Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu tarafindan 4 Haziran 2020 tarihinde 6100 sayili Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na ("Kanun") iliskin olmak üzere asagida yer alan konular hakkinda degisiklik yapan "Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasi Hakkinda Kanun Teklifi" ("Teklif") kabul edilmistir. Bu degisikliklere iliskin özet bilgileri asagida sizlerle paylasiyoruz. Teklif henüz yasalasmamis olup, yasalasmasi halinde sizleri yeniden bilgilendiriyor olacagiz.

  1. Durusmalara Iliskin Degisiklikler

Teklif ile durusmalarin aleni olarak yapilmasi ilkesine istisna getirilmesi öngörülmektedir. Buna göre, mahkeme kisilerin korunmaya deger üstün bir menfaatinin bulundugunu tespit edecek olursa, durusmanin bir kisminin veya tamaminin gizli olarak yapilmasina taraflarin talebi üzerine veya re'sen karar verebilecektir. Mevcut düzenlemede taraflarin mesru menfaatinin bulunup bulunmadigi hususuna deginilmeksizin "genel ahlakin veya kamu güvenliginin kesin olarak gerekli kildigi hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut re'sen mahkemece" durusmanin gizli yapilmasina karar verilebilmektedir.

Ayrica, durusmalarin ses ve görüntü nakli yoluyla baska bir yerde icra edilebilmesine dair de degisiklikler öngörülmektedir. Buna göre mahkeme, taraflardan birinin talebi üzerine talep eden tarafin veya vekilinin ayni anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulunduklari yerden durusmaya katilarak usul islemlerini yapabilmelerine karar verebilecektir. Bununla birlikte, mahkeme, tanik, bilirkisi veya uzmanin ayni anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulunduklari yerden dinlenilmesine de karar verebilecektir. Halihazirdaki mevcut hükümler uyarinca ses ve görüntü nakli yoluyla durusmanin yapilmasi, talep eden tarafin yani sira davaya taraf olan herkesin rizasina bagli bulunmaktadir. Teklif ile birlikte bu kosulun kaldirilmasi amaçlanmis ve re'sen mahkemece veya tek tarafli irade beyani ile yapilmasinin mümkün hale gelmesi amaçlanmistir. Ayrica, fiili engel veya güvenlik sebebiyle durusmanin, il sinirlari içinde baska bir yerde yapilabilecegi hususu da Teklif kapsaminda kabul edilmistir.

  1. Durusma Yapilmadan Verilecek Kararlara Iliskin Degisiklikler

Kanun'un, durusma yapilmadan verilecek kararlari düzenleyen maddesinde yapilmasi öngörülen degisiklik ile yargilamada bulunan eksiklikler, durusma yapilmaksizin tamamlanacak nitelikte ise bunlarin tamamlanmasindan sonra Bölge Adliye Mahkemesi tarafindan basvurunun esastan reddine veya yeniden esas hakkinda durusma yapilmadan karar verilebilecektir. Mahkemece uyusmazligin çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamis veya degerlendirilmemis olmasi ya da talebin önemli bir kismi hakkinda karar verilmemis olmasi durumunda da durusma yapilmadan kararin kaldirilmasina ve davanin yeniden görülmesi için dosyanin karar veren mahkemeye veya baska bir yer mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verebilmesi öngörülmektedir. Mevcut düzenlemede "delillerin hiçbirinin toplanmamasi veya gösterilen delillerin hiç degerlendirilmemesi" halinde dosyanin ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilebilir iken Teklif ile "önemli delillerin toplanmamis veya degerlendirilmemis olmasi ya da talebin önemli bir kismi hakkinda karar verilmemis olmasi" dosyanin ilk derece mahkemesine kesin karar ile gönderilmesi için yeterli sayilmistir.

  1. Taraflarin Iddia ve Savunmalarinin Genisletilmesi veya Degistirilmesine Iliskin Degisiklik

Kanun'un mevcut halinde taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde serbestçe, ön inceleme asamasinda ise karsi tarafin muvafakati ile iddia ve savunmalarini genisletebilmektedirler. Teklif ile öngörülen degisiklik ile Taraflarin, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarini genisletebilmeleri veya degistirebilmelerine imkan taninmasi amaçlanmistir. Ayrica, dilekçelerin karsilikli verilmesinden sonra herhangi bir genisletme veya degistirme yapilmasinin mümkün olmadigi hususu da Teklif kapsaminda yer almistir.

  1. Ek Sürelere Iliskin Degisiklikler

Uygulamada cevap sürelerinin uzatim taleplerinin hangi tarihten itibaren baslayacagi konusunda mahkemeler arasinda uygulama farkliliklari mevcuttu. Bazi mahkemeler talep, bazi mahkemeler teblig, bazi mahkemeler ise karar tarihinden itibaren ek süre verebilmekteydi. Teklif ile bu karisikligin giderilmesi amaçlanmistir.

Buna göre, cevap dilekçesi sunma süresinin, dava dilekçesinin davaliya tebliginden itibaren iki hafta oldugu süre içerisinde mahkemeye basvuran davaliya, bir defaya mahsus olmak ve bir ayi geçmemek üzere (yazili yargilamada) ek bir süre verilebilmesine imkan taninmistir. Verilecek ek süre ise, cevap süresinin bitiminden itibaren islemeye baslayacaktir. Ayrica, Teklif ile birlikte, Kanun'da hüküm altina alinan bilirkisi raporuna itiraz süresi bakimindan talep üzerine ek süre verilebilmesi imkâni da getirilmistir.

  1. Celse Harci ve Delil Avansina Iliskin Degisiklikler

Teklif ile celse harci, davanin görülmesi ve sonuçlanmasi için ödenen yargilama giderleri kapsamindan çikarilip söz konusu harç yerine basvurma harci eklenmesi öngörülmektedir. Ayrica, Teklif'te delil avansinin, dava açarken mahkeme veznesine yatirilmasinin zorunlu bulunmadigi belirtilmistir zira uygulamada "gider avansi" ve "delil avansi" karistirilabilmekte ve mahkemelerce farkli uygulamalar ile dava basinda delil avansi talep edilebilmekteydi. Teklif ile bu karisikligin giderilmesi amaçlanmistir.

  1. Belirsiz Alacak Davasina Iliskin Degisiklikler

Davanin açildigi tarihte alacagin miktarinin veya degerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin beklenemedigi veya belirlenmesinin imkansiz oldugu hallerde, asgari bir alacak miktari veya degeri belirtilerek açilabilecek bir dava türü olan belirsiz alacak davasina iliskin yapilan degisiklik sonucu alacagin miktari veya degerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün oldugunda, hakim tarafindan verilecek 2 haftalik kesin süre içinde davacinin talebini tam ve kesin olarak belirlemesinin gerektigi yönünde bir düzenleme öngörülmektedir. Alacagin miktari veya degerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olup olmadiginin tespiti ise mahkeme tarafindan yapilacaktir. Eger söz konusu miktar veya deger mahkeme tarafindan verilecek süre içinde belirlenmezse, dava, talepte belirtilen deger üzerinden görülüp karara baglanacaktir.

Mevcut düzenlemede hâkim tarafindan verilmesi öngörülen kesin bir süre olmadigindan, bilirkisi raporundan sonra davaci taraf beyanda bulunarak veya fiilen islah/talep artirim yoluna giderek eksik harci tamamliyordu. Bununla birlikte, belirsiz alacak davasina iliskin 107. maddenin 3. fikrasinda düzenlenen "Ayrica, kismi eda davasinin açilabildigi hâllerde, tespit davasi da açilabilir ve bu durumda hukuki yararin var oldugu kabul edilir." hükmü de yürürlükten kaldirilmistir.

  1. Ihtiyati Tedbire Iliskin Degisiklikler

Teklif ile birlikte;

  • Ilk derece mahkemelerinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararlarina,
  • karsi tarafin yoklugunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarina
  • karsi tarafin yoklugunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarina karsi yapilan itiraz üzerine verilen kararlara karsi,

istinaf yoluna basvurulabilmesi öngörülmüstür:

Yeni düzenleme ile birlikte ihtiyati tedbir kararlari gerekçeli olarak verilecek olup talebin reddi kararina karsi kanun yoluna basvurulabilmesi ve yüzüne karsi aleyhine ihtiyati tedbir karari verilen tarafin da kanun yoluna basvurabilmesi, bu basvurularin öncelikle incelenerek kesin karara baglanmasi amaçlanmistir. Teklif ile mevcut düzenlemeden farkli olarak yukarida bahsedilen konulara iliskin olarak "gerekçeli karar" yazilmasinin zorunlu hale getirilmesi öngörülmektedir. Anayasa geregi her türlü kararin niteligine uygun olarak gerekçeli bir sekilde yazilmasi gerektigine vurgulama yapilmistir.

Bugüne kadar, tahkim veya dava yeri yurt disi olan ve uyusmazlik konusunun Türkiye'de oldugu uyusmazliklarda, Türkiye'den ihtiyati tedbir karari alinmasinda sorunlar yasanmaktaydi ve Türk mahkemeleri, yabanci mahkemeleri ilgilendiren bir konu hakkinda olumlu ya da olumsuz anlamda bir tedbir karari vermekten imtina etmekteydi. Teklif ile birlikte düzenlenen hükümlere göre, esas hakkinda karar vermeye yabanci devlet mahkemesinin, hakemin veya hakem kurulunun görevli ve yetkili olmasi durumunda, bu talebe konu hak veya seyin bulundugu yerdeki Türk mahkemelerinden ihtiyati tedbir talep edilebilmesi düzenlenmistir.

Buna göre, ihtiyati tedbir karari, yetkili yabanci devlet mahkemesi, hakem veya hakem kurulu nezdinde dava açilmasindan önce verilmisse, tedbir talep eden, bu kararin uygulanmasini talep ettigi tarihten itibaren bir ay içinde esas hakkindaki davasini yetkili yabanci devlet mahkemesi, hakem veya hakem kurulu nezdinde açmak ve dava açtigina iliskin evraki, karari uygulayan memura ibrazla dosyaya koydurtmak ve karsiliginda bir belge almak zorunda olacaktir. Aksi halde tedbir kendiliginden kalkacaktir.

Teklif ile, Anayasa Mahkemesi'nin 11.07.2018 Tarihli, 2018/1 Esas sayili ve 2018/83 Karar sayili karari ile iptal etmis oldugu ihtiyati tedbire muhalefet konusundaki 398. Maddenin 1. Fikranin 1. cümlesinin yeniden düzenlenmesi amaçlanmistir. Yeni düzenleme ile birlikte ihtiyati tedbir kararinin uygulanmasina iliskin emre uymayan veya tedbir kararina aykiri davranan kimse, ihlalin ögrenildigi tarihten itibaren 6 ay içinde sikâyet edilmesi üzerine, 6 aya kadar disiplin hapsiyle cezalandirilacaktir.

  1. Davanin Geri Alinmasi ve Devredilmesine Iliskin Degisiklikler

Kanun'un mevcut halinde davaci, açmis oldugu davayi hüküm kesinlesinceye kadar ve ancak davalinin açik rizasi ile geri alabilmektedir. Teklif ile bu düzenlemeye ek olarak davanin geri alinmasi halinde mahkeme tarafindan da davanin açilmamis sayilmasina karar verilecegi hususunun Kanun'a eklenmesi öngörülmektedir.

Halihazirdaki düzenleme uyarinca davanin açilmasindan sonra davali tarafin dava konusunu üçüncü bir kisiye devretmesi halinde davaci dilerse devreden tarafla olan davasindan vazgeçerek dava konusu devralan kisiye karsi davaya devam eder; dilerse de davasini devreden taraf aleyhine tazminat davasina dönüstürebilir. Teklif ile öngörülen yeni düzenleme ile birlikte davacinin devralan kisiye karsi davaya devam ettigi takdirde davanin davaci lehine sonuçlanmasi halinde devreden ve devralanin yargilama giderlerinden müteselsilen sorumlu olacagi belirtilmistir. Mevcut düzenlemede bu husus davaci davayi kazanirsa ifadesi ile Kanun'da yer almakta iken Kanun'un lafzi degistirilmistir.

  1. Sulh ve Islaha Iliskin Degisiklikler

Sulh ile ilgili olarak yapilan düzenlemeye göre, esas hakkinda hüküm verildikten sonra taraflarca sulh olunduysa, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmeyecektir; gönderildiyse dosya inceleme yapilmadan sulh hususunda karar verilmesi adina hükmü veren mahkemeye geri gönderilecektir. Halihazirda mahkemelerce bu sekilde yapilan uygulamanin Teklif ile yasalastirilmasi amaçlanmistir.

Islah ile ilgili olarak getirilen yeni düzenlemeye göre ise islah, Yargitay'in bozma kararindan veya Bölge Adliye Mahkemesinin kaldirma kararindan sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiginde, ilk derece mahkemesinin tahkikata iliskin bir islem yapmasi halinde tahkikat sona erinceye kadar yapilabilecektir. Yargitay'in bozma kararina uyulmasi sonucunda, ilk derece mahkemesinin hüküm fikralarindan biriyle ilgili olarak usuli kazanilmis hak olusmussa bu hakki bertaraf edecek sekilde islah yapilamayacaktir.

Bu düzenleme ile uygulamada mevcut olan bozmadan sonra islah yapilamayacagina iliskin fiili uygulamaya son verilmesi amaçlanmaktadir. Belirtmekte fayda vardir ki, Teklif ile getirilmesi öngörülen "Ancak bozma kararina uymakla ortaya çikan hukuki durum ortadan kaldirilamaz." hükmünün karisikliklara yol açacagi açiktir. Kazanilmis hak konusunun degerlendirildigi bu hükmün nasil uygulanacagini ilerleyen süreçte Yargitay kararlari isiginda belirlenecegini söylemek mümkün gözüküyor.

  1. Kabul ve Feragate Iliskin Degisiklikler

Kanun'daki mevcut düzenlemeye göre davadan feragat ve kabul, hüküm kesinlesinceye kadar her zaman yapilabilmektedir. Teklif ile birlikte mevcut hükme ek olarak feragat veya kabulün, hükmün verilmesinden sonra yapilmissa, taraflarca kanun yoluna basvurulmus olsa dahi, dosyanin kanun yolu incelemesine gönderilmeyecek oldugu ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul dogrultusunda ek karar verilecegi hususlari eklenmistir. Eger, feragat veya kabul dosyanin temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapilmissa, Yargitay temyiz incelemesi yapmaksizin dosyayi feragat veya kabul hususunda karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderecektir. Sonuç olarak halihazirda mahkemelerce bu sekilde yapilan uygulamanin Teklif ile yasalastirilmasi amaçlanmistir.

  1. Durusma Düzenine Iliskin Degisiklikler

Teklif ile yürürlükte olan "Hâkim, durusmanin düzenini bozan kimseyi, bunu yapmaktan men eder ve gerekirse, avukatlar hariç, derhâl durusma salonundan çikarilmasini emreder." hükmünün degistirilmesi amaçlanmaktadir. Teklif ile birlikte isbu madde "Hâkim, durusmanin düzenini bozan kimseyi, bunu yapmaktan men eder ve gerekirse, taraf avukatlari hariç, derhal durusma salonundan çikarilmasini emreder. Taraf avukatlari hakkinda ise 79. madde hükmüne göre islem yapilir." seklinde düzenlenmistir. Dolayisiyla Teklif ile birlikte hâkime, taraf avukatlari haricindeki diger avukatlari da durusma salonundan çikarabilmesi konusunda yetki verilmesi öngörülmektedir.

  1. Tahkime Iliskin Degisiklikler

Kanun'un 440. Maddesinde, hakem kararlarinin düzeltilmesi, yorumlanmasi veya tamamlanmasi hallerinde hakemlere ek ücret ödenmeyecegi hüküm altina alinmistir. Teklif ile birlikte taraflara bu durumunun aksini kararlastirilabilmelerine imkân taninmasi öngörülmektedir.

  1. Adi Senetlere Iliskin Düzenleme

Teklif ile bir kimsenin aleyhine delil teskil edecek adi senetlerin üçüncü kisiler nezdinde hangi tarihten itibaren hüküm ifade edecegine iliskin uygulamada tereddüt olusturan durumlara son vermek adina bazi düzenlemelerin yapilmasi öngörülmektedir. Buna göre adi senedin, (i) notere ya da yetkili memura ibraz edilerek bu kisiler tarafindan usulüne uygun olarak onaylanmissa ibraz tarihinde; (ii) resmi bir isleme konu olmussa islem tarihinde; (iii) imza edenlerden biri ölmüsse ölüm tarihinde; (iv) imza edenlerden birinin yeniden imza atmasina fiilen imkân kalmamissa bu imkansizligin gerçeklestigi tarihte üçüncü kisiler nezdinde hüküm ifade etmesi öngörülmektedir. Teklif ile birlikte yapilan düzenlemeler isiginda, adi senedin içeriginde bahsedilen baska senetlerin tarihlerinin var olmasi durumunda ise ancak son senet tarihinin onaylanmis oldugunun kabul edildigi tarihte üçüncü kisiler nezdinde hüküm ifade etmesi öngörülmektedir.

  1. Ticari Defterlerin Ibrazina Iliskin Degisiklikler

Ticari defterlerin ibrazina iliskin mevcut düzenleme uyarinca, diger tarafin ticari defter kayitlarinda ilgili hususta hiçbir kayit bulunmamasi halinde, ibraz eden tarafin ticari defterindeki kayitlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek tarafli islemiyle olusturacagi kayitlarin, bu kayitlardan hiçbir sekilde haberi olmayan karsi taraf aleyhine delil teskil ediyor olmasinin mümkün oldugu, bu nedenle de hakkaniyete aykiri sonuçlar dogurabilecegi ve hukuk güvenligi ilkesine aykirilik teskil edebilecegi için, Teklif ile birlikte bu aksakliklarin giderilmesi hedeflenmektedir. Buna göre, Teklif ile birlikte, ticari defter kayitlarinin sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, "diger tarafin ticari defterlerindeki kayitlarin ilgili hususta hiçbir kayit içermemesi" ibaresinin, madde metninden çikarilmasi öngörülmektedir. Ayrica Teklif ile "Diger tarafin ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayit içermemesi halinde ticari defter, sahibi lehine delil olarak kullanilamaz." hükmü uyarinca mevcut durum tersine çevrilmek istenmektedir.

Teklif ile birlikte, hükmün kapsamindan çikarilan "ilgili hususta hiçbir kayit içermemesi" ibaresi yerine, "diger tarafin ticari defterlerini ibraz etmemesi" ibaresinin eklenmesi öngörülmektedir. Buna göre, ticari defterde yer alan herhangi bir kaydin, sahibi lehine delil teskil edebilmesi için diger tarafin ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Diger tarafin ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düsürecek baska herhangi bir kayda sahip olmadigi anlamina gelecektir. Bununla birlikte belirtmekte fayda vardir ki, Teklif ile birlikte ticari defterini ibraz etmeyen tarafin, diger tarafin ticari defterindeki kayitlarin aksini senet veya diger kesin delillerle ispatlama hakkinin sakli kalmasi öngörülmektedir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.