Kamuoyunda sell and leaseback ya da sat ve geri kiralama olarak bilinen yöntem sağladığı vergi avantajları dolayısıyla şirketlerin hem bilanço değerlerini düzeltme de hem de finansman sağlamada sıklıkla tercih edilen bir uygulamadır. Bu yazımda sat ve geri kirala yönteminin vergi avantajlarından ziyade yeni düzenleme ile nelerin değiştiği üzerinde durmak istiyorum. 

Yatırım ortamının iyileştirilmesi amacıyla hazırlanan 6728 sayılı Kanun'da sat ve geri kirala işlemlerinin vergilendirilmesi değiştiriliyor. Bu değişikliklere bakıldığında bir kısmı mevcut uygulamadaki belirsizliklerin giderilmesi, bir kısmı ise önemli değişiklik yönünde. 

Öncelikle, taşınır mallar da sat ve geri kirala işlemindeki vergi avantajlarından faydalanabilecektir. Finansal kiralama şirketleri yanında, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankaları ile yapılan sat geri kirala işlemleri de istisna kapsamına alınmıştır. Bu kurumların, bizzat kiracıdan satın alıp, geri kiraladığı her türlü taşınır ve taşınmazlar için hem satışta hem kiralamada KDV istisnası söz konusu. Burada, kiralamaya konu kıymetin mülkiyetinin sözleşme süresi sonunda kiracıya devredilecek olması şartı vardır. Aynı şekilde bu satıştan doğan kâr da kurumlar vergisinden istisnadır. Önemli bir değişiklik, sat ve geri kirala işlemi ile bu kurumlara devredilen her türlü taşınır ve taşınmaz malların edinilmesinde ödenen ve devir tarihine kadar indirim yoluyla giderilemeyen KDV, devrin yapıldığı hesap dönemine vergi matrahının tespit ederken gider olarak düşülebilecektir. Bu değişiklik öncesi taşınmazların edinilmesi sırasında ödenen KDV'nin tamamının indirimine izin verilmiyordu. 

Sat ve geri kirala işlemi kapsamında kanunda sayılı şirketlere satıştan doğan kârlar kurumlar vergisine tabi olmamaya devam edecektir. İstisnadan yararlanan satış kazancı, kiracı tarafından pasifte özel bir fon hesabına alınacaktır. Ancak burada farklı bir düzenlemeye gidilerek, kiracıların bu varlıklar için ayıracağı amortismanları, bilanço pasifinde yer alan bu fondan mahsup etmeleri esası getirilmiştir. Bu varlıkların kiralayan kurumlara devrinden önce kiracıdaki net bilanço aktif değerine isabet eden amortismanlar bu fondan mahsup edilmeyip, giderleştirilecektir. Bir diğer ifade ile, Şirketler taşınmazın yeni bilanço değeri üzerinden amortisman ayırdığında, bunun tamamını gider kaydetmeyip, bilanço pasifindeki fondan düşeceklerdir. Bu da şirketlerin kurumlar vergisi açısından daha az amortisman gideri kaydetmesi anlamına gelmektedir. 

Sat ve geri kirala yöntemi ile bir finansal kiralama şirketine satılıp, tekrar satın alınan taşınmazın sonrasında üçüncü kişi veya kuruma satılması durumunda kurumlar vergisine tabi kazancın hesabında finansal kiralama şirketine satış öncesi net bilanço aktif değeri ile bu taşınmaz için ayrılan amortisman tutarları dikkate alınacaktır. Bir diğer ifade ile sat ve geri kirala işlemi ile yasal defterde taşınmazın aktif değeri yüksek olsa bile, üçüncü kişiye satışta kar hesaplanırken bu değer değil, finansal kiralama şirketine satış öncesi net aktif değeri dikkate alınacaktır. Yani finansal kiralama şirketine satışta, taşınmazın net aktif değeri 1.000.000 TL ise, ilerideki üçüncü kişiye yapılacak herhangi bir satışta bu maliyete göre kar hesaplanıp vergilendirilecektir. 

Şirketler satıp geri kiraladıkları taşınmazları yüksek değerle aktife kaydetmeleri ve bu tutar üzerinden amortisman ayırmaları, yine ileride satış olduğunda bu maliyet üzerindeki karın vergiye tabi olacağı yaklaşımı nedeniyle sat ve geri kirala yöntemini kredi kullanmaya göre daha çok tercih etmekteydi. Ancak, şu an özellikle amortisman ve maliyet güncelleme avantajı ortadan kalkmış görünüyor. Bir diğer önemli konu ise sat ve geri kirala yöntemi için getirilen yeni düzenlemeler 2 Ağustos 2013 tarihinden itibaren yapılmış tüm işlemler için geçerli olacaktır. Dolayısıyla 2 Ağustos 2013 tarihinden sonra sat ve geri kirala işlemi yapmış şirketlerin işlemlerini yeni düzenlemelere göre gözden geçirmelidir. Bugün çıkarılan yasa ile geriye doğru yapılan vergileme değişiklikleri anayasal olarak da tartışılacaktır.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.