ÖZET

Stajyer ve çırakların çalışma hayatına dahil edilmesi adına 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu ("Kanun") düzenlenmiştir. Kanun'da, mesleki ve teknik ortaöğretim okul ve kurumlarında ve yükseköğretimde eğitim görmekte olan öğrencilerin, teorik eğitimle öğrenmiş oldukları bilgilerini pratik yaparak geliştirmeleri amacıyla işletmelerde "staj" veya "çıraklık" adı altında mesleki çalışma yapmaları buna karşılık işverenlerin ise yapılan çalışma neticesinde stajyer ve çıraklara belli bir miktar ödeme yapması öngörülmüştür. Yine bahse konu öğrencilerin, çalışma hayatında aktif rol alabilmesi ve teorik eğitimle öğrenmiş oldukları bilgileri pratik eğitimle tamamlayabilmeleri adına bazı işverenlere işyerlerinde stajyer çalıştırma yükümlülüğü getirilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu anlamında işçi sayılmayan stajyer ve çırakların, staj ve çıraklık sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklara ilişkin olarak başvurabileceği mahkemeler ise başvurunun konusuna göre değişmektedir.

Anahtar Kelimeler: Stajyer, Staj, Çırak, Mesleki Eğitim Kanunu, Ücret, Görevli Mahkeme.

GİRİŞ

Yürürlükteki mevzuat kapsamında stajyer, çırak ve işçi kavramları ve stajyer, çırak ve işçinin hukuki statüleri birbirinden farklılık göstermektedir. Ancak uygulanacak hükümler hususunda aralarında farklılık mevcut olmakla birlikte benzerlikler de bulunmaktadır. Uygulamada en çok önem arz eden husus, stajyer çalıştırma yükümlülüğüdür. Bu bağlamda, makalemizde öncelikle stajyer ve çıraklara ilişkin mevzuat hükümlerine yer verilecek olup Kanun kapsamında işverenin stajyer çalıştırma yükümlülüğü değerlendirilecek ve işverenin stajyer çalıştırma yükümlülüğünün ihlâli hâlinde karşılaşacak olduğu yaptırım ve yaptırımı uygulayacak olan mercinin tespiti yapılacaktır. İşveren ile stajyer ve çıraklar arasında staj veya çıraklık sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda görevli olan yargı mercileri de güncel Yargıtay kararları ve doktrin görüşleri çerçevesinde değerlendirilecektir.

1. STAJYER VE ÇIRAKLARIN HUKUKİ STATÜSÜ

1.1. Stajyer ve Çıraklara İlişkin Mevzuat Hükümleri

Mesleki eğitime ilişkin ilke ve esaslar Kanun'da yer almaktadır. Bu minvalde, Kanun'da stajyer ve çırakların hukuki statüsü, ücreti, çalıştırılma esasları ve mesleki ve teknik ortaöğretim okul ve kurumlarında, yükseköğretim kurumlarında ve işletmelerde yapılacak olan mesleki eğitime ilişkin esaslar düzenleme altına alınmıştır. Bununla birlikte stajyer ve çırakların sigortalılık durumlarına ilişkin olarak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümleri uygulama alanı bulacaktır. İlaveten, işverenlerin, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğini sağlamalarına dair yükümlülüklerini düzenleyen 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun hükümleri stajyer ve çırak çalıştıran işverenler açısından da uygulama alanı bulacaktır.

1.2. İşçi, Stajyer ve Çırak Kavramları Arasındaki Benzerlik ve Farklılıklar

İşçi, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesi hükmünde, "bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi" olarak tanımlanmaktadır. Bununla birlikte, stajyer ve çırakların hukuki statülerine ilişkin ilke ve esaslar Kanun'da düzenlenmektedir. Stajyerin tanımı, her ne kadar Kanun'da doğrudan yapılmamış olsa da staj kavramı Kanun'un 3/r. maddesi hükmünde "Yükseköğretim Kurulunca, yükseköğretim kurumlarında verilmekte olan her düzeydeki alana özgü olarak belirlenen teorik ve uygulamalı dersler dışında, öğrencilerin öğretim programlarıyla kazandırılması öngörülen mesleki bilgi, beceri, tutum ve davranışlarını geliştirmeleri, sektörü tanımaları, iş hayatına uyumları, gerçek üretim ve hizmet ortamında yetişmeleri amacıyla işletmede yaptıkları mesleki çalışma" şeklinde yer almaktadır. Bu doğrultuda, staj yapan kişi de stajyer olarak nitelendirilmektedir. Anılan madde hükmünde, her ne kadar staj tanımında sadece yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin yaptıkları mesleki çalışma esas alınmış olsa da Kanun'un 18. maddesi1 hükmünden staj yapabilecek olan öğrencilerin aynı zamanda mesleki ve teknik ortaöğretim okul ve kurumu öğrencileri de olabileceği anlaşılmaktadır. Çırak ise Kanun'un 3/c. maddesi hükmünde, "çıraklık sözleşmesi esaslarına göre bir meslek alanında mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını iş içerisinde geliştiren kişi" olarak tanımlanmaktadır.

İşçi ile işveren arasında yapılan iş sözleşmesinin asli unsurları işçinin iş görme edimine karşılık işverenin ücret ödeme borcu iken; stajyer ile işveren arasındaki sözleşme ilişkisinde işverenin asıl borcu mevzuatta yer alan düzenleme neticesinde, mesleki ve teknik eğitim yapan ortaöğretim okul veya kurumlarında veya yükseköğretim kurumlarında eğitim alan öğrencilerin teorik eğitim ile edindikleri bilgilerin pratik eğitimle geliştirilmesine yardımcı olmaktır. Çırak ile işveren arasında yapılan sözleşmenin asli unsurları ise, işverenin çırağa belirli bir sanatı öğretme ve mesleki gelişimine yardımcı olma borcuna karşılık çırağın da bir meslek veya sanatı öğrenmek amacıyla işverene hizmet etme borcudur.

Her ne kadar stajyer veya çırakla yapılan sözleşmenin asli unsuru işverenin ücret ödeme borcu olmasa da stajyer ve çırağa Kanun'un 25. maddesindeki "(...) işletmelerde mesleki eğitim gören öğrenciler ile mesleki ve teknik ortaöğretim okul ve kurumlarında staj veya tamamlayıcı eğitim gören öğrencilere asgari ücretin net tutarının; yirmi ve üzerinde personel çalıştıran işyerlerinde yüzde otuzundan, yirmiden az personel çalıştıran işyerlerinde yüzde onbeşinden, aday çırak ve çırağa yaşına uygun asgari ücretin yüzde otuzundan, [...] aşağı ücret ödenemez." hükmü ile işyerinde çalışan personel sayısına bağlı olarak değişen asgari tutarlarda ödeme yapılması zorunluluğu getirilmiştir. Madde metninde sadece mesleki ve teknik ortaöğretim okul ve kurumlarında staj ve/ veya çıraklık yapan öğrencilere işverenin ödeyeceği ücret tutarının belirlendiği görülmektedir. Ancak işverenin işyerinde çalışan ve yükseköğretimde eğitim görmekte olan stajyere de, Yükseköğretimde Uygulamalı Eğitimler Çerçeve Yönetmeliği'nin 12/7. maddesinin "İşletmede mesleki eğitim gören öğrencilere 3308 sayılı Kanunun 25 inci maddesi uyarınca ücret ödenir." şeklindeki atfı neticesinde, yine Kanun'un 25. maddesinde belirtilen aynı tutarlarda ücret ödemesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Bir başka deyişle, hüküm zorunlu staj yapan üniversite öğrencilerini de kapsayacak şekilde uygulanmaktadır.

Stajyerlere ödenecek olan ücretin miktarı noktasında, ana kural Kanun'un 25. maddesi uyarınca işyerinde çalışan personel sayısına göre belirlenecek olan tutarda ücretin ödenmesi olmakla birlikte; Yükseköğretimde Uygulamalı Eğitimler Çerçeve Yönetmeliği'nin geçici 1. maddesinde "Bu madde kapsamında özel sektör işletmelerinde, teknoparklarda, araştırma altyapılarında, Ar-Ge merkezlerinde ya da sanayi kuruluşlarında işletmede mesleki eğitim yapan öğrencilere 1/1/2023 tarihine kadar uygulamalı eğitimleri süresince asgari ücretin net tutarının %35'i ücret olarak ödenir." s ayılan işyerlerinde stajını yapacak olan yükseköğretim öğrencilerinin alacakları ücrete ilişkin özel bir düzenleme getirilmiştir. Nitekim, mezkûr maddenin 4. fıkrası hükmü uyarınca "Üçüncü fıkra kapsamına giren öğrenciler için 1/1/2023 tarihine kadar bu Yönetmeliğin 12 nci maddesinin yedinci fıkrası uygulanmaz.". Bu kapsamda, yükseköğretim kurumunda okumakta olan stajyere ödenecek olan ücret hususunda Yönetmelik'in geçici 1. maddesi, Kanun'un 25. maddesi'ne göre özel hüküm teşkil ettiğinden öncelikli olarak uygulanacaktır. Bir başka deyişle, işyerinin madde hükmünde sınırlı olarak sayılmış olan işyerlerinden biri olması hâlinde yükseköğretim öğrencisi olan stajyerlere ödenmesi gereken ücret, asgari ücret tutarının en az %30'u değil, %35'i olması gerekecektir.

İşverenin işçilerin ücretlerini banka kanalıyla ödemesine dair yükümlülüğü "Ücret, Prim, İkramiye ve Bu Nitelikteki Her Türlü İstihkakın Bankalar Aracılığıyla Ödenmesine Dair Yönetmelik"'te düzenlenmektedir. Anılan Yönetmelik'te, banka kanalıyla ücreti ödenmesi zorunlu tutulan kişiler arasında stajyer ve çıraklar sayılmamıştır. Her ne kadar stajyer ve çıraklara yapılan ödemelerin banka kanalıyla yapılması mevzuatta düzenleme altına alınmamış olsa da stajyer ve çırak ücretlerinin banka kanalıyla ödenmesi işverene ispat kolaylığı sağlayacaktır.

Stajyerler ve çıraklar, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 5/b. maddesi2 hükmü ile iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kolu bakımından sigortalı sayılmışlardır. İş sağlığı ve güvenliği açısından da işverenin iş yerinde çalıştıracağı kişiler yönünden stajyer, çırak veya işçi olmasına bakmaksızın 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu'nun 2/1. fıkrasının "Bu Kanun; kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır." şeklindeki hükmü uyarınca, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tedbirleri alması gerekmektedir.

2. İŞVERENİN STAJYER ÇALIŞTIRMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Kanun'un yukarıda madde metni verilen 18. maddesi ile, 10 ve daha fazla sayıda personel çalıştıran işverene belli sayıda stajyer çalıştırma yükümlülüğü getirilmiştir. Madde hükmünde yer alan ve işverenin işyerinde çalıştırmakla yükümlü olduğu stajyerler, zorunlu stajını yapmakta olan öğrencilerdir. Eş deyişle, zorunlu staj, eğitim görmekte olduğu kurum tarafından staj yapması zorunlu tutulan ve madde hükmü uyarınca stajını yapan öğrencilerin tabi olduğu stajdır. Bu doğrultuda, işverenin çalıştırmakla yükümlü olduğu stajyer sayısı, işyerinde zorunlu stajını yapmakta olan yükseköğretim öğrencileri ile mesleki ve teknik ortaöğretim okul ve kurum öğrencilerinin toplam sayısı dikkate alınarak hesaplanacaktır. Bununla birlikte mevzuatta işverene işyerinde çırak çalıştırma yükümlülüğü getirilmemiştir. Dolayısıyla işverenin işyerinde çalıştırmakla yükümlü olduğu stajyer sayısının hesabında, işyerinde gönüllü staj yapan öğrenciler ile çalışmakta olan çıraklar dikkate alınamayacaktır. Bir başka deyişle, işverenin işyerinde gönüllü stajyer ve/veya çırak çalıştırıyor olması, stajyer çalıştırma yükümlülüğünü bertaraf etmeyecektir.

Uygulamada, İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerince İŞKUR'dan temin edilen verilerle işletmelerde çalışan toplam personel sayısı tespit edilmekte ve bu tespite göre stajyer çalıştırmak zorunda olduklarına kanaat getirilen özel sektör işverenlerine stajyer çalıştırmak zorunda olduklarına (3308 sayılı Kanun madde 18'e tabi olduklarına) dair bir yazı gönderilmektedir. İşveren tarafından stajyer çalıştırma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi hâlinde, Kanun'un 24. maddesinde "On ve daha fazla personel çalıştıran ve Bakanlıkça işletmelerde meslekî eğitim kapsamına alınan, ancak, beceri eğitimi yaptırmayan işletmeler, beceri eğitimi yaptırması gereken her öğrenci için eğitim süresince her ay 18 yaşını bitirenlere ödenen asgari ücretin net tutarının 1/3'ü nispetinde, yirmi ve daha fazla personel çalıştırılması hâlinde 2/3'ü nispetinde saymanlık hesabına para yatırmakla yükümlüdürler." şeklinde belirtilen tutarı işverenin Milli Eğitim Bakanlığı'nın merkez saymanlık hesabına ödemesi gerekmektedir. İşverenin stajyer çalıştırma yükümlülüğünü yerine getirmemesi hâlinde ödemekle yükümlü olduğu tutarın hukuki niteliği idari para cezası değil mesleki eğitime katılma payıdır. Söz konusu yükümlülüğü denetleyecek olanlar ise Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı müfettişlerdir.

3. STAJ VE ÇIRAKLIK SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN UYUŞMAZLIKLAR

7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3/1. maddesinin "Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." şeklindeki hükmü uyarınca, iş sözleşmesine dayalı olan her türlü işçilik alacağı davasından önce dava şartı olarak zorunlu arabuluculuğa başvurulması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Ancak arabuluculuk dava şartı açıkça işçilik alacaklarından kaynaklı uyuşmazlıklar için getirilmiş olup işverenle çalıştırmakta olduğu stajyer veya çıraklar arasındaki alacaklardan (ücret gibi) kaynaklı uyuşmazlıklar için getirilmemiştir. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen "[...] okul müfredatı gereği [...] zorunlu stajını yaptığı, ancak davalı kurumun 3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanununun 25'inci maddesi uyarınca ödenmesi gereken staj ücretini ödemediğini belirterek alacak isteminde bulunduğu,[...], genel mahkeme sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olup arabulucuya başvurma dava şartı mevcut olmadığı[...]" şeklinde verilen kararda3 da, mesleki eğitim gören öğrencinin yapmış olduğu staja ilişkin ücret alacağına ilişkin davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığına hükmedilmiştir.

Stajyerin hukuki niteliğinin İş Kanunu'nda belirtilen işçi kavramından farklı olduğuna yukarıda detaylı olarak değinilmiştir. Bu itibarla, staj ve çıraklık sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıklarda görevli mahkeme iş mahkemesi değil, genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesidir4. Nitekim stajyerlerin ücret alacaklarına ilişkin uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu mahkemelerin vermiş oldukları kararlar ile de sabittir. Konuya ilişkin olarak, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi'nin vermiş olduğu kararda5; stajyer öğrencinin, özel bir hastanede zorunlu stajına binaen yaptığı çalışma karşılığı olarak hak etmiş olduğu ve kanundan doğan ödemenin tarafına yapılmasını talep ettiği uyuşmazlıkta, görevli mahkemenin iş mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusu reddedilmiştir.

İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3/3. maddesinin "İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz." şeklindeki hükmü uyarınca iş kazası ve meslek hastalığından kaynaklanan uyuşmazlıklarda da arabuluculuğa başvuru yapılması dava şartı olarak aranmamaktadır. Stajyer ve çırakların geçirmiş olduğu iş kazası ve meslek hastalıklarından kaynaklı maddi ve manevi tazminat taleplerinin hangi mahkemede görülmesi gerektiği noktasında mevzuatta açık herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Bununla birlikte stajyer ve çırakların işyerinde çalışmaya başladıkları tarihte başlayan ve çalıştıkları süre zarfı için geçerli olan iş kazası ve meslek hastalığı sigortasının niteliği ve iş kazası ve meslek hastalığına ilişkin hususların bildiriminin işverene ait bir yükümlülük olması sebeplerine istinaden bu hususta açılan davalarda görevli mahkeme genel görevli asliye hukuk mahkemesi değil, ihtisas mahkemesi olan iş mahkemesidir6. Nitekim, Yargıtay'ın vermiş olduğu "5510 sayılı Kanuna göre çıraklar ve stajyerler, yaşı ve tabi olduğu yasa ne olursa olsun, kısa vadeli sigorta koluna tabi olacaktır. 6331 sayılı Kanunda hüküm bulunmamakta ise de çırak ve stajyerlerin kısa vadeli sigorta koluna tabi olduğu gözetildiğinde, bu neviden davaların İş Mahkemelerinde görülmesi gerekmektedir. Zira, iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan tazminat davalarında Kurumca bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin rücua tabi kısmının kusura isabet eden pay oranında tazminattan düşülmesi gerekmekte olup, bunu yapacak uzman mahkeme iş mahkemesidir. Aksine yorum, başka bir ifadeyle özel uzmanlık gerektiren mahkemelerden bu davaların alınarak genel mahkemelere verilmesi İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun Ruhuna ve çıkarılış amacına aykırı olur" şeklindeki kararda da iş kazasından kaynaklanan tazminat taleplerinin iş mahkemelerinde görülmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır7.

SONUÇ

İlgili mevzuatlar ve yargı kararları ışığında, her ne kadar stajyer, çırak ve işçinin tabi olduğu ortak hükümler olsa da hukuki statüleri birbirinden farklıdır. Nitekim, mevzuatta işverene stajyer çalıştırma yükümlülüğü getirilmişken çırak çalıştırma yükümlülüğü getirilmemiştir. Bununla birlikte iş sözleşmesinden doğan her tür işçilik alacağına ilişkin uyuşmazlıkta zorunlu arabuluculuğa başvurulması dava şartı olarak öngörülmüşken, staj ve çıraklık sözleşmesinden doğan alacaklara ilişkin uyuşmazlıklar bakımından dava şartı olarak zorunlu arabuluculuğa başvurulması öngörülmemiştir. Staj ve çıraklık sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda, görevli mahkeme genel görevli asliye hukuk mahkemesi iken; iş kazası ve meslek hastalığına ilişkin hususlara bakmakla görevli olan mahkeme ise, ihtisas mahkemesi olan iş mahkemesidir.

Footnotes

1. 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nun 18/1. maddesi uyarınca, "On ve daha fazla personel çalıştıran işletmeler, çalıştırdıkları personel sayısının yüzde beşinden az olmamak üzere mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumu öğrencilerine beceri eğitimi, mesleki ve teknik ortaöğretim okul ve kurumu öğrencilerine staj ve tamamlayıcı eğitim yaptırır. Öğrenci sayısının tespitinde kesirler tam sayıya tamamlanır. Bu işletmeler mesleki ve teknik eğitim yapan yükseköğretim kurumu öğrencilerine staj yaptırabilir."

2. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 5/b. maddesi uyarınca "5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanunu'nda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde meslekî eğitim gören öğrenciler hakkında iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık sigortası; meslekî ve teknik ortaöğretim ile yükseköğrenimleri sırasında staja tabi tutulan öğrenciler, mesleki ve teknik ortaöğretim sırasında tamamlayıcı eğitim ya da alan eğitimi gören öğrenciler, [...] iş kazası ve meslek hastalığı sigortası uygulanır."

3. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nin 22.03.2019 tarihli ve E.2019/1272 sayılı kararı

4. Faruk B. MUTLAY- Melih IŞIK, "7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu Uyarınca Görev", Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2019, S. 588

5. "Davalı vekili istinaf dilekçesinde İş Mahkemesinin görevli olduğunu ileri sürmüştür. Yargıtay 22. HD'nin 2013/6970 E- 2014/4726 K sayılı 04/03/2014 tarihli kararı ile Dairemizin 2018/2115 E- 2018/1542 K sayılı 12/10/2018 tarihli emsal kararında vurgulandığı gibi davacı ile davalı arasındaki ilişki çıraklık sözleşmesi niteliğinde olmadığı gibi 4857 Sayılı İş Kanunu anlamında bir iş sözleşmesi ya da 6098 Sayılı TBK'nun 393. maddesi kapsamında bir hizmet sözleşmesi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bu durumda davaya bakmak görevi Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğundan davalının görev itirazı yerinde görülmemiştir." (İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'nin 05.10.2020 tarih ve E.2020/503 sayılı kararı)

6. Sedef KOÇTANGÜN, "Stajyer Kavramı ve Stajyerlerin Sigortalılığı", Sicil İş Hukuku Dergisi, 2018/40, S.142

7. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin 17.02.2020 tarih ve E.2019/5063 sayılı kararı

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.