I GİRİŞ

Tahkim, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği konularda mahkeme yerine tercih ettikleri ve uyuşmazlığı kesin olarak çözen yargılama benzeri bir alternatif çözüm yoludur. 1 Taraflar, işin tekniğini bilen uzman kişilere, çabuk ve nispeten ucuz bir şekilde ihtilafı hallettirmek amacı ile başvururlar. Bu noktada uyuşmazlığın yabancılık unsuru içerip içermeği önemlidir. Milletlerarası özel hukuktan doğan uyuşmazlıkların milletlerarası düzeyde tarafsız ve bağımsız olarak çözümlenebilmesi amacıyla kurulmuş herhangi bir usular üstü düzeyde mahkeme ya da kurum bulunmamaktadır. 2 Bu nedenle, milletlerarası özel hukuktan doğan uyuşmazlıkların hızlı ve güvenilir çözümü için sık sık tahkim yargılamasına başvurulmaktadır.

Tahkimin, zorunlu- ihtiyari, ad hoc-kurumsal, milli-milletlerarası olmak üzere çeşitleri bulunmaktadır. Hakem kararlarının yerli mi yabancı olduğu önem arz etmektedir. Hakem kararlarının milli veya milletlerarası hukuka ilişkin olması, söz konusu kararların icrası gündeme geldiğinde başvuru yollarının değişmesine sebep olmaktadır.

Milli hakem kararlarının icrası Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na göre gerçekleştirilirken, yabancılık unsuru içeren hakem kararları Milletlerarası Tahkim Kanunu'na göre gerçekleştirilir.

Tanıma söz konu olduğunda bir hükmün kesin hüküm olarak etki göstermesi, tenfizde ise hükmün kesin hüküm olmasının yanında infaz kabiliyetinin de yabancı ülke nezdinde uygulanabilmesi gelir. Bu yazıda yabancılık unsuru içeren, Milletlerarası Tahkim Kanunu'na göre verilmiş hakem kararlarının tanınması ve tenfizi ele alınacaktır.

II. GENEL OLARAK

Tanıma ven tenfiz müesseselerini ele almadan önce, hakem kararlarını incelemekte fayda vardır. Bu doğrultuda, hakem kararı vasfı bulunmayan bilirkişi raporları, değerlendirmeler veya expertizler tanıma ve tenfize tabi olamaz. 3

Yabancı hakem kararı, MÖHUK'ta veya başka bir kanunda tanımlanmamıştır. Bir hakem kararının yabancı hakem kararı olup olmadığı, Türk Hakimi tarafından Türk hukukuna göre tespit edilir. Bu doğrultuda, yabancı hakem kararının tayininde hakem kararının verildiği ülke, tarafların vatandaşlığı, tarafların ikamet ettikleri yer, tahkim sözleşmesi, tahkim sözleşmesinin yapıldığı yer gibi birçok değerlendirme konusu vardır.

III. MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUNA GÖRE YABANCI HAKEM KARARLARININ TANINMASI VE TENFİZİ

Öncelikle belirtmeliyiz ki MÖHUK'un 60. maddesinde yabancı hakem kararlarının tenfizi kuralları ele alınmış, 63. maddesinde ise tenfize ilişkin kuralların yabancı hakem kararlarının tanınması hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir. Diğer ülkelerin yasal düzenlemelerine bakıldığında da yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizinin aynı şartlara tabi kılındığı görülmektedir.

MÖHUK'un 60. maddesinde yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi için kararın;

  • Kesinleşmiş olması ve icra kabiliyeti kazanmış olmasının veya,
  • Taraflar için bağlayıcı olmasının gerektiği belirtilmiştir.

Bir diğer ifade ile yabancı hakem kararının Türk Hukuku nazarında tanınması ve tenfiz edilebilmesi için kararı veren veya kararın tabi olduğu ülke hukukuna göre kesinleşmiş veya icra kabiliyeti ya da bağlayıcılık kazanmış olması gerekir.

BAĞLAYICILIK ŞARTI

Bir hakem kararının bağlayıcı olması ile kesinleşmiş olması farklı kavramlardır. Bazı hukuk sistemlerinde bağlayıcılık kavramı, yabancı hakem kararının verildiği mahkemede kesinleştirilmiş olması, bazı hukuk sistemlerinde ise tahkim yargılaması sonucunda verilen karara karşı tüm kanun yollarının tüketilmiş olması olarak yorumlanır.

Ülkemiz tarafından 08.05.1992 tarihli 3731 sayılı Kanun'la onaylanarak yürürlüğe giren 1958 tarihli New York Sözleşmesinin uygulama alanı, milletlerarası ticari uyuşmazlıktan doğan yabancı bir hakem kararının tanınması ve tenfizidir. New York Sözleşmesi'nin 5. maddesine göre, bir yabancı hakem kararının tanınması ve tenfizi için kararın bağlayıcı olması gerekir.

Bağlayıcılık kavramı, tahkim anlaşmasında, tarafların hakem kararı ile ilgili olarak, hakem kararının nihai veya kesin sayılacağı yahut derhal uygulanacağı veyahut geçerli olduğu ölçüde tarafların temyiz yoluna başvurmaktan vazgeçmiş sayılacaklarını kararlaştırmaları anlaşılmaktadır.4

New York Sözleşmesi'ne göre ise bağlayıcılık koşulunun gerçekleşmesi için mahkemeye başvuru ya da kanun yollarının tüketilmesi gerekmektedir. Yine, New York sözleşmesine göre bağlayıcılık koşulu için kararın verildiği yer mahkemesinden ayrıca kesinleşme şerhinin alınmasına da gerek yoktur. Tarafı olduğumuz bu sözleşmeye göre, hakem kararının, tarafları, devlet mahkemeleri önünde dava açmaktan men etmesiyle bağlayıcılık sağlanmış olur5

Elbette ki bir hakem kararının verildiği veya tabi olduğu ülke hukukuna göre kesinleştikten sonra askıya alınması, iptal edilmesi veya zamanaşımına uğraması sonucunda hakem kararının bağlayıcılığından bahsedilemez.

KESİN HÜKÜM ŞARTI

Kesin hüküm, taraflar arasındaki uyuşmazlığı kesin olarak bitiren, tekrar yargılama yapılmasını engelleyen, böylelikle hukuka duyulan istikrar ve güvenin korunmasını sağlayan bir niteliktir. Bu doğrultuda elbette ki verilen bir hakem kararının kesin hüküm niteliği taşıması, taraflar arasındaki ihtilafın sonsuza dek sürmesini engeller, anlaşmazlığı hızlı ve nispeten ucuz bir şekilde karara bağlar, çelişkili kararlar verilmesini engeller. Elbette ki uyuşmazlık konusunun değişmesi, tarafların değişmesi, dava sebebinin değişmesi gibi durumlar ayrı tutulur.

Nihai karar ile kesin hüküm farklı kavramlardır. Bir hâkimin veya bir hakemin, karar vermesiyle birlikte davadan elini çekmesi ile nihai karar, nihai karara karşı kanun yollarına başvuru süresinin geçmesiyle veya başvurulmakla birlikte başvuru sonucunda bir karar alınmışsa kesin hüküm elde edilir.

Bu bağlamda, hakem yargılaması sonucunda verilen bir karara karşı tekrar dava açılamaması, kararın kesinleşmiş olduğunu gösterir.

Hukukumuza göre, tahkim yargılaması sonucunda verilen yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi usulü için 1958 tarihli New York Sözleşmesi'nin uygulandığı belirtmiştik. New York Sözleşmesinin kapsamına girmeyen yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi için ise 5718 sayılı MÖHUK hükümleri uygulanır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 224. maddesinin 1. fıkrasında yabancı devlet makamlarınca hazırlanan resmî belgelerin, Türkiye'de bu vasfı taşıması, belgenin verildiği yetkili makamı veya ilgili Türk konsolosluk makamı tarafından onaylanmasına bağlıdır. Maddenin 2. fıkrasında, Türkiye'nin taraf olduğu milletlerarası sözleşmelerin yabancı resmî belgelerin tasdiki ile ilgili hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiştir.

MÖHUK'A GÖRE TANIMA VE TENFİZ USULÜ

MÖHUK'a göre Türkiye'de yabancı hakem kararının tanınması ve tenfizi için öncelikle yetkili mahkemeden karar alınması gerekmektedir.

1. Yetkili ve Görevli Mahkeme

MÖHUK m.60/2'ye göre "Yabancı hakem kararlarının tenfizi, tarafların yazılı olarak kararlaştırdıkları yer asliye mahkemesinden dilekçeyle istenir. Taraflar arasında böyle bir anlaşma olmadığı takdirde, aleyhine karar verilen tarafın Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu, bu da yoksa icraya konu teşkil edebilecek malların bulunduğu yer mahkemesi yetkili sayılır."

İlgili kanun maddesinde belirtilen yerlerden herhangi biri de yoksa, Türk Mahkemesi tanıma ve tenfiz kararı verme konusunda yetkili değildir. Türk mahkemesi karşı tarafın yetki itirazında bulunması üzerine yetkisizlik kararı vermek mecburiyetindedir6

2. Mahkemeye Sunulacak Belgeler

MÖHUK m.61/1'e göre yabancı bir hakem kararının tenfizini isteyen taraf, dilekçesine aşağıda yazılı belgeleri, karşı tarafın sayısı kadar örnekleriyle birlikte ekler:

a) Tahkim sözleşmesi veya şartının, aslı yahut usulüne göre onanmış örneği.

b) Hakem kararının usulen kesinleşmiş ve icra kabiliyeti kazanmış veya taraflar için bağlayıcılık kazanmış aslı veya usulüne göre onanmış örneği.

c) (a) ve (b) bentlerinde sayılan belgelerin tercüme edilmiş ve usulen onanmış örnekleri.

3. Muhakeme Usulü

MÖHUK m.61/2'de "Mahkemece hakem kararlarının tenfizinde 55 inci, 56 ncı ve 57 nci madde hükümleri kıyas yoluyla uygulanır." belirtilmiştir.

Söz konusu maddeler uyarınca, tanıma ve tenfiz istemine ilişkin dilekçe, duruşma günü ile birlikte karşı tarafa tebliğ edilir. İstem, basit yargılama usulü hükümlerine göre yapılacak inceleme sonucunda karara bağlanır.

Mahkemece, yabancı hakem kararının kısmen veya tamamen tenfizine veya istemin reddine karar verilir. Karşı taraf ancak m.62'deki şartlar nedeniyle başvuruya itiraz edebilir.

Tenfizine karar verilen yabancı hakem kararı, tıpkı Türk hakem kararları gibi icra edilir. Tenfiz isteminin kabul veya reddi hususunda verilen kararların temyizi genel hükümlere göre görülürken, temyiz kararın icrasını durdurur.

MÖHUK M.62'YE GÖRE TANIMA VE TENFİZ İSTEMİNİN REDDİ SEBEPLERİ

Mahkeme,

  1. Tahkim sözleşmesi yapılmamış veya esas sözleşmeye tahkim şartı konulmamış ise,
  2. Hakem kararı genel ahlâka veya kamu düzenine aykırı ise,
  3. Hakem kararına konu olan uyuşmazlığın Türk kanunlarına göre tahkim yoluyla çözümü mümkün değilse,
  4. Taraflardan biri hakemler önünde usulüne göre temsil edilmemiş ve yapılan işlemleri sonradan açıkça kabul etmemiş ise
  5. Hakkında hakem kararının tenfizi istenen taraf, hakem seçiminden usulen haberdar edilmemiş yahut iddia ve savunma imkânından yoksun bırakılmış ise,
  6. Tahkim sözleşmesi veya şartı taraflarca tâbi kılındığı kanuna, bu konuda bir anlaşma yoksa hakem hükmünün verildiği ülke hukukuna göre hükümsüz ise,
  7. Hakemlerin seçimi veya hakemlerin uyguladıkları usul, tarafların anlaşmasına, böyle bir anlaşma yok ise hakem hükmünün verildiği ülke hukukuna aykırı ise,
  8. Hakem kararı, hakem sözleşmesinde veya şartında yer almayan bir hususa ilişkin ise veya sözleşme veya şartın sınırlarını aşıyor ise bu kısım hakkında,
  9. Hakem kararı tâbi olduğu veya verildiği ülke hukuku hükümlerine veya tâbi olduğu usule göre kesinleşmemiş yahut icra kabiliyeti veya bağlayıcılık kazanmamış veya verildiği yerin yetkili mercii tarafından iptal edilmiş ise, yabancı hakem kararının tenfizi istemini reddeder.

Bu başlık altında sıralanan ret sebeplerinden 1.,2.,3. maddeler hâkim tarafından re'sen araştırılırken diğer maddelerde yazılı hususların ispat yükü, hakkında tenfiz istenen tarafa aittir

MÖHUK'A GÖRE VERİLEN TANIMA VE TENFİZ KARARI

Türk mahkemesinin yabancı hakem kararının tenfizine ilişkin olumlu yönde karar vermeli ile, bu yabancı hakem kararı Türkiye'de kesin hüküm niteliğine ve icra edilebilirliğine sahip olur. Tenfizine karar verilen yabancı hakem kararı, tıpkı Türk hakem kararları gibi icra edilir. Tenfiz isteminin kabul veya reddi hususunda verilen kararların temyizi genel hükümlere göre görülürken, temyiz kararın icrasını durdurur.

Önemle belirtmeliyiz ki tanıma ve tenfiz istemine ilişkin ret kararı da tıpkı kabul kararı gibi kesin hükmün bütün sonuçlarını içerir. Bir diğer ifade ile halihazırda bir defa tanıma ve tenfiz talebi reddedilmiş bir yabancı hakem kararına karşı tekrar tanıma ve tenfiz talep edilmesi halinde bu talep reddedilecektir.

Elbette tenfizi reddedilen yabancı hakem kararına konu olay yeniden hakemler tarafından karara bağlanması durumunda, bu karar yeni bir hakem kararı olacağı için bu kararın tenfizi talep edilebilecektir.

1 Kuru, Baki/Arslan, Ramazan/Yılmaz, Ejder, Medeni Usul Hukuku, 23. Baskı, Ankara 2012, s.800

2 Turgut Kalpsüz, Türkiye'de Milletlerarası Tahkim, Genişletilmiş İkinci Baskı, Ankara, Yetkin Yayınları, 2010 s.187

3 Ahmet Cemal Ruhi, New York Sözleşmesine Göre Yabancı Hakem Kararının Tanınması ve Tenfizi İçin Verildiği Ülkede Kesinleşmiş Olması Koşulu, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Temmuz 2019

4 Ziya Akıncı, Milletlerarası Tahkim, Genişletilmiş ve Güncelleştirilmiş 4. Baskı, İstanbul, 2016.

5 Ziya Akıncı, Milletlerarası Tahkim, Genişletilmiş ve Güncelleştirilmiş 4. Baskı, İstanbul, 2016.

6 Ihab Amro, Recognation and Enforcement of Foreign Arbitral Awards in Theory and in Practice: A Comparative Study in Common Law and Civil Law Countries, Cambridge Scholars Publishing, 2013, s.40

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.