, faydalı model, telif veya tasarım hakkına tabi olarak korunan bir ürün, buluş, eser veya biçimin üretilmesinde kullanılması söz konusu olabilmektedir. Bu teknoloji üçüncü kişilere ait fikri mülkiyet haklarının ihlaline sebebiyet verebilecek üretim süreçlerinin kolaylıkla yürütülmesinin de önünü açmaktadır.

Nitekim, üç boyutlu baskı teknolojisinin fikri mülkiyet hakları nezdinde yarattığı ihlal tehdidinin farkına varan çeşitli hak sahipleri kendi ürünlerinin, bu teknolojinin kullanılması suretiyle üçüncü kişiler tarafından üretilmesini engellemek amacıyla birtakım yöntemler geliştirmeye başlamıştır. Örneğin, yurtdışında mukim bir güvenlik şirketi, kendisi tarafından üretilen orijinal ürünleri bitki DNA'sı ile işaretleyerek bu ürünlerin üçüncü kişiler tarafından üç boyutlu baskı teknolojisi kullanılmak suretiyle izinsiz şekilde üretilmesinin önüne geçmektedir. Benzer şekilde, yurtdışında mukim başka bir firma kimyasalla işlenmiş bir parmak izi bileşenini, ürün yüzeyinin altına yerleştirmek suretiyle orijinal ürünlerin üç boyutlu baskı teknolojisi ile taklit edilmesinin önüne geçilebildiğini açıklamıştır.

Her ne kadar hak sahiplerinin, üçüncü kişiler tarafından üç boyutlu baskı teknolojisinin fikri mülkiyet haklarını ihlal edecek şekilde kullanmasının önüne geçmek amacıyla çeşitli önemler alma eğiliminde oldukları söylenebilirse de, söz konusu önlemler genellikle sofistike bir mühendislik çalışması ve yatırım gerektirdiğinden, her hak sahibinin bu önlemleri faal olarak alması mümkün olmamaktadır. Bunun karşısında üç boyutlu baskı teknolojisinin giderek daha az maliyetli, daha pratik ve daha kompakt bir üretim metodunu beraberinde getirerek yaygınlaşması, üçüncü kişilerin kötü niyetli girişimlerinin önünü açmaktadır. Kaldı ki üç boyutlu baskı teknolojisinin kısa zaman içinde gösterdiği yüksek ivmelenme karşısında, hak sahipleri tarafından yüksek maliyetler ve özenli çalışmalarla geliştirilen önlemlerin de zamanla bu teknolojinin hızlı gelişimi karşısında bir noktada etkisiz kalması kaçınılmaz olacaktır.

Dolayısıyla, üç boyutlu baskı teknolojisi kullanılmak suretiyle fikri mülkiyet haklarına yöneltilen ihlal tehdit ve eylemlerinin süreğen bir olgu olarak hayatımızda yer edinmesi beklenebilir. Hukukumuzda, üç boyutlu baskı teknolojisi kullanılarak üçüncü bir tarafın patent, faydalı model, telif veya tasarım hakkına tabi olarak korunan bir ürün, buluş, eser veya biçimin üretilmesi suretiyle söz konusu fikri mülkiyet haklarının ihlali durumunu öngören herhangi bir özel düzenleme bulunmamaktadır. Mevcut durumda üç boyutlu baskı teknolojisi kullanılarak ilgili fikri mülkiyet haklarının ihlal edilmesi söz konusu olursa, ihlale konu hakka ilişkin olarak 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ("SMK") ile 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda ("FSEK") yer verilen düzenlemeler uygulama alanı bulacaktır.

Her ne kadar üç boyutlu baskı teknolojisinin kullanılması suretiyle fikri mülkiyet hakları nezdinde gerçekleştirilen ihlal eylemleri yönünden FSEK ve SMK'da yer alan genel düzenlemelerin uygulama alanı bulması söz konusu olacaksa da, niteliği gereği üç boyutlu baskı teknolojisi kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen ihlal eylemlerine yönelik aksiyon alınması, birtakım zorlukları da beraberinde getirebilecektir. Bu bağlamda, hak sahiplerinin karşılaşabileceği ilk ve en önemli zorluk, üç boyutlu baskı teknolojisini kullanmak suretiyle fikri mülkiyet haklarını ihlal edici şekilde üretim yapan kişinin/ kuruluşun tespitidir.

Hak ihlalinde bulunan tarafın, nispeten büyük bir üretici veya tüzel kişiliği bulunan bir firma olması halinde, hak sahibinin ilgili tarafı tespit ederek hukuki aksiyon alması kolaylaşacaktır. Bununla birlikte, üç boyutlu baskı teknolojisinin daha az maliyetli, çok daha pratik ve kompakt hale gelmesi, bu teknolojiye sahip yazıcıların bireyler tarafından evsel kullanım amacıyla tercih edilmesini ve bu teknoloji kullanılarak üretim yapılmasını da yaygınlaştırmıştır. Dolayısıyla, özellikle hak ihlalinde bulunan tarafın, evsel kullanım amacıyla satın aldığı üç boyutlu baskı teknolojisine sahip bir yazıcı ile üretim yapan bir gerçek kişi tacir olması halinde, ilgili kişinin kimliğinin tespit edilmesi çok güçleşebilecektir. Bu durumda hak ihlalinde bulunan kişinin kimliğinin tespit edilmesi çok maliyetli olabileceği gibi zaman ve emek isteyen bir çabaya yol açacaktır. Kaldı ki, üç boyutlu baskı teknolojisini kullanarak üretim yapan gerçek kişilerin sayısının gün be gün arttığı dikkate alındığında, hak ihlalinde bulunan her bir gerçek kişinin ilgili hak sahibi tarafından tespiti ve takibi pratik açıdan da mümkün olmayacaktır.

Hak sahiplerinin, kendilerine ait fikri mülkiyet hakları nezdinde ihlal teşkil edecek şekilde üretim yapan kişi/kuruluşların tespiti hususunda karşılaşmaları hayli olası olan bu zorluk, beraberinde başka bir hukuki problemi de getirmektedir. Nitekim, hak ihlali yaratacak şekilde üretim yapan kişi/kuruluşun tespit edilememesi halinde ilgili hak sahiplerinin, ihlali bizzat gerçekleştirememekle birlikte buna katkı sağlayan üçüncü kişiler aleyhine hukuki aksiyon alıp alamayacağı konusu da tartışmalıdır. Örneğin, bir patent hakkı sahibine ait ürünün üç boyutlu baskı teknolojisi kullanılarak üçüncü bir tarafça üretilmesi halinde esasen, kullanılan yazıcının üreticileri ve üç boyutlu baskı kartuşu tedarikçileri de -her ne kadar patent hakkına ihlal teşkil eden ürünün meydana getirilmesinde doğrudan rol almasalar dahi- dolaylı olarak patent hakkının ihlalini teşkil eden söz konusu eyleme iştirak etmiş olmaktadırlar. Her ne kadar somut olayın özelliklerine göre sorumluluk esasının farklılık göstermesi söz konusu olabilecekse de genel itibarıyla, patent hakkına ihlal teşkil eden ürünün meydana getirilmesinde kullanılan yazıcı ve kartuşun üreticilerinin, salt geliştirdikleri bu aygıtların patent hakkına ihlal teşkil eden bir üretimde üçüncü taraflarca kullanılmış olmasından bahisle hukuki sorumluluklarının ortaya çıkacağından bahsedilemeyecektir. Nitekim bu üreticilerin, ürettikleri aygıtların hukuka uygun bir menfaat ve amaca hizmet eden teknik ve temel cihazlar olduklarından bahisle mahkemeler nezdinde sorumluluktan ari tutulması daha olasıdır. Dolayısıyla, ihlal teşkil eden eyleme dolaylı olarak katkı sunan taraflara ilgili hak sahibince başarılı bir şekilde hukuki aksiyon alınması da -somut olay yönünden özellik arz edebilecek haller dışında- pek mümkün olmayacaktır.

Dolayısıyla, mevcut gelişmeler ışığında üç boyutlu baskı teknolojisinin gelişimi ve yaygınlığı ivmelenmiş olmakla birlikte, bu teknolojinin kullanılması suretiyle ortaya çıkan fikri mülkiyet hakkı ihlalleri yönünden hak sahiplerinin etkin hukuki korumadan istifade edebilmelerinin önünde azımsanamayacak zorlukların bulunduğu tartışmasızdır.

Sonuç

Üç boyutlu baskı teknolojisi günbegün gelişmekte ve çok daha pratik, çabuk ve masrafsız bir şekilde üretim yapmanın vazgeçilmez araçlarından biri halinde gelmektedir. Üç boyutlu baskı teknolojisi ile fikri mülkiyet hakları arasındaki ilişkinin ele alınması, bu teknolojinin kullanılması suretiyle üçüncü tarafların fikri mülkiyet hakkına tabi materyallerin üretilmesi halinde hak sahibinin alabileceği olası hukuki aksiyonların sınırlarının daha iyi çizilebilmesi için büyük önem teşkil etmektedir.

Özetlemek gerekirse, fikri mülkiyet hakkı sahiplerinin üç boyutlu baskı teknolojisi çağında ihlal tehditleri karşısında konumlarını güçlendirmek için alabilecekleri bazı stratejik hamleler bulunsa da, bu stratejik hamlelerin hukuken etkinliği, kaçınılmaz olarak ya yeni kurallara gereksinimin ortaya çıkmasını ya da mevcut kuralların farklı şekilde yorumlanmasını gerektirecektir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.