1. SİGORTACILIKTA TAHKİM YOLU

14.06.2007 tarih ve 26552 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu (SK)'nun Amaç ve Kapsam başlıklı 1. Maddesine göre "ülkemiz sigortacılığının geliştirilmesini sağlamak, sigorta sözleşmesinde yer alan kişilerin hak ve menfaatlerini korumak ve sigortacılık sektörünün güvenli ve istikrarlı bir ortamda etkin bir şekilde çalışmasını temin etmek" üzere Sigorta Tahkim Sistemi oluşturulmuştur.

Sigorta Tahkim Komisyonu'nun(STK) yapısı ve görevleri ile Komisyon Müdürü ve Komisyon Müdür Yardımcılarının nitelikleri, çalışma usul ve esasları, Raportörlerin, Sigorta Hakemlerinin çalışma usul ve esasları, kararların ne şekilde düzenleneceği, Komisyona başvuru esasları, liste tutulmasına ve bütçeye ilişkin esaslar ile katılım ücreti gibi hususlar,17.08.2007 tarih ve 26616 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikle belirlenmiştir.

1.1. SİGORTACILIKTA TAHKİMİN HUKUKİ NİTELİĞİ

Bir görüşe göre Sigortacılıkta Tahkim; sigorta ettiren, sigortalı, sigortadan menfaat sağlayan kişiler ve sigortacılar arasındaki uyuşmazlıkların çözümü için oluşturulan alternatif bir çözüm yönetimidir.1 Sigortacılıkta Tahkim Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)'da öngörülen tahkimden farklılıklar içermekte olup, taraflar arasında ayrı bir tahkim sözleşmesi olmasına gerek olmadan, tüm sigorta sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda uygulama alanına sahip olmaktadır. 2

Sigortacılık Kanunu(SK) 30. Maddeye göre; Sigortacılık yapan kuruluşlardan, sigorta tahkim sistemine üye olmak isteyenler, durumu yazılı olarak Komisyona bildirmek zorundadır. Sigorta tahkim sistemine üye olan kuruluşlarla uyuşmazlığa düşen kişi, uyuşmazlık konusu sözleşmede özel bir hüküm olmasa bile tahkim usulünden faydalanabilmektedir.

Sigortacılıkta tahkim, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 407-444 maddelerinde düzenlenen tahkimden farklılıklar içermektedir. HMK'ya göre tahkime başvurabilmek için bir tahkim sözleşmesinin varlığı gereklidir. Fakat Sigortacılıkta Tahkim yolunda; HMK 407-444 maddelerinde düzenlenenin aksine taraflar arasında yapılan bir tahkim sözleşmesine veya tahkim şartına dayanmamaktadır.

Sigortacılıkta tahkimde, sigorta kuruluşlarının sisteme katılmaları isteğe bağlı olduğundan ve sisteme üye olunduğunda, sigorta sözleşmesinde hüküm bulunmasa dahi sigorta kuruluşu ile uyuşmazlığa düşen kişilerin tahkim sisteminden yararlanabilecekleri hüküm altına alındığından, sigortacılıkta tahkim ihtiyaridir.3

Bir başka görüşe göre, sigorta tahkim, karma tahkim sistemidir. Çünkü sigorta şirketlerinin sisteme girmesi zorunlu olmasa da sektörel rekabet nedeniyle neredeyse Güvence Hesabı da dahil olmak üzere tüm sigorta şirketleri4 sigortacılıkta tahkime üye olmak durumundadır. Sigorta şirketlerinin sisteme üye olmasının zorunlu olmaması ve üye olduktan sonra tahkim başvurularını reddedememesi; Tüketici Hakem Heyeti'ne veya genel mahkemelere başvurabilecek olan sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayanlar içinse ihtiyari olması sigortacılıkta tahkimin karma yapısını ortaya koymaktadır.5

HMK'ya göre tahkime başvurulabilmesi için bir tahkim sözleşmesinin varlığı gerekli iken; Sigorta Tahkim'de taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinde bu yönde bir anlaşmanın bulunması gerekmemektedir. Sigorta tahkimde tahkim sözleşmesi, adeta uyuşmazlığın doğmasından sonra yapılmakta ve sigorta ettirenin veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayanın iradesinden kaynaklanmaktadır.6

Sigorta Tahkimde, Tahkim sözleşmesinin kurulması hususu Türk Borçlar Kanunu(TBK) açısından değerlendirildiğinde; sigortacılık yapan kuruluşun sisteme üye olması ile birlikte tahkim sözleşmesine ilişkin aleni bir icapta bulunduğu varsayılarak, sigortacılık yapan kuruluşla sözleşme içerisine giren herkese karşı geçerli olacak şekilde ilgili kişi tarafından Komisyona başvurulması durumunda kabul iradesi olarak nitelendirilerek, tahkim sözleşmesinin kurulduğu söylenebilecektir.

6456 sayılı Kanun'un 45. maddesiyle Sigortacılık Kanunu'nun 30/1. maddesine "ilgili mevzuat ile zorunlu tutulan sigortalardan kaynaklanan bu fıkra kapsamındaki uyuşmazlıklar için ilgili kuruluş sigorta tahkim sistemine üye olmasa dahi hak sahipleri bu bölüm hükümlerine göre tahkim usulünden faydalanabilir" cümlesi eklenmiştir. Bu hüküm dikkate alındığında uyuşmazlığa konu olan, zorunlu bir poliçe ise sigortacılık yapan kuruluş tahkime üye olmasa dahi menfaat sağlayan taraf sigorta tahkime başvuruda bulunulabilecektir.

Komisyon, Tahkim sistemi ile sigorta ettiren veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler ile riski üstlenen taraf arasında sigorta sözleşmesinden doğan tüm uyuşmazlıkların çözümünü amaçlamaktadır.7

1.2 SİGORTA TAHKİM KOMİSYONUNA BAŞVURU ŞARTLARI

1) Sigorta Tahkim Komisyonu'na başvuruda bulunulabilmesi için öncelikle uyuşmazlığın sigorta sözleşmesinden doğmuş olması gerekmekle birlikte hem hayat sigortaları hem de hayat dışı sigortalardan doğan uyuşmazlıklarda uygulama alanı bulabilecektir.

2) Sigortacılık Kanunu 30/14'de yer alan emredici hükme göre, Sigorta Tahkim komisyonuna başvurulacak uyuşmazlıklarla ilgili olarak daha önce mahkemeye veya Tüketici Sorunları Hakem Heyetine gidilmiş olunması halinde başvuru yapılamamaktadır. Aynı konu ile ilgili olarak hem mahkeme/ Heyete hem de komisyona başvurulabilmesi mümkün olmayıp bu durumda derdestlik itirazı söz konusu olacaktır.8

3) Başvuru yapacak olan ilgililerin taleplerini öncelikle sigorta şirketine yazılı olarak bildirmiş olmaları ve bu başvuru taleplerinin kısmen veya tamamen reddedilmiş olması gerekmektedir.9

5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu m. 30/13'te ifade edildiği üzere "Komisyona gidilebilmesi için, sigortacılık yapan kuruluşla uyuşmazlığa düşen kişinin, uyuşmazlığa konu teşkil eden olay ile ilgili olarak sigortacılık yapan kuruluşa gerekli başvuruları yapmış ve talebinin kısmen ya da tamamen olumsuz sonuçlandığını belgelemiş olması gerekir. Sigortacılık yapan kuruluşun, başvuru tarihinden itibaren on beş iş günü içinde yazılı olarak cevap vermemesi de Komisyona başvuru için yeterlidir." Komisyona başvuru yapılması evveli sigorta şirketine başvuru yapılmasının zorunlu olduğu açıkça ortadadır.

Trafik kazasında zarar görenlerin, kazadan sonra tazminat haklarını sigorta şirketlerinden talep edebilecekleri belirli süreler bulunmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 109. Maddesine göre zamanaşımı süresi zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren 2 yıldır. "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların giderilmesine ilişkin istemler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği günden başlayarak 2 yıl ve her halde kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zaman aşımına uğrar"

Kaza sonrasında oluşan maddi zararlarda; poliçe örneği, trafik kazası tespit tutanağı, hasara ait fotoğraflar, ifade ya da görgü tanığı tutanakları, sürücülerin ehliyet ve ruhsat fotokopileri, gerek görülmesi durumunda alkol raporu ve kazayla ilgili diğer belgelerin sigorta şirketine iletilmesi gerekmektedir. Karayolları Trafik Kanunu madde 99/I'e göre Sigorta şirketinin başvuruya olumlu cevap vermesi durumunda belgelerin iletilmesi tarihinden itibaren 8 gün içinde, trafik sigortası tazminatının hak sahibine ödenmesi gerekmektedir.

Sigorta Tahkim Komisyonu'na başvurulabilmesi için Sigorta şirketine yapılan başvurunun Sigorta Kanunu madde 30/13 gereğince kısmen veya tamamen reddedilmesi gerekmektedir. Sigorta şirketlerinden gelen eksik ödemeyi içeren cevaplar olması durumunda sigorta şirketine tekrar bildirimde bulunulması gerekmektedir. Böylelikle sigorta şirketine başvuru yapılmış olması ve bunun kısmen veya tamamen reddedilmiş olması yolunun tüketildiğinden bahsedilebilecektir.

Yukarıda da belirtildiği üzere Sigorta şirketinin yapılan başvuruya on beş iş günü içerisinde hiç cevap vermemesi durumunda tekrar Sigorta Şirketine bir başvuru yapılmasına gerek olmadan Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulabilecektir.

4) Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuruda belirlenen başvuru ücretlerinin yatırılması gerekmektedir. Komisyona başvuruda bulunmak için öncelikle; uyuşmazlık tutarı 5.000 TL'ye kadar olan başvurular için 100 TL, uyuşmazlık tutarı 5.001 ila 10.000 TL arasındaki başvurular için 250 TL, uyuşmazlık tutarı 10.001 TL ve 20.000 TL arasındaki başvurularda 350 TL, uyuşmazlık tutarı 20001 TL ve üzeri başvurularda uyuşmazlık tutarının %1,5'u ( En az 350 TL olmak üzere) olmak üzere başvuru ücretinin yatırılması gerekmektedir. Başvuru ücretinin yatırıldığına dair makbuz başvuru evraklarına eklenmelidir.

2. ARABULUCULUK NEDİR?

Arabuluculuk, uyuşmazlık içine düşmüş olan tarafları, konuşmak ve müzakerelerde bulunmak amacıyla bir araya getiren, birbirlerini anlamalarını ve bu suretle kendi çözümlerini kendilerinin üretmelerini sağlamak amacıyla aralarındaki iletişimi kolaylaştıran, tümüyle bağımsız, tarafsız ve objektif bir konumda bulunan üçüncü kişinin katkısı yahut katılımıyla yürütülen gönüllü bir usuldür.10

Doktrinde genel kabul gören anlayış uyarınca arabuluculuk, hukuk uyuşmazlıklarında alternatif çözüm yollarından birisi olarak benimsenmekte olup dava yolu dışında kalan tahkim, kısa yargılama usulleriyle birlikte anılmaktadır.11

Arabuluculuk, "zorunlu arabuluculuk" ve "ihtiyari arabuluculuk" olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. İhtiyari Arabuluculuk: Tarafların bir arabulucuya gitme zorunluluğu olmadığı halde uyuşmazlığın çözümü için dava açmadan önce arabulucuya başvurmayı tercih etmesidir. Taraflar üzerinde tasarruf edebilecekleri her türlü özel hukuk uyuşmazlığıyla ilgili ihtiyari arabuluculuk yoluna başvurabilmektedir. Zorunlu Arabuluculuk: Bazı uyuşmazlıklar için mahkemeye dava açmadan önce arabulucuya gitme zorunluluğu vardır. Zorunlu arabuluculuk, bu uyuşmazlıklar açısından dava şartıdır.

2.1 TİCARİ UYUŞMAZLIKLARDA ZORUNLU ARABULUCULUK

7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun 19.12.2018 tarihli ve 30630 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanun başlığında belirtilen abonelik sözleşmelerinden kaynaklanan para alacaklarına ilişkin takibin başlatılması dışında konkordato, ticari davalarda dava şartı olarak arabuluculuk ve arabuluculuk uygulamasına ilişkin konuları da düzenlemektedir.

Kanunun 20.maddesi ile konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminata ilişkin ticari davalarda, dava öncesinde arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak düzenlenmiştir. Madde ile Türk Ticaret Kanunu'na(TTK) 5/A maddesi olarak aşağıdaki hüküm eklenmiştir:

(1) Bu Kanunun 4'üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.

Türk Ticaret Kanunu 6. Bölümünde yer alan sigorta uyuşmazlıklarında Tüketici Sözleşmesinden kaynaklanmayan Sigorta Sözleşmeleri söz konusu olması durumunda TTK madde 4/1 mucibince her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları olmasından bahisle mutlak ticari davalar kategorisinde değerlendirilerek, dava açılması evvelinde arabuluculuğa başvurulması zorunluluğu söz konusu olacaktır. Trafik sigortasından kaynaklanan alacaklar ise bu kanunun istisnasını teşkil etmekte ve sigorta hukukundan kaynaklanan alacaklarda trafik kanunu aynen uygulanmaya devam etmektedir.

Taraflar Arasında Tahkim veya farklı bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvurulmasını zorunlu kılan anlaşma veya bu yönde bir kanun olduğu hallerde 7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'na eklenen 18/A maddesi: "Özel kanunlarda tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvurma zorunluluğunun olduğu veya tahkim sözleşmesinin bulunduğu hâllerde, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz" hükmünü barındırdığından taraflar arasında tahkim anlaşmasının olması durumunda, yargılama öncesi arabuluculuğa başvurma şartı aranmayacaktır.

3. TİCARİ DAVANIN KONUSUNU TEŞKİL EDEN SİGORTA TAHKİMDE ZORUNLU ARABULUCULUK MÜESSESESİ UYGULANACAK MIDIR?

Bazı Sigorta Tahkim Hakemlerince sigorta tahkim başvurusu evvelinde zorunlu arabuluculuğa başvurulmaması nedeniyle tahkim başvurusunun usulden reddedilmesi üzerine, sigorta tahkim başvurularında arabuluculuğun gerçekten zorunlu olup olmadığı hakkında ihtilaflar ortaya çıkmaya başlamıştır.

1 Ocak 2019 tarihi itibariyle arabuluculuğun ticari davalarda zorunlu hale gelmesiyle birlikte Tüketici sözleşmesinden kaynaklanmayan Sigorta Uyuşmazlıkları Türk Ticaret Kanunu m. 4/1'de ye alan "Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları" hükmü gereğince mutlak ticari dava sayıldığından arabuluculuğa başvuru zorunlu hale gelmiştir.

Tahkim yoluna gidilmeyen ve konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri içeren sigorta uyuşmazlıkları hakkında dava yoluna başvurmadan önce zorunlu arabuluculuk yönteminin tüketilmesi gerekmektedir. Söz konusu hüküm uyarınca ticaret mahkemesi nezdinde sigorta şirketlerine karşı açılacak davalarda arabuluculuk dava şartı olarak nitelendirilerek, arabulucuya başvuru zorunlu tutulmuştur.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 97. Maddesi uyarınca, zarar gören zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar dahilinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekmektedir. Sigorta kuruluşunun bu başvuruya cevap vermemesi yahut verilen cevabın talebi karşılamaması durumunda zarar gören dava açabilmekte ya da 5684 sayılı kanun uyarınca tahkime başvurabilmektedir. Dava açılması evveli zarar görenin sigorta şirketine başvuruda bulunması özel dava şartının yanında, dava şartı olan arabuluculuğa ilişkin hükümler de uygulama alanı bulmaktadır. Dava açılmadan önce her iki dava şartının da sağlanması gerekmektedir.

Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-18, "özel kanunlarda tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvurma zorunluluğunun olduğu veya tahkim sözleşmesinin bulunduğu hallerde, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz" hükmünü içermektedir.

Bir görüşe göre, uyuşmazlık ihtiyari bir sigorta sözleşmesinden doğmuş olup, taraflar arasında bir tahkim sözleşmesi yoksa ve sigortacılık yapan kuruluş Komisyona üyeyse, taraf daha sonradan da Komisyona başvurabilir. Komisyona sonradan yapılan bu başvuru, tahkim sözleşmesinin kabulü yönünde bir irade beyanı kabul edildiği için, arabuluculuk dava şartı, burada geçerli olmaz.12

Doktrinde genel kabul gören bu görüşe göre arabuluculuğa başvurma zorunluluğu sadece genel mahkemeler karşısında anlam ifade etmekle birlikte, ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuğun zorunlu hale gelmesinden sonra da taraflar sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan ihtilaflar için arabulucuya gitmeden, tahkime başvurabilmektedirler.

Böylelikle sigorta uyuşmazlığına düşen kişinin arabuluculuğa başvurma zorunluluğu, sadece genel mahkemeler karşısında anlam ve değer ifade etmektedir. Sonuç olarak, sigorta sözleşmesinden doğan bir uyuşmazlıkta, uyuşmazlığa düşen tarafın, dava açmadan önce arabuluculuğa başvurması zorunlu olmakla birlikte, sigortacılık yapan kuruluş ile bir tahkim anlaşması yapmış veya Komisyona üye olan sigorta kuruluşunun aleni icabını kabul etmişse, artık arabuluculuğa gitmesine gerek bulunmamaktadır. Komisyona yapılan başvuru, arabuluculuğa başvurma zorunluluğunu ortadan kaldırmaktadır.13

Doktrinde yer alan bir başka görüşe göre ise; arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olmasındaki amacın Mahkemelerdeki ve Komisyondaki uyuşmazlıkların sayısını azaltmak olmasından bahisle zorunlu arabuluculuk müessesesinin hem mahkeme hem de Komisyona başvuruda uygulanması gerektiğini ifade etmektedir.14

4. SONUÇ

Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/a-18 hükmünden anlaşıldığı üzere, taraflar arasında bir tahkim sözleşmesinin olması durumunda dava şartı olan arabuluculuğa başvurulmayacak olup, Sigortacılık Kanunu'nda düzenlenen sigorta tahkimde; Sigorta Tahkim Komisyonu'na üye olarak tahkim sözleşmesine icazet vermiş olan Sigorta Şirketi ile sigorta sözleşmesinden kaynaklı talepleri için STK'ya başvurmuş olan ilgili kişinin başvurusu kabul iradesi olarak değerlendirilerek aralarında bir tahkim sözleşmesinin kurulduğu varsayılacak ve bu nedenle tahkim şartı sağlandığından arabuluculuğa başvuru zorunlu olmaktan çıkacaktır. Uyuşmazlık konusunda Sigorta Tahkim Komisyonu'na başvurulmuş olması dava şartı olan arabuluculuk hükümlerinin uygulanmasını engelleyecek ve dava şartı olan arabuluculuk Mahkemelere karşı hüküm ifade edecektir.

İlgili mevzuat amaçsal olarak değerlendirildiğinde de sigorta tahkim öncesi arabuluculuğun bir dava şartı olmadığı sonucuna ulaşılacaktır. Hem Sigortacılık Kanunu'nun Sigortacılıkta Tahkim başlıklı 30.maddesinin hem de Arabuluculuk Kanunu'nun başlıca amaçlarından biri, mahkemelerin iş yükünü azaltmak ve ilgili tarafları ihtilaflarını mahkeme dışı yollar ile halletmeye yönlendirmek olması nedeniyle konu dava şartı arabuluculuk olduğunda bu konudaki temel amaç mahkemelerin iş yükünü azaltmaya yönelik olmaktadır.

Amaçsal değerlendirme sonucunda, sigorta tahkim öncesinde arabuluculuğun bir dava şartı olarak yorumlanması, ilgili kanunların amacına aykırı bir sonucu ortaya çıkarmaktadır. Sigorta Tahkim uyuşmazlıklarında arabuluculuğa başvurulması gerektiğini içeren herhangi bir kanun maddesi, dava şartı bulunmaması nedeniyle, sigortacılıkta tahkime başvuru öncesinde arabuluculuğa başvurulacağına ilişkin bir kanaat ortaya çıkamayacaktır.

Sigorta tahkim başvurusu evveli arabuluculuğa başvurulması meselesi kanunda açıkça düzenlenmemiş olduğundan doktrinde tartışmalar bulunmakta ve henüz konu hakkında bir netlik sağlanamamıştır. Ticari davalardaki zorunlu arabuluculuk müessesesinin henüz çok yeni olması nedeniyle bu başvuru şartının tahkim başvurularında uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin henüz bir Yargıtay kararı da mevcut değildir.

Sigorta Tahkim evvelinde sigorta şirketine başvuru yapmanın bir başvuru şartı olduğu düşünüldüğünde yine mahkemenin iş yükünün azaltılması, uyuşmazlığın mahkemeye intikal etmeden çözülmesi amaçlarının sağlanması bağlamında Tahkim komisyonuna başvurudan önce tarafların tekrardan bir araya gelerek arabuluculuğun şart koşulmasının bir fayda sağlamayacağı kanaatindeyiz.

Sigorta Tahkim Komisyonu kararlarında uyuşmazlık değerinin 50.000 TL ve üzeri olduğu davalar aleyhine Temyiz yoluna başvurulabilmektedir. 1 Ocak 2019 tarihi itibariyle ticari davalarda arabuluculuğun zorunlu olması nedeniyle, Sigorta uyuşmazlıklarında onbinlerce Sigorta Tahkim Başvurusundan yalnızca birkaçının dava şartı arabuluculuğa başvurulmaması nedeniyle usulden reddi yaptırımıyla karşılaşmış olduğundan ve kararların büyük çoğunluğunun da kanun yolu başvuru sınırının altında kalması hasebiyle hali hazırda bu hususta verilmiş bir Yargıtay kararının bulunmaması, Sigorta Tahkim başvurularında arabuluculuğun zorunlu olup olmaması hususunun düzenlenecek mevzuat ile hukuki belirliliğe kavuşturulması gerekliliğini gözler önüne sermektedir.

5. KAYNAKÇA

KAYIHAN, Şaban/ BAĞCI, Ömer, Türk Özel Sigorta Hukuku Dersleri, 4. Baskı, Şubat 2019.

YAZICIOĞLU, Emine/ ŞEKER ÖĞÜZ, Zehra, Sigorta Hukuku, 1. Baskı, On İki Levha Yayınları, İstanbul 2019.

BİLGEN, Mahmut, Sigorta Hukuku, Adalet Yayınevi, Ankara 2017.

UMAR, Bilge, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 2. Baskı, Yetkin Yayınları, 2014.

ÖZDAMAR, Mehmet, "Sigorta Hukukunda Uyuşmazlıkların Çözümünde Tahkim Sistemi", GÜHFD, C. 18, S. 1-2, 2013, s. 831- 853.

METEZADE, Zihni, "Tahkimde Kanun Yolları", TSBD, S. 33, Temmuz Eylül 2013, s. 14- 18

BAĞATUR, Mehmet Çağrı/ ÖGE, Hande, Sorularla Sigorta Tahkim, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul 2017.

KABUKÇUOĞLU ÖZER, Fatma Dilek, Sigortacılık Kanunu Şerhi, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul 2012.

Süha Tanrıver, Hukuk Uyuşmazlıklarında Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yolları ve Özellikle Arabuluculuk, TBB Dergisi, Sayı 64 2006 s.165

ÖZBEK, Mustafa Serdar, Alternatif Uyuşmazlık Çözümü, 3. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara 2013.

ERBAŞ AÇIKEL, Aslıhan, "Deniz Ticareti ve Sigorta Hukuku Uyuşmazlıkları Bakımından Zorunlu Arabuluculuğun Değerlendirilmesi", Ticari Uyuşmazlıklarda Zorunlu Arabuluculuk, Seçkin, Ankara 2019, s. 49.

KARASU, Rauf, "Sigorta Tahkimi İle İlgili Güncel Sorunlar ve Çözüm Önerileri" TAAD, S. 26, 2016, s. 49- 69.

Footnotes

1. KAYIHAN/ BAĞCI, s. 273; YAZICIOĞLU/ ŞEKER ÖĞÜZ, s. 221

2. BİLGEN, Mahmut, Sigorta Hukuku, Adalet Yayınevi, Ankara 2017, s. 962; ÖZDAMAR, s. 839

3. UMAR, Bilge, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 2. Baskı, Yetkin Yayınları, 2014, s. 1184; KAYIHAN/ BAĞCI, s. 273; ULAŞ, s. 240; ULAŞ, Zarar Sigortaları, s. 128; AKGÜN, Evrim, Ferdi Kaza Sigortası Sözleşmesi, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul 2017, s. 334- 335.

4. METEZADE, "Tahkimde Kanun Yolları"

5. ÖZDAMAR, s. 840

6. ÖZDAMAR, s. 840; BAĞATUR/ ÖGE, s. 15 vd

7. Sigortatahkim.org

8. KABUKÇUOĞLU, Şerh, s. 510; YAZICIOĞLU/ ŞEKER ÖĞÜZ, s. 222;

9. KABUKÇUOĞLU, Şerh, s. 510;

10. Süha Tanrıver, Hukuk Uyuşmazlıklarında Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yolları ve Özellikle Arabuluculuk, TBB Dergisi, Sayı 64 2006 s.165

11.Mustafa Serdar Özbek, a.g.e. s.167

12. ERBAŞ AÇIKEL, Aslıhan, "Deniz Ticareti ve Sigorta Hukuku Uyuşmazlıkları Bakımından Zorunlu Arabuluculuğun Değerlendirilmesi", Ticari Uyuşmazlıklarda Zorunlu Arabuluculuk, Seçkin, Ankara 2019, s. 49.

13. 7 KARASU, "Sigorta Tahkim", s. 64;

14. BAĞATUR/ ÖGE, s. 69.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.