Giriş

Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin (“FSHHM”) bir YİDK karar iptal davasında verdiği gerekçeli kararlar, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (“BAM”) tarafından davanın esasına ilişkin bir inceleme yapılmaksızın usulden iki kez kaldırmış ve davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iade edilmiştir.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi'nin ilk kararı, davaya konu marka görselinin gerekçeli kararda yer alması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (“HMK”) ihlal edildiğine ilişkindir. İkinci karar ise, iflas edenin davacı veya davalı olduğu hukuk davalarının durması ve ancak ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra devam edebilmesi kuralının ihlali nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'na (“İİK”) aykırılıkla ilgilidir.

İlk BAM Kararı - HMK'ya aykırılık

Türk Patent ve Marka Kurumu (“TÜRKPATENT”) Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (“YİDK”) tarafından, yayıma ve akabinde karara itirazın reddedilmesinin ardından davacı şirket, Aralık 2016'da Ankara FSHHM nezdinde YİDK kararının iptali ve davaya konu markanın hükümsüz kılınması talebiyle marka sahibi şirket ile müşterek davalı sıfatıyla TÜRKPATENT aleyhine YİDK karar iptal davası açmıştır.

Davaya konu marka TÜRKPATENT siciline görsel bir marka olarak kaydedilmiştir ve marka adı, marka sahibi davalı şirket tarafından TÜRKPATENT sicilinde “şekil” olarak belirtilmiştir. Ancak, davaya konu marka esasen davacının tanınmış seri markalarıyla aynı bir takım harflerin stilize edilmiş bir versiyonudur.

Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda davacının lehine olacak şekilde YİDK kararının iptali ve davaya konu markanın hükümsüz kılınması şartlarının oluştuğu yönünde görüş bildirilmiştir. Yargılamanın sonuçlanmasını takiben, Ankara FSHHM davayı kabul ederek YİDK kararının iptaline ve davaya konu markanın hükümsüzlüğüne karar vermiştir. Davaya konu markanın TÜRKPATENT sicilinde “şekil” olarak belirtilmesi ve bir görselden oluşması karşısında, Ankara FSHHM gerekçeli kararında marka görseline de yer vermiştir.

Akabinde TÜRKPATENT, Ankara FSHHM'nin gerekçeli kararına karşı Ankara BAM nezdinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Ankara BAM ilk kararında, mahkemelerin gerektiğinde hükmün eki niteliğindeki kroki ve şekillere, kararın eki olarak yer verebilmelerine karşın, hükmün gerekçe kısmında HMK'nın 297. maddesi1 ve Anayasa'nın 141. maddesi2 hükümlerine uygun düşmeyecek biçimde şekillere yer verilmesinin davadan davalar çıkmasına, tarafların yeniden uyuşmazlığa düşmelerine ve infazda tereddüt yaşanmasına neden olabileceğine hükmetmiştir. Ankara BAM, renk, boyut ve diğer özelliklerden yoksun bir şekilde markaların ve tasarımların gerekçeli karara eksik yansıtılmalarının yanıltıcı sonuçlara neden olabileceğini belirtmiştir.

Bu doğrultuda Ankara BAM, Yargıtay'ın bir dizi kararına da atıfta bulunarak, mahkeme kararının gerekçe kısmında davaya konu markaya ilişkin görünüme yer verilmiş olmasının HMK'nın 297. maddesine uygun olmadığı gerekçesiyle Ankara FSHHM'nin kararını kaldırmıştır. Ankara BAM, hukuki denetimin yanında aynı zamanda maddi vakıa incelemesi yaparak tahkikat sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurma veya hükmün gerekçesini düzelterek yeniden esas hakkında karar vermeye yetkili olsa da, bu davada hukuki ve fiili incelemeye elverişli bir karar bulunmadığından bahisle dosyanın davanın yeniden görülmesi için Ankara FSHHM'ye iadesine karar vermiştir.

İkinci BAM Kararı - İİK'ya aykırılık

Akabinde, dosya Ankara FSHHM'ye iade edilmiş ve yeni bir esas numarası almıştır. Bu arada, davaya konu markanın sahibi davalı şirket iflas etmiş ve tasfiye sürecine girmiştir. Dosyanın iadesini takip eden ilk duruşmada, Ankara FSHHM, tasfiye süreci ve iflas kararının kesinleşmesi hakkında bilgi alınmasına ve yargılamanın ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonrasına kadar durdurulmasına karar vermiştir.

Ancak bir sonraki duruşmada Ankara FSHHM bir kez daha davanın kabulüne hükmetmiş ve fakat gerekçeli karardan davaya konu marka görselini çıkartmıştır. Ankara FSHHM ikinci gerekçeli kararında, daha önce yargılamanın ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonraya kadar durdurulmasına karar verilmişse de, duruşmaların yoğunluğu ve seri dosyalar nedeniyle bu ara karardan vazgeçilerek, ikinci alacaklılar toplantısı beklenilmeksizin davanın esası hakkında karar verildiğini belirtmiştir.

TÜRKPATENT, Ankara FSHHM'nin ikinci gerekçeli kararına karşı Ankara BAM nezdinde bir kez daha istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Ankara BAM ikinci kararında, davalı hakkında verilen iflas kararının kesinleşmediği, ikinci alacaklılar toplantısının henüz yapılmadığı ve herhangi bir günün de tespit edilmediği hususlarının dosyadan anlaşıldığını kaydetmiştir. Ankara BAM, Ankara FSHHM'nin İİK'nın 194/1. maddesi3 uyarınca ikinci alacaklılar toplantısını bekletici mesele yapmışken ve ayrıca yargılamanın durduğu müddetçe herhangi bir karar verilemeyeceği hususunu gözden kaçırarak işin esasına yönelik hüküm kurmasının hatalı olduğuna hükmetmiştir.

Bu kapsamda Ankara BAM, Ankara FSHHM'nin ikinci kararını İİK'ya aykırılık nedeniyle ikinci kez kaldırmış ve dosyanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine hükmetmiştir. Dosya yeni bir esas numarası almış olup, Ankara FSHHM nezdinde derdesttir.

Sonuç ve Değerlendirmeler

Ankara BAM'ın kararları, ilk derece mahkemelerinin usul kurallarını sıkı bir şekilde takip etmelerinin ve yargılamanın her aşamasında bu kurallara uymalarının ne derece önemli olduğunu göstermektedir. Öncelikle, davaya konu marka(lar) sadece görsel unsurlardan oluşsa dahi, ilk derece mahkemelerinin gerekçeli kararlarında davaya konu marka görseline yer verilmemesi gerekmektedir. İkinci olarak, davanın taraflardan birisinin iflas etmesi ve tasfiye sürecinde olması halinde, ilk derece mahkemelerinin davanın esasına ilişkin kararı değişmeyecek olsa bile, İİK uyarınca yargılamanın durdurulması gerekmektedir.

Usul kurallarına uyulmaması, uyuşmazlıkların nihai çözümüne ilişkin zaman çizelgesini de ciddi şekilde etkilemektedir. Bu makalede ele aldığımız dava konusu markanın başvuru tarihi Aralık 2014'tür ve marka üzerindeki ihtilaf neredeyse on yıldır devam etmektedir. YİDK karar iptal davasının neredeyse 7 yıldır derdest olduğu, Ankara BAM'ın davanın esasını henüz incelememiş olduğu ve Yargıtay nezdinde bir temyiz aşamasının daha bulunduğu göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'de fikri mülkiyet hukukuna ilişkin yargılama süreçlerinin oldukça uzun sürebildiği görülmektedir

Hak sahiplerinin dikkat etmesi gereken son bir husus, YİDK kararlarına karşı açılan iptal davalarının hem TÜRKPATENT'e hem de davaya konu marka(lar)ın sahip(ler)ine karşı müşterek davalı olarak açılmasıdır. TÜRKPATENT'in idari bir kurum olması ve aleyhe bir kararın mali yükünü üstlenme olasılığı taşıması karşısında, TÜRKPATENT, esasa ilişkin başarı şansından bağımsız olarak, aleyhte olan ilk derece mahkemesi kararlarına karşı neredeyse her zaman BAM nezdinde istinaf ve Yargıtay nezdinde temyiz başvurusunda bulunmaktadır.

Öte yandan, marka hükümsüzlük davaları yalnızca ihtilaf konusu marka(lar)ın sahip(ler)i aleyhine açılır ve sahip(ler)i dosyayı istinaf veya temyiz mahkemeleri nezdinde takip etmemeye karar verebilir. YİDK kararına karşı iptal davası açmanın veya doğrudan marka hükümsüzlük davası açmanın avantaj ve dezavantajları değerlendirilirken bu husus göz önünde bulundurulmalıdır; zira istinaf ve temyiz kanun yoluna başvurulması ilk derece mahkemesi kararının kesinleşme sürecini önemli ölçüde uzatabilmektedir.

Footnotes

1. HMK madde 297 - “Hükmün Kapsamı” (1) Hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar: a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini. b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini. c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri. ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini. d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını. e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi. (2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.

2. Anayasa madde 141 - “Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması” Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. Duruşmaların bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına ancak genel ahlakın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde karar verilebilir. Küçüklerin yargılanması hakkında kanunla özel hükümler konulur. Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.

3. İİK madde 194 - “Hukuk Davalarının Tatili” Acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabilir. Bu hüküm şeref ve haysiyete tecavüzden, vücut üzerinde ika olunan zararlardan doğan tazminat davaları ile evlenme, ahvali şahsiye veya nafaka işlerine müteallik ihtilaflara, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerle ilgili olarak açılmış olan hukuk davalarına tatbik olunmaz. Dava durduğu müddetçe zamanaşımı ve hakkı düşüren müddetler işlemez.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.