Fikri mülkiyet hakları, fikri haklar ve sınai haklar olarak sınıflandırılır. FSEK m. 1/B'de fikir ve sanat eseri kavramının kapsamı "sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri" olarak belirlenmiştir. FSEK m. 6'ya göre "müstakil eser sahibinin haklarına zarar vermemek koşuluyla oluşturulan ve işleyenin hususiyetini taşıyan işlenmeler ve derlemeler" de eser olarak kabul edilmektedir.

Sınai hakların konusunu ise "marka, tasarım, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adları, patent ve faydalı modeller ve benzer modellere ilişkin haklar" oluşturur.

Fikir ve sanat eserlerinin korunması için bazı istisnalar dışında tescile ihtiyaç yoktur, sınai eserlerin korunması içinse tam aksine tescil gereklidir. Fikri mülkiyet hakkı ile hakka konu fikri ürün birbirlerinden farklıdır. Eser ve sınai fikir ürünleri, fikri mülkiyet hakkının konusunu oluşturur. Fikri mülkiyet hakkı ise, hak sahibinin bu eser ve sınai fikir ürünleri üzerindeki hukukî menfaatidir.

I) AYNİ SERMAYE OLARAK FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI

Özel hüküm niteliğindeki TTK m. 342'de anonim şirketlere ayni sermaye olarak konulabilecek fikri mülkiyet haklarının barındırması gereken özellikler belirtilmiştir. Bu hükme göre her türlü fikri mülkiyet hakkı anonim şirkete sermaye olarak getirilemez. Getirilecek olan ayni sermayenin "maddî edim özelliği" , "devredilebilme özelliği" ve "nakden değerlendirilebilme özelliği" olmalıdır.1

Maddî edim özelliği, bir borcun konusunun doğrudan borçlunun malvarlığı ile yerine getirilmesini ifade etmektedir. Buradan hareketle, borçlu tarafından bedeni ya da fikri çalışma gücüyle yerine getirilecek şahsi edim niteliğinde olan "yapma edimlerinin" anonim şirketlere sermaye olarak getirilemeyeceği sonucuna ulaşılmaktadır.2

Ayni sermaye taahhüdünde bulunan pay sahibi, taahhüdü ile ilgili malvarlığı değerini anonim şirkete devri borcu üstlendiğinden bu mal varlığı unsuru ayrıca devredilebilir nitelikte olmalıdır, devredilebilme özelliğine sahip olmayan sermaye taahhütlerinin ifası da mümkün olmayacağından, bunların anonim şirketin malvarlığına geçmesi de mümkün olmayacaktır. Örneğin, TTK m. 49/I'e göre ticaret unvanı işletmeden ayrı olarak başkasına devredilememektedir. Bu sebeple ticaret unvanı üzerindeki hak tek başına anonim şirkete ayni sermaye olarak getirilemez, ancak işletmeyle birlikte ayni sermaye olarak getirilebilir.

TTK m. 339/II-e'ye göre paradan başka sermaye olarak konan haklar ve ayınların değeri esas sözleşmede yer almak zorundadır, nakden değerlendirilebilme özelliği olmayan değerler esas sözleşmede yer alamayacağı için anonim şirketlere ayni sermaye olarak konulamazlar. Bu sebeple "mektup, günlük vb." fikri eserler parasal değer taşımadıkları için anonim şirketlere sermaye olarak getirilemeyecektir.

TTK m. 342/I'de ayrıca, ayni sermaye olarak konulacak fikri mülkiyet haklarının üzerinde "sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir" bulunmaması gerektiği düzenlenmiştir. Kanunda sayılanların yanında, fikri mülkiyet hakları özelinde "lisans sözleşmeleri" de tesis edilmektedir. Uygulamada fikri mülkiyet haklarının sınırlandırılmasında sıklıkla lisans sözleşmeleri ile karşılaşılmaktadır, bu sebeple lisans sözleşmeleri de TTK m. 342 açısından değerlendirilmelidir.

Lisans sözleşmesinde lisans alan, bedel karşılığında lisansa konu fikri ürün üzerinde kullanma hakkına sahip olur. Lisans sözleşmesinden doğan kullanma hakkı, anonim şirketlere sermaye olarak taahhüt edilebilir. Lisans sözleşmelerinin hukukî niteliği konusunda öğretide görüş birliği bulunmamaktadır. Lisans sözleşmesinden doğan hakkın sınırlı ayni hak olarak kabul edilmesi hâlinde, üzerinde lisans sözleşmesi bulunan fikri mülkiyet haklarının anonim şirkete sermaye olarak getirilmesi mümkün değildir. Bu hakkın şahsi nitelikte bir hak olarak kabul edilmesi halindeyse söz konusu fikri mülkiyet hakları ayni sermaye olarak taahhüt edilebilecektir.

Ortak eser sahipliği durumunda ise; FSEK m. 9/I'e göre her eser sahibi, birlikte vücuda getirdikleri eserin kısımlara ayrılması mümkünse, eserin kendisi tarafından meydana getirilen kısmını anonim şirkete sermaye olarak getirebilir. FSEK m. 10'a göreyse, birlikte eser sahipliği durumunda eser üzerinde elbirliği mülkiyeti olduğu kabul edilmektedir. Bu durumda eser sahiplerinin eser üzerinde bağımsız tasarruf yetkileri olmadığı için, ancak birlikte hareket ederek eseri anonim şirkete sermaye olarak getirebilirler.

Sınai haklar bakımındansa, bazı sınai haklarda sadece hakkın kendisinin değil, başvuru hakkının da devri mümkündür.3 "Marka, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım vb." üzerinde başvuru hakkına sahip olan kişilerin bu haklarını anonim şirkete sermaye olarak getirmeleri mümkündür.

Birden fazla sınai hak sahibinin olması durumunda, hak sahipleri arasında bir sözleşme varsa öncelikle bu sözleşme hükümleri uygulanır. Sözleşme yoksa paylı mülkiyet hükümleri uygulanır, dolayısıyla birden fazla sınai hak sahibinin olması durumunda sınai hakların anonim şirketlere ayni sermaye olarak taahhüt edilmesi mümkündür.

Know-how ve Tescil Edilmemiş Ayırt Edici Ad ve İşaretlerin Anonim Şirkete Ayni Sermaye Olarak Getirilmesi

Türk hukukunda know-how'ların niteliği tartışmalıdır. Yaygın görüşe göre know-how, bilgi ve deneyimler üzerindeki fiili hakimiyettir. Bu bilgi ve deneyimler, gayri maddî mal olarak değerlendirilir ve devredilebilir özelliktedirler. Maddî edim, devredilebilme ve nakden değerlendirilebilme özelliklerine sahip oldukları için know-how'lar anonim şirketlere ayni sermaye olarak getirilebilir. Bu durum "gizli know-how'lar" için geçerlidir. Gizli olmayan know-how'lar hukuk sisteminde hak objesi olarak korunmadığı için bunların anonim şirketlere sermaye olarak getirilmesi mümkün değildir. Uygulamada know-how'ı devretme yükümlülüğü gerekli bilgi ve belgelerin verilmesi şeklinde olabileceği gibi, teknik yardım ve hizmet verilmesi şeklinde de olabilir. Teknik yardım ve hizmet verilmesi şeklindeki know-how'lar, maddî edim niteliğine sahip olmadığı için anonim şirkete ayni sermaye olarak getirilemeyecektir.

Tescil edilmemiş sınai fikir ürünleri, geniş anlamda know-how tanımında yer almaktadır4. Bu kapsamda buluş hakkı, tescil edilmemiş endüstriyel tasarımlar, bitki çeşitleri üzerindeki haklar vb. haklar anonim şirketlere ayni sermaye olarak getirilebilir. Bu haklar, tescilin sağladığı hukukî korumadan yararlanamazlar. Ancak TTK'nın haksız rekabet hükümleri ile bu haklar üzerinde bir koruma sağlanabilir.

Tescilsiz markalar, henüz tescil edilmemiş ticaret unvanı ve işletme adları "tescil edilmemiş ayırt edici ad ve işaret" olarak kabul edilmektedir. Bunlar üzerinde sahip olunan hak; maddi edim niteliği, devredilebilme ve nakden değerlendirilebilme özelliklerine sahip olduğu için anonim şirketlere ayni sermaye olarak getirilebilir. Bunlar üzerinde de tıpkı know-how'lar gibi, TTK'nın haksız rekabet hükümleri ile koruma sağlanabilir.

Tescil edilmemiş ayırt edici yer ve işaretlerin anonim şirketlere sermaye olarak getirilebilmesi için, aynı ad veya yer işaretinin başkası tarafından tescilli olarak kullanılmaması gerekmektedir. Bunların bir başkası tarafından hukuka uygun olarak tescil edilmesi hâlinde, tescilsiz olarak kullanan kişi artık haksız rekabet hükümleri kapsamında sahip olduğu hakkı kaybedecektir. Bu hakkın kaybedilmesiyle birlikte, tescilsiz kullanılan ayırt edici yer ve işaretin devri mümkün olmayacağı için, artık sermaye olarak taahhütleri de mümkün olmayacaktır.

II) FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ ANONİM ŞİRKETE AYNİ SERMAYE OLARAK TAAHHÜDÜ VE TAAHHÜDÜN İFASI

Fikri mülkiyet hakları, "taahhüt" ve "tasarruf" işlemlerinin gerçekleşmesiyle anonim şirkete ayni sermaye olarak getirilmektedir.

A) Taahhüt

TTK m. 128/II'ye göre "fikri mülkiyet hakları ile diğer değerler, varsa özel sicillerine, bu hüküm uyarınca kaydedildikleri" takdirde ayni sermaye kabul olunur. Bu kayıt, bilirkişi tarafından değer biçilen fikri mülkiyet hakkının anonim şirkete ayni sermaye olarak taahhüt edildiği hususunu içerir. Söz konusu devir işleminin geçerli olabilmesi için devreden kişi ilgili sicile giderek ayrıca devir beyanında bulunmalı ve bu beyanı sicile şerh düşmelidir. Eğer fikri mülkiyet hakları sicillerine kaydettirilmezlerse ayni sermaye olarak getirilemeyeceklerdir.

Sınai mülkiyet haklarının özel sicilleri vardır. Birer sınai mülkiyet hakkı olan marka, patent, tasarım ve entegre devre topoğrafyalarının özel sicilleri TPE tarafından tutulur. Fikir ve sanat eserleri içinse, FSEK'te sicile kaydı zorunlu tutulan eserler için (ör: sinema ve müzik eserlerini içeren yapımlar) benzer bir durumdan söz edebiliriz. Bu eserler ve sınai fikir ürünleri üzerindeki hakların anonim şirketlere sermaye olarak getirilebilmesi için özel sicillerine kaydettirilmiş olması gerekmektedir.

Anonim şirketlerde ayni sermayenin niteliği ne olursa olsun, sermaye olarak konulacak maddî veya gayri maddî malın esas sözleşmede nakit olarak ifade edilmesi gerekmektedir. Bu sebeple sermaye olarak konulması taahhüt edilen fikri mülkiyet haklarına, yetkili mahkeme tarafından görevlendirilen bilirkişilerce değer biçilmesi gerekir. Bilirkişi tarafından belirtilen değer şirketin ana sözleşmesinde mutlaka belirtilmelidir.

B) Taahhüdün İfası (Tasarruf)

TTK m. 128/IV'e göre, "paradan başka ekonomik bir değer veya bir taşınırın sermaye olarak konulmasının borçlanılması" hâlinde şirket, tüzel kişilik kazandığı andan itibaren bunlar üzerinde malik sıfatıyla doğrudan tasarruf edebilmektedir. Ayrıca TTK m. 131/II'ye göre "şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, sermaye olarak konan ayınların mülkiyeti şirkete ait ve haklar şirkete devredilmiş olur". Bu maddelerin sonucu olarak, ayni sermaye olarak taahhüt edilen fikri mülkiyet haklarının anonim şirkete devri, anonim şirketin tesciliyle kendiliğinden gerçekleşmektedir. Şirket tüzel kişilik kazandığı andan itibaren, devredenin ayrıca rızası aranmaksızın taahhüt edilen fikri mülkiyet hakları anonim şirket tarafından kazanılmaktadır.

SONUÇ

Türk hukukunda fikri mülkiyet haklarının da anonim şirketlere sermaye olarak getirilebileceği düzenlenmiş ve bunun için gerekli bazı şartlar öngörülmüştür:

  • Söz konusu hak maddî edim özelliği, devredilebilme özelliği ve nakden değerlendirilebilme özelliğine sahip olmalıdır.
  • Söz konusu hakkın üzerinde herhangi bir sınırlı ayni hak, haciz veya tedbir bulunmamalıdır.
  • Söz konusu hakka yetkili mahkemenin görevlendireceği bilirkişi tarafından değer biçilmesi gerekmektedir.
  • Söz konusu hak, eğer özel sicili varsa buna kaydedilmelidir.

Gizli know-how'lar, tescil edilmemiş ayırt edici ad ve işaretler fikri mülkiyet hakkı olarak kabul edilmemektedir. Ama maddî edim özelliği, devredilebilme özelliği ve nakden değerlendirilebilme özelliğine sahip olmaları hâlinde, bunlar da anonim şirketlere sermaye olarak getirilebileceklerdir.

Fikri mülkiyet hakları sadece kuruluş aşamasında değil, kuruluştan sonra da dış kaynaklardan sermaye artırımı yoluyla anonim şirketlere ayni sermaye olarak taahhüt edilebilir. Şirket tüzel kişilik kazandığı andan itibaren, devredenin ayrıca rızası aranmaksızın taahhüt edilen fikri mülkiyet hakları anonim şirket tarafından kazanılmaktadır.

Footnotes

1. S. Dal, "Fikri Mülkiyet Haklarının Anonim Şirkete Ayni Sermaye Olarak Konulması," Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu'xxnu Beklerken Sempozyumu, 10-11-12 Mayıs 2012, cilt.18, Türkiye, 2012

2. Aslan, Fikri Mülkiyet Haklarının Anonim Şirkete Sermaye Olarak Getirilmesi, s.76

3. Aslan, Fikri Mülkiyet Haklarının Anonim Şirketlere Sermaye Olarak Getirilmesi, s. 100

4. Aslan, Fikri Mülkiyet Haklarının Anonim Şirketlere Sermaye Olarak Getirilmesi, s.106

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.