Yurtiçi ve uluslararası ticaretin en önemli unsurlarından biri taşımadır. Bu kapsamda günümüzde uluslararası ticaretin yaklaşık olarak %90'ı deniz yolu ile sağlanmaktadır. Denizcilik sektörü ülkelerin dünyaya açılımını ve entegrasyonunu sağlayan en önemli sektörlerden biridir. Bu açılım ve entegrasyon ne derece güçlü olursa ülkelerin ekonomik gücü de o derece yüksek olmaktadır. Bir ülkede gelişen gemi endüstrisi, o ülkede hayat standardının yükselmesiyle birlikte uluslararası pazarda bu ülkenin daha kolay rekabet imkânları yakalamasına yol açacaktır. Bu gelişme, diğer gelişmekte olan ülkelere örnek teşkil edecek ve bu etkileşim devam edip gidecektir.

Peki biz bu etkileşimin neresindeyiz? Şöyle ki ülkemizde taşımacılık sektörü uzun yıllardan beri yurt içi (kabotaj) taşımalarda kara yolları (%95), uluslararası taşımalarda ise deniz yolları (%85) ağırlıklı olarak sürdürülmektedir. İMEAK Deniz Ticaret Odası 2019 verilerine göre, ülkemizin dış ticaret yüklerinin %89'u deniz yoluyla taşınmaktadır. Bu oranı taşınan yükün değeri olarak ifade etmek gerekirse; ihracat ve ithalat hacmimizin %61'i (yaklaşık 238 milyar dolar) deniz yoluyla gerçekleşmektedir. Yapılan taşımanın %11'i Türk bayraklı gemilerle yapılmaktadır. Bu, her yıl yabancı bayraklı gemilere 3 milyar doların üzerinde navlun ödenmesi anlamına gelmektedir. Her ne kadar Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planında ithal ve ihraç yüklerinin en azından yarısının yerli gemilerle taşınması öngörülmüşse de kamu kurumlarınca bu plana tam olarak uyulmadığı gözlenmiştir. Dış ticaret taşımalarının büyük oranda yabancı bayraklı gemilerle yapılmasının bir nedenini ise ithalatta CIF taşıma şeklinin tercih edilmesi; bunun sonucunda da yurt dışında bulunan satıcıların büyük oranda yabancı bayraklı gemileri tercih etmeleri oluşturmaktadır.

ELVERİŞLİ BAYRAK YOLUNDA TÜRK BAYRAĞI – TUGS

Ülkemizin ticari gemi taşıma kapasitesinin dünyadaki konumuna bakılacak olursa, 2017 yılı itibariyle, Türk bayrağı taşıyan gemilerin taşıma kapasitesi toplamı yaklaşık 8 milyon DWT iken; Marshall Adaları bayrağını taşıyanlar 216 milyon DWT; Panama bayrağı taşıyanlar ise 343 milyon DWT'dur. Görüldüğü üzere kolay bayrak ülkeleri, sağladıkları avantajlar sayesinde hem çok büyük gemi filolarına sahiptirler; hem de bu filoları büyütme konusunda, ülkemize ve birçok ülkeye nazaran daha başarılıdırlar. Ülkemiz de gemi taşımacılığı konusunda rekabetçi olabilmek amacıyla, kolay bayrak ülkelerindeki avantajların benzerlerinin sunulduğu “Uluslararası Açık Sicil” uygulamasına geçmiştir. Bu bağlamda, 1999'da Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu (TUGS Kanunu) kabul edilmiştir. Bu kanunun kabul edilmesinin iki temel amacı bulunmaktadır: Yerli armatörlerin elverişli bayrak yöneliminin önüne geçmek ve yabancı armatörleri Türkiye'ye çekebilmek

İşte bu amaçlara ulaşmak amacıyla, 1999 yılında, mevcut “MİLLİ GEMİ SİCİLİNE (MGS)”  ek olarak “Türk Uluslararası Gemi Sicili (TUGS)” adı verilen ikincil bir sicil oluşturulmuştur.

Bu kapsamda, TUGS'u hem yerli hem de yabancı armatörler için cazip hale getirmek amacıyla yapılan ilk hamleTürkiye'de mukim yerli ve yabancılar ile Türkiye'de kurulan şirketler tarafından TUGS'a kayıtlı gemilerin ve yatların (ithal yatlar hariç) işletilmesinden ve devrinden elde edilen kazançların gelir ve kurumlar vergisinden istisna edilmesiolmuştur.

Ayrıca bu gemi ve yatlara ait alım, satım, ipotek, tescil, kredi ve navlun sözleşmeleri de damga vergisi, harç ve banka ve sigorta muameleleri vergisinden ayrıcalıklı kılınmıştır.

Bu hususlar açıkça TUGS Kanununda düzenlenmiştir.

TUGS'a kayıtlı gemilerde ve yatlarda çalışan personele ödenen ücretler, milliyet şartı aranmaksızın gelir vergisinden (damga vergisi hariç) istisna edilmiş; böylece gemi adamı maliyetlerinden büyük tasarruf sağlanmıştır. Ancak burada ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki; istisnadan gemide çalışanların dışındaki (şirket yöneticisi, büro çalışanları vb.) personelin yararlanması mümkün değildir.

TUGS'a tescil ettirilen gemi ve yatların sahipleri sadece kayıt harcı ve yıllık tonaj ödemekle yükümlü kılınmıştır. TUGS'a kayıtlı gemi ve yatın doğrudan veya çift (dual) klas olarak Türk Loyduna kayıtlı olması  halinde bu miktarlara ayrıca %50 indirim de uygulanacaktır (TUGS Kanunu, m.12).

Böylece kazanç vergileri (gelir ya da kurumlar vergisi) ile kıyaslandığında TUGS'a kaydettirilen gemi ve yatların vergi yükü ciddi anlamda düşürülmüştür. Bu götürü vergileme rejimi sayesinde Türkiye'nin kolay bayrak ülkeleri ile rekabet şansı artmıştır. Nitekim TUGS'a tecil ettirilen gemi sayısı her geçen yıl artmaktadır.

ELVERİŞLİ BAYRAK ÜLKESİ NE ANLAMA GELMEKTEDİR?

Elverişli Bayrak (Flag Of Convenience – FOC) armatörün gemisini başka bir devletin bayrağı altında çalıştırmasıdır. Armatörlerin bunu tercih etmelerinde çok farklı etkenler rol oynamaktadır. FOC bayrak kullanımı II. Dünya Savaşı sırasında Atlantik'i geçen gemilerin Alman denizaltıları tarafından batırılmamaları için yoğun biçimde kullanılmış, savaşın bitiminden sonra ise İngiliz ve Amerikalı denizcilik sendikalarının örgütlü gücünü kırmak için kullanılmaya devam etmiştir.

Bugün, yaklaşık 2 milyar DWT'luk dünya filosunun %75'i elverişli bayrak altında çalıştırılmaktadır. Şu an Türk sahipli filonun %79'unun yabancı bayrak altında çalıştırılmasına karşın filo büyüklükleri sıralamasında ilk beş sırada yer alan ülkelerden Yunanistan'ın 401 milyon DWT'luk filosunun %84'ü, Çin'in 300 milyon DWT'luk filosunun %68'i, Japonya'nın 257 milyon DWT'luk filosunun % 86'sı, Almanya'nın 87 milyon DWT'luk filosunun % 91'i, Güney Kore'nin 86 milyon DWT'luk filosunun % 84'ü yabancı bayrak taşımaktadır.

Originally Published 17 November 2022

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.