6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 553/1 hükmüne göre; yönetim kurulu üyeleri, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu tutulmaktadırlar. Yönetim kurulu üyelerinin bu sorumluluğu, zarar karşılığı tazminat ödemek şeklinde vuku bulacaktır. Yönetim kurulu üyelerine yükletilen bu sorumluluğun sebebi ise "sermayenin korunması" ilkesidir. Zira gerek şirketin gerekse ortaklar ve alacaklıların yönetim kuruluna karşı açtığı sorumluluk davalarında tazminatın şirket lehine hükmedilmesinin nedeni bir sermaye şirketi olan anonim şirketin sermayesinin korunmasıdır.

Yönetim kurulu üyelerinin görevlerini yerine getirirken ağır sorumluluk altında çalıştıkları ve çok çeşitli risklerle karşı karşıya olduklarından hareketle, üyelerin görevlerini yaparken kusurlarıyla verebilecekleri zararların güvencesi olarak zarar sigortası yaptırma imkânı getirilmiştir. İşbu sigorta Türk Ticaret Kanunu'nun 361. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile yönetim kurulu üyelerinin görevlerini yaparken kusurlarıyla şirkete verebilecekleri zararların sigorta ettirilebilmesi mümkün kılınmıştır. Düzenleme ile şirketlere bir zorunluluk getirilmemiştir. Maddenin gerekçesinde; "Ülkemizde bu sigortanın bugün yaptırılması olanakları hemen hemen yok gibidir. Çünkü bu kadar büyük bir riski Türk sigorta endüstrisinin taşıyabilmesi mümkün görülmemektedir. Bütün riskin yurtdışına reasüre edilmesi ise üzerinde düşünülmesi gereken bir diğer noktadır." denilerek sigortanın zorunlu tutulmamasının nedenleri izah edilmiştir. Zorunluluk getirilmediğinden dileyen anonim şirketlerce yönetim kurulu üyeleri için zarar sigortası yaptırılabilecektir. Anonim şirketin halka açık olması veya paylarının borsada işlem görmesi halinde ise yönetim kurulu üyelerinin şirket sermayesinin %25'ini (yüzde yirmi beş) aşan bir bedelle sigorta ettirilmiş olması Sermaye Piyasası Kurulu'nun ve ayrıca pay senetleri borsada işlem görüyorsa borsanın bülteninde duyurulacak ve kurumsal yönetim ilkelerine uygunluk değerlendirmesinde dikkate alınacaktır.

Yönetim kurulu üyelerinin mesleki sorumluluk sigortası hukukumuza her ne kadar 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile 2011 yılında girmiş olsa da ilk olarak 1930 yılında İngiltere'de uygulamaya konulmuştur. Amerika ve Avrupa'da "Yöneticilerin ve Müdürlerin Sorumluluk Sigortası" anlamına gelen "Directors and Officers Liability Insurance" kısaca D&O adıyla bilinmektedir.

Anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin mesleki sorumluluk sigortası için ayrı bir düzenleme bulunmadığından sözleşme hazırlanırken Hazine Müsteşarlığı tarafından 2013 yılında yayımlanarak yürürlüğe giren Mesleki Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ("Genel Şartlar") esas alınacaktır.

Genel Şartlar A.1. maddesine göre;

"Bu sigorta sözleşmesi ile sigortalının poliçede belirtilen ve ilgili taraflarca konusu tarif edilerek sınırları  çizilen mesleki faaliyeti ifa ederken;

a) Sözleşme süresi içinde meydana gelen olay sonucu doğan ve sorumluluk hükümleri uyarınca tazmini sözleşme süresi içinde ya da sonrasında talep edilen zararlara karşı  veya

b) Sözleşme yapılmadan  önce veya sözleşme yürürlükteyken meydana gelen olay nedeniyle, sadece sözleşme süresi içinde sigortalıya karşı  ileri sürülebilecek taleplere karşı,

sözleşmede belirtilen miktara kadar isteme ilişkin makul giderleri de içerecek  şekilde teminat verilir. Taraflar, (a) ve (b) bentlerinden birini içerecek  şekilde sözleşme yapabilecekleri gibi, her ikisini içerecek  şekilde de sözleşme yapabilir."

Görüldüğü üzere Genel Şartlar'da rizikonun meydana geliş zamanına göre farklı türlerde sözleşme yapılmasına izin verilmektedir. Burada şirket ve sigortacı karşılıklı risk değerlendirmesinde bulunarak, en uygun türde sözleşmeyi akdetmeye özen göstermelidirler. Yöneticilerine D&O sigortası yaptırmak isteyen şirketlerin sigorta poliçelerindeki korumanın kapsamının sadece tazminat ödemeleriyle sınırlı olup olmadığına dikkat etmeleri gerekmektedir.  Zira birçok davada yargılama masrafları da davalı sigortalı için ciddi oranda maddi kayıplara sebebiyet verebileceğinden yargılama masraflarının da poliçe kapsamına dahil edilmesi faydalı olacaktır. Ayrıca şirketler olası sorumluluk davalarında, tam bir koruma sağlanmasını istiyorlarsa, özellikle faaliyet konusu ile ilgili riskleri sigortacıya tam olarak bildirmeye özen göstermelidirler. Yönetim kurulu üyelerinin mesleki sorumluluk sigortası, başkası lehine sigorta niteliğini haiz olup, sigorta ettiren şirket; sigortalılar ise yönetim kurulu üyeleridir. Poliçelerde sigorta teminatından yararlanacak sigortalıların kimler olacağının açıkça belirtilmesinde fayda bulunmaktadır. Şirket herhangi bir yönetim yetkisi devrinde, sigortacıyı durumdan haberdar etmeli ve sigorta korumasından faydalanacak kişinin kim olduğunun açıkça düzenlenmesine dikkat etmelidir.

Son olarak kasten yasadışı fiillerde bulunmanın ya da haksız kazanç /kâr payı elde etmenin D&O kapsamına girmediğini, bu sigortayı yaptırmanın altında yatan temel mantığın yönetim kurulu üyelerinin ve üst düzey yöneticilerin kişisel sorumluluklarına gidileceğine dair bir tedirginlik yaşamadan şirkete yönelik stratejik karar alabilmeleri ve gerektiğinde risk üstlenebilmeleri olduğunu vurgulamak isteriz.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.