6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (“HMK”) 1 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe girmişti.  HMK'nın yargılamaya getirdiği en önemli değişikliklerden biri ön inceleme aşamasıydı.

Yargılamanın ilk aşaması davanın açılması ve taraflarca dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesi olup, bu aşama tamamlandıktan sonra ön inceleme aşamasına geçilmektedir. Ön inceleme aşaması, mahkemenin dava şartlarını ve ilk itirazları incelediği, uyuşmazlık konularını tam olarak belirlediği, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanmaları için gerekli işlemlerin yapıldığı bir aşamadır. Mahkeme bu aşamada ayrıca tarafları uzlaşmaya veya arabuluculuğa teşvik eder.

7251 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (“Değişiklik Kanunu”) 28 Temmuz 2020 tarihinde Resmi Gazete'de (31199) yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve ön inceleme aşaması hakkında da önemli yenilikler getirmiştir.

Değişiklik Kanunu'ndan önceki durum

Değişiklik Kanunu öncesinde HMK'nın 141. maddesi uyarınca, taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir veya değiştirebilirlerdi. Ayrıca  taraflardan herhangi biri mazeretsiz olarak ön inceleme duruşmasına katılmaz ise, mevcut taraf, duruşmada bulunmayan tarafın rızası olmaksızın iddialarını veya savunmalarını değiştirebilmekte ve genişletebilmekteydi. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise iddia veya savunmanın genişletilemeyeceği ya da değiştirilemeyeceği düzenlenmişti.

HMK'nin 139. maddesi uyarınca ise mahkemelerin, ön inceleme duruşmasına davette, duruşma ve duruşmanın sonuçlarıyla ilgili diğer hususların yanı sıra taraflara aşağıdaki hususları bildirmesi gerekmekteydi:

  • Tarafların sulh için gerekli hazırlığı yapmaları,
  • Taraflardan yalnızca birinin duruşmaya katılması ve yargılamayı sürdürmek istemesi halinde, diğer taraf mevcut tarafın yokluğunda gerçekleştirilen işlemlerine itiraz etme hakkına sahip olmayacağı ve,
  • Böyle bir durumda, mevcut tarafın, mevcut bulunmayan tarafın rızası olmaksızın iddialarını veya savunmalarını değiştirme veya genişletme hakkına sahip olacağı.

Ayrıca, delillerin sunulmasına ilişkin olarak HMK'nın 140/5 maddesi, ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilmesini  düzenlemekteydi.

Değişiklik Kanunu

Değişiklik Kanunu  ile HMK'nın 141. maddesi, “Tarafların cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.” şeklinde düzenlenmiştir. 

Bu değişikliğe paralel olarak, Değişiklik Kanunu, HMK'nın 139. maddesinin ön inceleme duruşmasında mevcut tarafın, mevcut bulunmayan tarafın rızası olmaksızın iddialarını veya savunmalarını değiştirme veya genişletme hakkına sahip olacağınına  dair düzenlemesini de yürürlükten kaldırmıştır.

Böylelikle, ön inceleme duruşmasına taraflardan birinin gelmemesi halinde, duruşmaya gelen tarafın iddia ya da savunmasını serbestçe değiştirme veya genişletme hakkı artık söz konusu değildir. Bununla birlikte HMK'nın 141/2. maddesi uyarınca, iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda, ıslah ve karşı tarafın açık muvafakatine ilişkin istisnaların halen yürülükte olduğunu belirtmek isteriz.

Öte yandan Değişiklik Kanunu ile HMK'nin 139. maddesinde, delillerin sunulma zamanına ilişkin önemli bir değişiklik yapılmıştır. Yeni düzenleme uyarınca, ön inceleme duruşmasının davetiyesi ile birlikte taraflara, “davetiyenin tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içinde tarafların dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları, bu hususların verilen süre içinde yerine getirilmemesi hâlinde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarına karar verileceği” bildirilmektedir.

Böylelikle, yeni düzenleme ile iki haftalık kesin süre, ön inceleme duruşmasından sonra değil, ön inceleme duruşmasının davetiyesinin tebliği ile başlamaktadır. Bu nedenle tarafların, delillerinin sunulması ile ilgili zamanlamaya çok daha fazla dikkat etmeleri ve delillerini erken sunmaları gerekmektedir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.