Türkiye'nin Avrupa Birliği ile 31 Aralık 1995 tarihinde yürürlüğe giren bir gümrük birliği anlaşması bulunmaktadır. Türkiye-AB Gümrük Birliği, sanayi ürünlerini ve işlenmiş tarım ürünlerini kapsamakta olup, bu anlaşma uyarınca, taraf ülkelerin söz konusu malları gümrük alanı içinde, her nev'i tarife ve eşdeğer vergiden muaf olmak kaydıyla serbestçe dolaşabilmektedir.

Birleşik Krallık, 2019 verilerine göre en çok ihracat yaptığımız ikinci, en çok ithalat yaptığımız dokuzuncu ülke konumunda yer alarak, Türkiye ekonomisinde oldukça kritik bir yere sahiptir. Özellikle otomotiv, televizyon, beyaz eşya ve hazır giyim başta olmak üzere pek çok sektörde ihracatın önde gelen pazarları arasında olduğu göz önünde bulundurulduğunda Birleşik Krallık Türkiye için oldukça değerli bir ortak konumunda bulunmaktadır.

Hal böyle olmakla birlikte, Birleşik Krallık'ın uzun süredir yürüttüğü siyasi hedef olan Brexit, 31 Ocak 2020'de resmiyet kazanarak İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılması ve AB içerisindeki en büyük ticaret anlaşması olarak gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla Türkiye ile Birleşik Krallık arası Gümrük Birliği ilişkisinin de 1 Ocak 2021 tarihi itibariyle sona ermesi gerekmiştir. Türkiye ve Birleşik Krallık arasındaki toplam ticaret hacminin 16 milyar doları aştığı göz önünde bulundurulduğunda söz konusu durum; Birleşik Krallık ile yaptığımız ihracatın takribi %75'i vergi yükü ile karşı karşıya kalmasına ve sonuç olarak 2,4 milyar dolara varan bir zarara sebebiyet vermesi gündeme gelmiştir.

Fakat Brexit sonrası, İngiltere ilk ticari anlaşmasını Türkiye ile imzalamış bulunmaktadır. Türkiye ile Birleşik Krallık arası "tarifesiz" ve 1 Ocak 2021 tarihinde yürürlüğe girecek, tüm sanayi ve tarım ürünlerini içeren bir Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzalanmıştır. Bu anlaşma neticesinde bahsi geçen riskler bertaraf edilmiş ve Türkiye için önemli bir ticari ortak olan Birleşik Krallık ile ticari ilişkilerin devamlılığı külfetsiz bir şekilde sağlanmıştır. Birleşik Krallığın Avrupa Birliği'nden ayrılmasından sebep 1 Ocak 2021 itibariyle sona erecek önceki Gümrük Birliği ilişkisi göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu bu STA'nın 1 Ocak 2021 tarihinde yürürlüğe girmesi neticesinde herhangi hak ve süre kaybı riskleri de bertaraf edilmiştir.

TÜRKİYE ve BİRLEŞİK KRALLIK ARASI İTHALAT ve İHRACAT:

  • Türkiye'nin başlıca ihraç ürünleri altın, tekstil ve hazır giyim ürünleri, elektrikli ve elektriksiz makineler, motorlu taşıtlar ve parçaları, demir çelik ürünleri, izole edilmiş teller, kablolar ve diğer elektrik iletkenleridir.
  • Türkiye'nin Birleşik Krallık'dan başlıca ithal ürünleri ise dizel, yarı dizel motorlar, otomobil, demir/çelik döküntü ve hurdalar ile bunların külçeleri, tedavide ve korumada kullanılmak üzere hazırlanan ilaçlardır.
  • 2002-2019 aralığında Birleşik Krallık'daki Türk yatırımları 2 milyar 969 milyon Dolar iken; Türkiye'de Birleşik Krallık yatırımları 11 milyar 120 milyon Dolar olduğunu belirtmek gerekir.

ANLAŞMANIN TÜRKİYE İÇİN GETİRİLERİ:

  • Taraflar, 1 Ocak 2021 itibariyle Birleşik Krallık ile belirtilen ürünlerin ticareti neticesinde herhangi bir ek vergi ve yaptırım ile karşı karşıya kalmayacakları hususunda mutabık kalmışlardır. Dolayısıyla ihracatçılarımız menşei koşullarından etkilenmeyecek, iki ülke arası ticaret mutlak surette korunmuş olacaktır.
  • Anlaşma tüm sanayi ve tarım ürünlerini içermektedir.
  • Hizmetlerin ve yatırımların kapsama dâhil edilmesi ve bazı ürünlerin karşılıklı olarak tanıma ve tarım ürünlerinde karşılıklı iyileştirmeler yapılmasının sağlanması iki ülke arası ticari ilişkide ve Türkiye'nin ticari konumunda oldukça önemli bir rol oynayacaktır.

TARAF ÜLKELER ARASI UYUŞMAZLIK HALLERİ: Anlaşmazlıkların Halli Mekanizması Usulü (AHM)

  • Türkiye ve Birleşik Krallık arasında ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuki ihtilaf halinde ise, uyuşmazlıkların çözümü için "Anlaşmazlıkların Halli Mekanizması Usulü" uygulanacak; çözüme ulaşamadığı takdirde Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) çözüm yolları geçerli olacaktır.
  • Anlaşmazlıkların Halli Usulü "AHM" olarak bilinen bu mekanizma, DTÖ üyesi ülkeler arasındaki ticari anlaşmazlıkların en kısa sürede ve kesin olarak çözüme ulaştırılmasını amaçlamaktadır. Anlaşmazlıkların halli yolunda bugüne kadar büyük bir başarı göstermiş olması ise oldukça önemlidir.
  • DTÖ üyesi iki ülke arasında meydana gelen bir hukukî uyuşmazlığın çözümünün ilk adımı danışma aşamasıdır. Bu aşamada uyuşmazlık çözülürse hukuki süreç son bulacak; çözüme ulaşılamamış olması halinde ise, taleple bağlılık ilkesi çerçevesinde hukuki uyuşmazlıkların çözümü için kurulan Anlaşmazlıkların Halli Organı (AHO) anlaşmazlıkların halli konularını görüşmek ve yönetmek üzere toplanacaktır.
  • DTÖ'nün temel hedefinin uluslararası ticaret önündeki engelleri kaldırmak, ticareti kolaylaştırmak suretiyle küresel ticaret hacmini arttırarak kuralları şeffaflaştırmak olduğu göz önünde bulundurulduğunda; bahsi geçen şekilde anlaşmazlığın çözüme ulaştırılamadığı takdirde DTÖ çözüm yollarının geçerli olacak olması başarı oranı göz önünde bulundurulduğunda oldukça önemlidir.

Türkiye ile Birleşik Krallık arası imzalanan bu serbest ticaret anlaşması, özellikle "tarifesiz" olmasından, mevcut ticari ve ekonomik ilişkilerimizin herhangi bir hak kaybına uğramaksızın korunmasını sağlaması açısından ve ticari ve ikili ticari ve ekonomik ilişkilerimizin güçlendirilmesine yönelik oldukça sağlam ve önemli bir adım olmasından ötürü bir kilometre taşı niteliğindedir.

TÜRKİYE ile BİRLEŞİK KRALLIK ARASINDA İMZALANAN SERBEST TİCARET ANLAŞMASI'NIN İKİ ÜLKE İLİŞKİLERİ AÇISINDAN ÖNEMİ

İki ülkenin de ticaret bakanlıklarınca yapılan resmi açıklamalar ve özellikle Türkiye'de piyasaların bu anlaşmaya verdiği olumlu tepki göz önüne alındığında, iki ülke arasında kısa zamanda varılan anlaşmanın oldukça pozitif değerlendirildiği ve iki ülke ilişkileri açısından hem yakın gelecekte hem de uzun vadede olumlu yansımalara yol açacağı görüsündeyim.

Türkiye'nin, hali hazırda yürürlükte olan, 21 ülke ile serbest ticaret anlaşması bulunmakta, fakat bu listeye İngiltere'nin eklenmesi global piyasalara verdiği mesaj acısından oldukça büyük önem arz etmektedir.

İngiltere, anlaşmayı günler öncesinden duyurarak Japonya, Kanada, İsviçre ve Norveç ile varılan anlaşmaların ardından en büyük ticaret anlaşması olacağını kaydetti. Öte yandan, Avrupa ve dünyanın önde gelen bu 4 ülkesi ile beraber 5. sırada Türkiye'nin adının anılıyor olması Türkiye için özellikle yabancı yatırım çekme potansiyelini artıracak büyük bir prestij kaynağı oluşturmaktadır.

İmzalanan bu anlaşmanın yatırımlara olumlu yansıyacağına ve iki ülke arasındaki ilişikleri derinleştirip, sağlamlaştırmaktan öte, yatırımcı ve is adamları açısından güven ortamı ve dolayısıyla yeni fırsatlar sağlayacağına inanmaktayım.

İngiltere ve Türkiye arasında imzalanan serbest ticaret anlaşması ile son bir yıl içerisinde ister istemez bir belirsizlik yaratmış olan Brexit surecinin, Türkiye'nin Birleşik Krallık ile olan ticari ve diplomatik ilişkilerinde hiç bir negatif etki yaratmayacağını ve Türkiye'nin Birleşik Krallık ile olan ticaretinde hiçbir mağduriyet yaşamayacağını kanıtlamaktadır. Aksine, bu anlaşma, Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden ayrılmasının ardından AB ile imzaladığı ticaret anlaşması sonrası ilk anlaşma imzaladığı ülkenin Türkiye olması sebebiyle süregelmiş olan müttefiklik ilişkisinin aksamadan devam edeceğini gözler önüne sermektedir.

İmzalanan serbest ticaret anlaşması ayrıca dünyaya ve Türkiye pazarını takip eden yabancı yatırımcıya kritik mesajlar içermekte ve Türkiye'nin ekonomik anlamda 2020 yılında yaşadığı sıkıntılara rağmen dünya pazarındaki konumunu ve prestijini koruduğunu vurgulamaktadır. Ticaret Bakanımız'ın da yaptığı açıklamalarda vurguladığı gibi belki de en önemli sonucu iki ülke arasında gerçekleşecek olan yatırımlar için güven ortamı sağlaması ve doğrudan ve dolaylı yatırımların ivme kazanması olasılığı olacaktır. Dolayısıyla tüm dünyada belirsizlik ve risklerin yoğun olduğu bir dönemde Birleşik Krallık ile böylesine hızlı, hacimli ve efektif bir anlaşma imzalaması Türkiye açısından gurur verici niteliktedir.

İki ülke arasında daha ayrıntılı bir anlaşmanın imzalanması ile ticaretin daha da geliştirilebileceğine şüphe yok, fakat 2021 ile beraber Birleşik Krallık ile gerçekleştirecek olduğumuz ticaretin ivme kazanmasını, yatırımların artarak devam etmesini, yeni ortaklıkların ortaya çıkmasını ve ekonomik ilişiklerimizin güç kazanmasını beklemek yerinde olacaktır.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.