ÖZET

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5. maddesinde kurumlar vergisinden müstesna olan bazı kazançlar düzenlenmiştir. Aynı maddenin 1. fıkrasının sırasıyla (c) ve (e) bentlerinde yer alan yurt dışı iştirak hissesi satış kazancı istisnası ile gayrimenkul ve iştirak hissesi satış kazancı istisnasının holdinglere uygulanması hakkında incelemelerimizi içeren makalemizde, mevzuatta bu istisnaların uygulanma şartları ve somut olaya göre değerlendirilmesi gereken durumların özelgeler üzerinden incelenmesine yer verilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Holding Şirketler, Kurumlar Vergisi Kanunu, İştirak Hissesi Satış Kazancı İstisnası.

GİRİŞ

Holding şirketleri, grup şirketleri arasında diğer şirketlere iştirak eden ve çoğunlukla bu şirketlerin oy çoğunluğuna sahip pay sahibi durumunda olan şirket olarak tanımlanmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 519. maddesinde de holding şirketleri "başlıca amacı başka işletmelere katılmaktan ibaret olan holding şirketler" olarak tanımlanmıştır. Bu kapsamda holding şirketler saf holding niteliğinde olup yalnızca diğer şirketler üzerinde hakimiyet sahibi olma niteliği taşıyabileceği gibi, karma holding niteliğinde olup kendisi de ticari faaliyet gösterebilecektir.1 Her iki şekilde de holding şirketin, grup şirketler üzerinde hakimiyet sağlamak için şirketlere iştirak etmesi gerekmektedir.

Bu bağlamda, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ("KVK")'nun 5. maddesinin 1. fıkrasının (c) ve (e) bentlerinde düzenlenmiş olan iştirak hissesi satış kazancı istisnasından yararlanılması holdingler nezdinde mümkün olabilmektedir. Ancak işbu istisnalardan yararlanma koşullarının sağlanması açısından somut olaya göre holding özelinde inceleme yapılması gerekmektedir.

Nitekim bu kapsamda mevzuatımızdaki eksiklikler nedeni ile uygulamada özelgeler kapsamında hareket edildiğinden şirketler nezdinde vergisel problemler doğmaktadır. Bu kapsamda işbu makalemizde konuyla ilgili süregelen tartışmalar ve içtihat ışığında incelememiz ile görüşlerimiz yer alacaktır.

1. YURT DIŞI İŞTİRAK HİSSESİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI (KVK 5/1-C)

KVK'nın 5. maddesinin 1.fıkrasının (c) bendinde kazancın elde edildiği tarih itibarıyla aralıksız olarak en az 1 yıl süreyle nakit varlıklar dışında kalan aktif toplamının %75 veya daha fazlası, tam mükellef olmayan anonim veya limited şirket niteliğindeki şirketlerin her birinin sermayesine en az %10 oranında iştirakten oluşan tam mükellef anonim şirketlerin, en az 2 yıl süreyle aktiflerinde yer alan yurt dışı iştirak hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kâr, sayılan şartları taşıması halinde elde edilen kurum kazancının tamamı kurumlar vergisinden müstesna olacaktır.

Bu istisnadan yararlanmak isteyen tam mükellef anonim şirketlerin aşağıda sayılan şartları sağlamaları gerekmektedir:

  • Yurt dışında iştirak edilen şirketin kanunî veya iş merkezi Türkiye'de bulunmayan anonim veya limited şirket niteliğinde olması,
  • Kazancın elde edildiği tarih itibarıyla, her birinin sermayesine en az %10 oranında iştirak edilen yurt dışı iştiraklerine isabet eden hisselerin aralıksız olarak en az 1 yıl süreyle nakit varlıklar dışında aktif toplamının %75 veya daha fazla olması,
  • Söz konusu iştirak hisselerinin en az 2 tam yıl süreyle şirket aktifinde yer alması.

1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliği ("Genel Tebliğ")'nin "5.3. Tam mükellef anonim şirketlerin yurt dışı iştirak hisselerini elden çıkarmalarına ilişkin istisna" başlıklı düzenlemesinde de bu şartlara yer verilmiştir.

Bununla birlikte Genel Tebliğ'in "5.2.2. Yurt dışındaki inşaat işlerinin yapılabilmesi için ilgili ülke mevzuatına göre ayrı bir şirket kurulmasının zorunlu olduğu durumlarda istisna uygulaması" başlıklı düzenlemesinde yurt dışındaki inşaat, onarım, montaj işleri ve teknik hizmetlerin yapılabilmesi için ilgili ülke mevzuatına göre ayrı bir şirketin kurulması zorunlu tutulduysa bu şartlar aranmaksızın yurt dışı iştirak kazançları istisnasının uygulanacağı düzenlenmiştir. Normal şartlarda Türkiye'de kanuni merkezi ya da iş merkezi bulunması sebebiyle tam mükellef olan ve KVK'nın 5/1-e maddesine göre istisnadan yararlanabilecek olan inşaat şirketinin, ilgili ülkede ayrı bir şirket kurarak faaliyet gösterme zorunluluğu olması durumunda da 5/1-c'deki şartlar aranmadan istisnadan yararlanabilmelerine imkân tanınmıştır.

Bu kapsamda hukuki mevzuatın incelenmesi sonucunda KVK'nın 5/1-c maddesinde yer alan düzenlemenin özel bir istisna hükmü olduğu, bu maddede yer alan şartların KVK'nın 5/1-e maddesinde yer alan şartlardan daha ağır olduğu ve bu şartları sağlayan şirketlerin yurt dışı iştirak kazancının tamamının kurumlar vergisinden müstesna tutulduğu, bu şartları sağlayamayan şirketlerin ise KVK'nın 5/1-e maddesi kapsamında yer alan şartları sağlaması halinde iştirak satış kazancının %75'inin istisna kapsamında olacağı anlaşılmıştır.

Bu doğrultuda KVK'nın 5/1-c maddesi ve Genel Tebliğ holding şirketlerine özel ayrıca bir düzenleme getirmediğinden, holding şirketleri maddede sayılan şartları sağladığı takdirde bu istisnadan faydalanabilecektir.

2. GAYRİMENKUL VE İŞTİRAK HİSSESİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI (KVK 5/1-E)

KVK'nın 5/1-e bendinde ise, az iki tam yıl süreyle şirketlerin aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75'lik kısmı ile 2 yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançların %50'lik kısmı kurumlar vergisinden istisna tutulmuştur.

Söz konusu istisna hükmünden yararlanabilmek için;

  • İstisnanın uygulanmasına konu olacak iktisadi kıymetlerin iştirak hisseleri, kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan hakları veya taşınmaz olması,
  • İstisna uygulamasına konu olacak taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının en az 2 tam yıl süreyle kurumun aktifinde yer alması,
  • Taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışında kazanç, satış işlemi ile doğacağından, satış işlemi ister peşin isterse vadeli olarak yapılmış olsun istisnanın, satışın yapıldığı dönemde uygulanması,
  • Bu değerlerin satışından elde edilecek kazancın istisnadan yararlanan kısmının, pasifte özel bir fon hesabına alınması ve satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar söz konusu fon hesabında tutulması,
  • Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ile uğraşılmaması

gerekmektedir.

Maddenin gerekçesinde istisnanın temel amacının kurumların mali yapılarının güçlendirilmesinin teşviki olduğu, bu nedenle ekonomik açıdan firmalara ilave imkân sağlamayan işlemlerin istisna kapsamı dışında kalacağı; bu bağlamda da kurumların yönetimini etkileyecek şekilde birbiriyle ilişkili kişi veya kurumlar ya da aynı gruba dahil şirketler arasında yapılacak taşınmaz ve iştirak hissesi satışlarından fiktif olarak elde edilecek kazançlara istisna hükmünün uygulanmayacağı açıklanmıştır. Ancak madde gerekçesinde holding şirketlerin istisna kapsamındaki durumuna ilişkin olarak herhangi bir açıklama mevcut değildir.

Genel Tebliğ'in "5.6.2.3.4.2. Holding şirketlerin durumu" başlıklı düzenlemesi kapsamında incelendiğinde amacı başka şirketlere iştirak etmek olan holding şirketlerinin iştirak hisselerinin satışından doğan kazançlar için iki farklı ayrıma gidilmektedir.

Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği uyarınca, şirketler iktisap ettikleri diğer şirket hisseleri ve ortaklık paylarını 11-Menkul Kıymetler veya 24- Mali Duran Varlıklar hesaplarında izlemektedir. 11-Menkul Kıymetler hesabı kısa vadeli fiyat değişimlerinden kâr elde etmek amacıyla alınan hisseler ve ortaklık paylarını izlemek için kullanılmaktadır. Bu kapsamda eğer holding şirketlerinin iştirak hisseleri bu hesapta takip ediliyor ise iştirak hissesinin satışından doğan kazanç kapsamında istisnadan faydalanmak mümkün değildir.

Ancak holding şirketlerin 24-Mali Duran Varlıklar hesabında izlenen iştirak hisselerinin satışından doğan kazançlar KVK 5-1-e kapsamında sayılan diğer şartları sağladığı takdirde istisnadan yararlanmak mümkün olacaktır.

Mevzuatımızda yer alan bu düzenlemeler ile güncel özelgeler kapsamında bir inceleme yapıldığında; İdare'nin söz konusu holdinglerin KVK 5/1-e kapsamında düzenlenmiş olan istisnadan yararlanabilmesini olabildiğince dar yorumlama eğiliminde olduğu görülmektedir.

Örneğin, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)'nın 02.01.2021 tarih ve B.07.1.Gİ- B.4.34.16.01-KVK 5-32 sayılı özelgesinde, "...Bu hüküm ve açıklamalara göre, kısa vadeli fiyat değişimlerinden yararlanarak kâr elde etmek amacıyla geçici bir süre elde tutmak üzere aldığınız ve Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği uyarınca «II-Menkul Kıymetler » hesabında izlenilen hisse senetleri veya ortaklık paylarının satışından kaynaklanan kazanç dolayısıyla, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (12) numaralı bendinde yer alan istisna hükmünden yararlanmanız mümkün bulunmamaktadır. Ancak, «24- Mali Duran Varlıklar » ana hesabının alt hesaplarında izlenmesi gereken iştirak hisselerinin satışından doğan kazançlar ise madde hükmünde belirtilen diğer şartların da sağlanması kaydıyla söz konusu istisnadan yararlanabilecektir..." açıklamasına yer verilmiştir.

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 07.01.2019 tarih ve 64597866-125[5/1-e]- E.360 sayılı özelgesinde holdingin, borçlandığı iştirakine borçlarını diğer bir iştirakinin hisselerini satarak ödemesini istisna kapsamı dışında tutmuştur. Doğrusöz bu özelgeyi, satılan iştirak hisselerinin aynı grup içerisinde yer almasından grubun ekonomik yapısının aynı olduğu yönünde bir görüş içermesi açısından eleştirmektedir.2

Bir diğer örnek ise, KVK 5/1-e'deki düzenlemenin amacının kurumların bağlı değerlerinin aktif bir şekilde ekonomiye katılması olarak yorumlayan Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü'nün 11.11.2016 tarih ve 93767041-125[5-2016-9]-85 sayılı "İştirak edilen şirketin %50 hissesinin dar mükellef kuruma devredilmesinden elde edilen hasılatın iştirakin sermaye artışında kullanılması durumunda KVK 5/1-e istisnasının uygulanıp uygulanamayacağı" konulu özelgesidir. Özelgede kısaca, holding şirketin, bağlı şirket hisselerinin %50'sini dar mükellef bir yatırımcıya devretmesi ve ardından bağlı şirkette nakdi sermaye artışı yapılacağı, hisselerin satışından elde edilen kazancın sermaye artışında kullanılması durumunda istisnadan yararlanmanın mümkün olup olmayacağı sorusu üzerine istisnanın amacının kurumların bağlı değerlerini nakde çevirmek suretiyle işletmelerin sağlam mali kaynaklara kavuşturulması ve değerlerin nakde dönüşmesiyle aktif bir şekilde ekonomiye katılması olduğu açıklanmıştır. Bu nedenle söz konusu olayda, iştirak hisselerinden elde edilen kazancın istisna kapsamında olacağı, ancak bunun sermaye artışında kullanılması durumunda sermaye artışında kullanılan kısmın istisna kapsamının dışında olduğu yönünde görüş verilmiştir.

Somut olayda şirket hisselerinin %50'sinin devredilmesinin ardından sermaye artışında kullanılması halinde kanımızca, özelgede yer verilen açıklananın aksine, istisnaya engel bir durum bulunmamaktadır. Aksine "değerlerin nakde çevrilmek suretiyle işletmelerin sağlam kaynaklara kavuşturulması" ifadesiyle de desteklendiği gibi, işletmelerin sağlam kaynaklara kavuşturulmasına yönelik bir işlem olan sermaye artırımı söz konusudur.

SONUÇ

Makalemizde ele almış olduğumuz istisnalardan holdinglerin, temel işlevlerinin "iştirak etme" olduğu göz önüne alındığında; madde düzenlemelerinde sayılmış diğer şartları da sağlamaları durumunda yararlanmaları mümkündür. Ancak yer verilen özelgelerden de anlaşılabileceği gibi Vergi İdaresi mevzuatta düzenlenmiş istisnaları olabildiğince dar yorumlama eğiliminde olup grup şirket yapılanmasının sonuçlarını görmezden gelebilmektedir. Daha önce de belirtildiği gibi grup yapılanmalarında söz konusu istisnaların değerlendirilmesi şirketler özelinde farklılık gösterebilecek olup yapılandırmalar kapsamında bu hususlara dikkat edilmesi önem arz etmektedir.

Footnotes

1. Çakır, Rasim Can. 6102 sayılı TTK' da Holding Şirketler. Dünya Gazetesi, Ocak 2014

2. Doğrusöz Bumin, Holdingin Grup Şirketine İştirak Satışı, Dünya Gazetesi, 07.07.2020

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.