Yabancilik unsuru tasiyan uyusmazliklarin çözümünde uyusmazligin hangi kanununa göre çözüleceginin tespitinden önce çözülmesi gereken önemli mesele, açilan davada Türk mahkemelerinin milletlerarasi yetkisinin bulunup bulunmadigidir. Baska bir ifadeyle, milletlerarasi nitelikli uyusmazliklarin çözümünde yetkili kanunun tayininden evvel, mahkemenin milletlerarasi yetkisinin tespiti gerekir. Milletlerarasi özel hukukun konusuna giren bir uyusmazlikta, ancak mahkemenin yetkili oldugu tespit edildikten sonra kanunlar ihtilafi kurallarina göre uyusmazligin çözümünde uygulanacak olan hukuk tespit edilecektir. Mahkemenin yetkili olmadigi bir davada davanin hangi devletin hukukun dogrultusunda çözülecegi önem arz etmeyecektir.

1.      Milletlerarasi Yetki Kavrami

Genel bir ifade ile "yetki" kavrami, bir davaya hangi yerdeki görevli mahkeme tarafindan bakilacagini belirler. Mahkemenin yetkisi belirlenirken, o dava ile ilgili taraflarin veya davanin konusunu olusturan seyin bulundugu yer esas alinir.

Yetki kavramini milletlerarasi yetki ve iç yetki olarak ikiye ayirarak incelemek mümkündür. Iç yetki, bir davaya belirli bir devlet sinirlari içerisinde hangi yerdeki mahkeme tarafindan bakilacagini belirlerken, milletlerarasi yetki, uluslararasi yetki kurallari kapsaminda bir davanin hangi devlet mahkemelerinde görülecegini, yani uluslararasi nitelikli bir uyusmazligin çözümünde hangi ülke mahkemelerinin yetkili olacagini belirler. Diger bir tanima göre, milletlerarasi yetki, yabanci unsurlu davalarda, bir devletin mahkemelerinin, diger devlet mahkemelerine nazaran yetkili olup olmadiklarini ifade eder.

Yabanci nitelikli bir uyusmazlik özelinde yine mahkemenin yetkisini ikiye ayrilarak incelemek mümkündür. Bir davaya hangi devletin mahkemelerinde bakilacagini belirleyen yetki "milletlerarasi yetki" olarak adlandirilirken, uyusmazliga bu devletin ülkesi içinde hangi yerdeki mahkeme tarafindan bakilacagini belirleyen yetki "iç yetki" olarak nitelendirilir. Ülke iç yetki kurallari, o ülke sinirlari içerisinde açilmis veya açilacak tüm davalarda, yabancilik unsuru tasisin veya tasimasin uygulanir. Yabancilik unsur tasiyan davalarda, bir devlet mahkemesinin yer itibariyle yetkili olabilmesi hem milletlerarasi yetki hem de iç yetki kurallari ile tayin edilir.

2.      Türk Mahkemelerinin Milletlerarasi Yetkisi

Milletlerarasi anlamda tek bir yetki sistemi yoktur; her devlet kendi mahkemelerinin milletlerarasi yetkisini kendi milletlerarasi yetki kurallarina göre tayin eder. Ancak, milletlerarasi sözlesmeler yolu ile belirli konulara iliskin olarak düzenlenen milletlerarasi yetki kurallari bu kuralin istisnasini olusturur. Nafaka, alim-satim, mülkiyetin ihlali, mahkeme ve hakem kararlarinin taninmasi ve tenfizi gibi konularda düzenlenmis sözlesmeler birçok devlet tarafindan onaylanarak yürürlüge girmistir. Bu sözlesmeler, onaylayan devletler açisindan öncelikle uygulanacaktir.

Milletlerarasi sözlesmelerin alanina girmeyen konularda Türk hukukunda mahkemelerin milletlerarasi yetkisi 5718 sayili Milletlerarasi Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkinda Kanun ile düzenlenmistir. Kanun'un 40. maddesinde milletlerarasi yetki konusunda genel bir kural getirilmistir. Buna göre, "Türk mahkemelerinin milletlerarasi yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kurallari tayin eder." Bu kural, milletlerarasi yetkiyi iç hukuk ile uyum içinde olan, uygulamasi kolay, uyusmazliklarin niteligine uygun olan bir esasa baglamistir.

Bu genel kuralin kapsaminda olan konularda yetki tayin edilirken öncelikle 6100 sayili Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yetkiye iliskin hükümlerine bakmak gerekecektir. Burada ele alinmasi gereken ilk kural 6/1. maddede düzenlenen genel yetki kuralidir. Buna göre, genel yetkili mahkeme, davali gerçek veya tüzel kisinin davanin açildigi tarihteki yerlesim yeri mahkemesidir. (Gerçek ve tüzel kisiler bakimindan, davalinin yerlesim yeri mahkemesi, yabancilik unsuru içeren davalarda, MÖHUK'un 40. maddesinden hareketle ayni zamanda milletlerarasi yetkiye sahiptir.) HMK'da bu genel kurala ek olarak özel yetki kurallarina da yer verilmistir. Genel yetki kurallari bütün davalar için uygulanirken, özel yetki kurallari baz davalar için kabul edilen, yalniz belirli durumlara iliskin olan, istisnai nitelikteki yetki kurallaridir.

MÖHUK madde 40 kapsaminda düzenlenen genel prensibinin yaninda uyusmazlik niteligi göz önünde tutularak belirli konularda milletlerarasi yetki kurallari ayrica düzenlenmistir. Bunlar, MÖHUK madde 41'de Türklerin kisi hallerine iliskin davalar, madde 42'de yabancilarin kisi hallerine iliskin bazi davalar, madde 43'de yabancilik unsuru tasiyan miras davalari, madde 44'de is sözlesmesi ve is iliskisi davalari, madde 45'de tüketici sözlesmesine iliskin davalar, madde 46'da sigorta sözlesmelerine iliskin davalardir. MÖHUK, iç hukukun yetki kurallarinin yaninda milletlerarasi yetkiye iliskin tamamlayici kurallar koyarak karma nitelikte bir yetki sistemi benimsemistir.

Yabancilik unsuru içeren bir uyusmazlikta Türk mahkemelerinin milletlerarasi yetkisi belirlenirken, öncelikle talebin MÖHUK'da düzenlenen özel yetki kurallarina girip girmedigine bakilir. Özel yetki kurallarinin kapsamina giren davalarda, Türk mahkemelerinin milletlerarasi yetkisi özel yetki kurallarina göre belirlenecektir; bunun disinda kalan davalarda ise yetki genel yetki kurallari kapsaminda tespit edilecektir.

Bu noktada belirtmek gerekir ki, yabancilik unsuru içeren bir uyusmazligin Türk mahkemelerinde görülmesi için uyusmazlik ile Türkiye arasinda bir baglanti kurabilmek gerekir. Aksi takdirde, Türkiye ile hiçbir baglantisi bulunmayan bir konuda Türk mahkemesinin milletlerarasi yetkisi dogmayacak ve dava Türkiye'de görülemeyecektir.

Burada dikkat edilecek diger bir husus da Türk mahkemelerinin milletlerarasi yetkisi belirlenirken, kanunlar ihtilafi kurallari hiçbir sekilde dikkate alinmayacak olmasidir. Türk mahkemelerinin milletlerarasi yetkisinin tesisi, maddi hukukun uygulanmasi sartina bagli degildir.

3.      Milletlerarasi Yetkisizlik Itirazi

MÖHUK madde 40 uyarinca, Türk mahkemelerinin milletlerarasi yetkisi iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarina göre belirlenir. Bu esas dikkate alindiginda, iç yetki kurallarina bagli hükümlerin de milletlerarasi yetkinin tayininde uygulamama alani bulacagi sonucu çikacaktir. Bu kapsamda, Türk mahkemelerinde açilmis davalarda yetkisizlik itirazi yine HMK hükümlerine göre yapilacaktir. HMK madde 19/2'de, yetkinin kesin olmadigi davalarda, yetki itirazinin, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerektigi belirtilmistir. Yine 116/1'de kesin yetki kuralinin bulunmadigi hallerde yetki itirazinin ilk itiraz oldugu belirtilmis, 117/1'de ise ilk itirazlarin hepsinin cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorunda oldugu hükme baglanmistir.

Ancak burada 19/2'de belirtilen "Yetki itirazinda bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtigi mahkemeyi bildirir" hükmü ve "Mahkeme, yetkisizlik kararinda yetkili mahkemeyi de gösterir" hükmü milletlerarasi yetki itirazinda uygulama alani bulmayacaktir.

Türk mahkemelerinin milletlerarasi yetkisinin bulunmadigi hallerde, yetkisizlik itirazi yapilmaz ise davanin Türk mahkemelerinde görülerek sonuca baglanmasinda bir engel bulunmamaktadir.

4.      Birden Fazla Ülke Mahkemesinin Yetkili Olmasi Hali (Milletlerarasi Derdestlik)

Her devlet kendi mahkemelerinin milletlerarasi yetkisini düzenlerken diger devlet mahkemelerinin milletlerarasi yetkisini ortadan kaldiramaz. Bu sebeple, milletlerarasi nitelikli ihtilaflarda birden fazla ülkenin yetkisi söz konusu olabilir. Ancak milletlerarasi yetki kurallari, davanin diger devletlerin mahkemelerinde görülmesine engel olmaz. Yabanci ülkede açilan davanin, Türk mahkemelerinin milletlerarasi yetkisine etkisi ancak derdestlik itirazinin kabulü ile olur.

Derdestlik kavrami, ayni davanin daha önceden açilmis ve halen görülmekte olmamasini ifade eder. Derdestlikten bahsedebilmek için davalar arasinda üç unsurun ayni olmasi gerekmektedir: Taraflarinin ayni olmasi, davaya esas teskil eden maddi vakialarin ayni olmasi ve davada ileri sürülen taleplerin ayni olmasi.

Türk Hukukunda milletlerarasi derdestligin dolayli da olsa düzenlendigi iki hal mevcuttur, bunlar: MÖHUK madde 47'deki yetki anlasmasi hali ve madde 41'deki Türklerin kisi hallerine iliskin davalardir. Bunlarin disinda kalan konularda, milletlerarasi derdestlik açisindan kanunumuzda bir düzenleme olmadigindan, milletlerarasi derdestligin ileri sürülmesi de mümkün olmayacaktir. Bunun sebebi, ülke mahkemelerinin yargilama yetkisi, ülkenin egemenliginin bir görünümü olmasi ve bir ülke mahkemesinin, baska bir ülke mahkemesi lehine yargilama yetkisinden feragat etmesinin, feragatte bulunan mahkeme ülkesinin egemenlik yetkisine aykirilik teskil edecek olmasidir.

Yargitay kararlari incelendiginde, MÖHUK 41 ve 47 haricinde kalan konularda milletlerarasi derdestligin söz konusu olmayacaginin kararlarda istikrarli olarak yer aldigi görülmektedir. Yargitay Hukuk Genel Kurulu bir kararinda (E. 2000/19-1074, K. 2000/1126, T. 5.7.2000), yabanci ülke mahkemesi kararinin ancak tenfiz veya tanima vasitasiyla bir sonuç dogurabilecegini, bekletici mesele veya derdestlik sebebiyle yabanci ülke mahkemesi yargilamasinin dikkate alinamayacagini belirtmektedir. Yargitay 2. Hukuk Dairesi 2014/12316 E. ve 2014/23427 K. sayili kararinda, milletlerarasi derdestligin kabul edilemeyecegini, bunun ülkenin egemenlik yetkisiyle bagdasmadigini belirtmistir.

5.      "Yargilama Yetkisi (Hakki)" ve "Mahkemenin Milletlerarasi Yetkisi" Kavramlarinin Karsilastirilmasi

Yargilama yetkisi, mahkemenin milletlerarasi yetkisinden farkli bir kavram olmakla birlikte uygulamada bu iki kavram siklikla karistirilmaktadir. Mahkemelerin milletlerarasi yargilama yetkisi, uluslararasi nitelikli bir uyusmazlik çözümünde mahkemenin yargilama yapmaya yetkili olup olmadigi hususunu belirlerken, mahkemelerin milletlerarasi yetkisi, uluslararasi yetki kurallari kapsaminda bir davanin hangi devlet mahkemelerinde görülecegini ifade eder. Örnegin, bir diplomatin yabanci bir ülkedeki görevi sirasinda islemis oldugu bir suç nedeniyle o ülkede yargilanip yargilanamayacagi hususu mahkemenin yargilama yetkisi kapsaminda degerlendirilirken, iki yabancinin Türkiye'de bulunduklari sirada bosanmak istemeleri neticesinde Türk mahkemelerinde açacaklari davada mahkemenin yetkili olup olmadigi hususu milletlerarasi yetki kurallari kapsaminda degerlendirilecektir.

Bu yetkilerin belirlenmesine öncülük eden kaynaklar da birbirinden farklidir; mahkemelerin milletlerarasi yargi yetkisi, yukarida da belirtildigi gibi, devletler hukuku çerçevesinde belirlenmekteyken, mahkemenin milletlerarasi yetkisi mahkemenin bagli oldugu devlet hukukunun milletlerarasi yetkiyi düzenleyen kurallari çerçevesinde tespit edilmektedir. Bu kapsamda, yabanci nitelikli bir uyusmazligin çözümünde Türk mahkemesinin yargi yetkisi olup olmadiginin tespiti için devletler hukuku kurallarinin incelenmesi gerekirken, mahkemenin milletlerarasi yetkisinin tespiti için bu konuyu düzenleyen Milletlerarasi Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkinda Kanuna basvurulacaktir.

Bu iki kavram arasindaki diger bir fark da mahkemenin yargi yetkisinin bir dava sarti olmasina ragmen, milletlerarasi yetki itirazinin, yani davanin baska bir devlet mahkemesinin yetkisine girdigine iliskin itirazin, mahkemenin yargi yetkisine itirazdan farkli olarak ilk itiraz seklinde ileri sürülmesi geregidir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.