Montreal Sözleşmesi, ücret karşılığında hava aracı ile yapılan bütün uluslararası yolcu, bagaj ya da kargo taşımacılığını kapsayan, hava yoluyla uluslararası taşımacılığa ilişkin belirli kuralların birleştirilmesine dair uluslararası bir sözleşme olup; sözleşmenin genel amacı, kapsamı ve sorumluluk sınırları yazımızda incelenecektir. Şöyle ki;

Montreal Sözleşmesi 14.04.2009 tarihli ve 27200 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak Anayasanın 90.maddesi gereği ülkemizde kanun hükmünde uygulanmaya başlanmıştır. İş bu sözleşme; uluslararası taşımada taraf olduğumuz Varşova Sözleşmesinden farklı olarak, Varşova Sözleşmesinin havayolu şirketlerini destekleyici yönünü daha da sınırlandırmak, yolcular ve kaza mağdurlarının çıkarlarını ön plana çıkarmak amacına hizmet etmektedir. Bu amaç doğrultusunda daha önce THY, 1997 yılında Uluslararası Hava Taşıyıcılar Birliği (IATA) Anlaşması'na taraf olmuş ve bu anlaşma çerçevesinde 100.000 SDR'ye (yaklaşık 152.000 ABD Doları) kadar kusursuz sorumluluğu ve bu sınırın üstünde kalan kusur sorumluluğu bakımından Varşova Sözleşmesi'nden daha sıkı olan ispat yükünü kabul etmiştir. Ancak bu ikili sistem, koruyuculuğu tam olarak gerçekleştiremediğinden Montreal Sözleşmesi ile yolcu-havayolu-kargo şirketi arasındaki menfaat dengesi tam olarak sağlanmaya çalışılmıştır.

Taşıyıcının sorumluluk sınırları iş bu sözleşme ile belirlenmiş olsa da, sözleşme yapma özgürlüğü kapsamında taşıyıcının, herhangi bir taşıma kontratına taraf olmamasının, Montreal Sözleşmesi ile getirilen herhangi bir korumadan feragat etmesinin ya da Montreal Sözleşmesi hükümlerine zıt koşullar koymayı reddetmesinin önünde Montreal Sözleşmesi'nden doğan bir engel de bulunmamaktadır.

Yolcu, bagaj ve kargo kabul eden her taşıyıcı Montreal Sözleşmesi'nden feragat etmediği sürece sözleşmede yer alan kurallara tabidir. Ayrıca her taşıyıcı, taşımanın kendi nezaretinde gerçekleşen kısmı ile taşıma kontratının tarafı sayılmaktadır. Böylelikle sözleşme çerçevesinde tazminat hakkına sahip olan kişi, kaza, gecikme ya da hasarın meydana geldiği anda taşımayı gerçekleştiren taşıyıcılara karşı dava açabilmektedir.

Bu kapsamdaki hasarlar için dava, davacının tercihine bağlı olarak, taraf devletlerden birinin sınırları dahilinde ya taşınanın ikametinin ya da esas iş yerinin bulunduğu yerin, ya da taşıyıcının sahip olduğu bir işyerinin bulunduğu ve bu sözleşmenin aracılığıyla yapıldığı yerin mahkemelerinde ya da varış yerindeki mahkemelerde açılmaktadır.

SORUMLULUK HÜKÜMLERİ VE SINIRLARI

Sözleşmenin 18. maddesine göre kargo taşımacılığında, taşıyıcı, kargonun tahrip olması, kaybolması, kargoya zarar gelmesi durumlarında uğranmış hasara karşı sadece olayın hava yoluyla taşıma esnasında meydana gelmiş olması durumunda sorumlu olmaktadır. Bagaj taşımacılığında ise; taşıyıcı, sözleşmenin 17/2 maddesine göre; kontrol edilmiş bagajın tahrip olması, kaybolması ya da bagaja zarar gelmesi durumunda uğranmış hasara karşı sadece olayın hava aracı içinde ya da kontrol edilmiş bagajın taşıyıcının sorumluluğu altında bulunduğu bir esnada meydana gelmiş olması halinde sorumlu olmaktadır. Son olarak tüm taşımalarda taşıyıcı; yolcuların, bagaj ve kargonun hava yoluyla taşınmasındaki gecikmelerde meydana gelen hasarlardan sorumlu olmaktadır.

Taşıyıcı bu sorumluluk hükümlerinden ancak; kargonun tahrip olmasının, kaybolmasının ya da kargoya zarara gelmesinin aşağıda verilen olaylardan birinin ya da daha fazlasının bir sonucu olarak meydana geldiğini ispatlarsa, sorumluluktan kurtulabilmektedir; Şöyle ki;

  • Kargonun kendi içinde bulunan kusurlardan, kargonun kalite ve kötülüğünden;
  • Kargonun paketlenmesinin taşıyıcı, bir çalışanı ya da acentesi dışında birisi tarafından kusurlu olarak yapılmış olmasından;
  • Savaş ya da silahlı çatışma;
  • Kargonun girişi, çıkışı ya da geçişi ile bağlantılı olarak gerçekleştirilen bir kamu otoritesi faaliyeti sebeplerinden biri mevcut ve ispatlanmış ise taşıyıcı sorumluluktan kurtulmaktadır.

Ayrıca iş bu kargo-bagaj ve gecikmeden kaynaklı hasar konularında tazmin sorumluluğu sınırsız olmayıp sınırları sözleşmede SDR(Özel Çekme Hakkı) birimi üzerinden düzenlenmiştir. Şöyle ki;

  • Madde 19'da belirtilen biçimde yolcu taşımasındaki gecikmeden kaynaklanan bir hasar olduğu durumlarda, taşıyıcının her yolcu için sorumluluğu 4150 SDR (Özel Çekme Hakkı) ile sınırlıdır.
  • Bagaj taşımacılığında, kontrol edilmiş bagajın taşıyıcının sorumluğuna verildiği anda yolcu bagajın ulaşacağı yerde teslimi ile ilgili özel bir fayda beyanında bulunmadığı ve durumun gerektirmesi halinde ilave bir ödeme yapmadığı müddetçe, taşıyıcının bagajın tahrip olması, kaybolması ya da bagaja hasar gelmesi halinde her yolcu için sorumluluğu 1000 Özel Çekme Hakkı (SDR) ile sınırlıdır. Diğer durumda, ödenecek toplamın, yolcunun varıştaki teslimatta sağlayacağı gerçek faydadan fazla olduğunu ispatlamadığı müddetçe, taşıyıcı beyan edilen toplamı aşmayan bir miktar ödemekle sorumlu olacaktır.
  • Kargo taşımacılığında, kontrol edilmiş kargonun taşıyıcının sorumluluğuna verildiği anda gönderen kargonun ulaşacağı yerde teslimi ile ilgili özel bir fayda beyanında bulunmadığı ve durumun gerektirmesi halinde ilave bir ödeme yapmadığı müddetçe, taşıyıcının kargonun tahrip olması, kaybolması ya da kargoya hasar gelmesi halinde her kilogram için sorumluğu 17 Özel Çekme Hakkı ile sınırlıdır. Diğer durumda, ödenecek toplamın, gönderenin varıştaki teslimatta sağlayacağı gerçek faydadan fazla olduğunu ispatlamadığı müddetçe, taşıyıcı beyan edilen toplamı aşmayan bir miktar ödemekle sorumlu olacaktır.

Görüldüğü üzere; Montreal Sözleşmesi kapsamında yapılan bagaj, kargo taşımacılığından doğan bir hasar söz konusu olduğunda yolcu veya gönderici tarafından özel fayda beyanında bulunulmadığı müddetçe sorumluluk sınırları, yukarıda verilen SDR tutarları ile sınırlıdır. Dolayısıyla bu kapsamda açılan davalarda hakim/hakem tarafından tarafların talebi doğrultusunda ancak yukarıda belirtilen sınırları aşmayacak şekilde hüküm kurulmaktadır.

Nitekim İstanbul BAM, 13. HD., E. 2019/18 K. 2020/879 sayılı kararında; "Dava, uluslararası havayolu ile taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dava konusu uyuşmazlığa uygulanacak Montreal Sözleşmesinin 18/1. maddesi uyarınca taşıyıcı, kayıtlı bagajın tahribi, kaybı veya hasara uğraması halinde doğan zarardan ve 19. maddesi uyarınca hava taşımasındaki yolcu, bagaj veya eşyanın gecikmesinden doğan zarardan, sorumlu olacaktır. Taşıyıcının sorumluluğu gerçek zarar miktarı kadar olmakla birlikte sorumluluk tutarı sözleşmenin 22. maddesinde belirtilen meblağla sınırlıdır. Montreal Konvansiyonu, bagaj taşıması bakımından sayılan kurtulma sebepleri dışında havayolu taşıyıcısının genel bir sorumluluktan kurtulma sebebi öngörmemektedir. Montreal Konv. m.18 hükmü incelendiğinde havayolu taşıyıcısının taşıma sürecinde vaki hasardan sorumlu olacağı, ifa yardımcıları, acente ve sair kişilerin eyleminden de sorumlu olacağı açıktır.

Buna karşın sayınla dört (4) farklı sorumluluktan kurtulma sebebi ortaya konularak ancak sorumluluktan kurtulma mümkündür. Somut olayda hasarın taşıma esnasında meydana geldiği dikkate alındığında ambalaj kusuru veya savaş ve sıkıyönetim ya da kamu otoritesi eylemine dayalı sorumluluktan kurtulma sebepleri gözetildiğinde; taşıma süreci sonunda tespit edilen hasar-ıslaklık ile ilgili sorumluluktan kurtulma sebebi ortaya konulmadığı görülmektedir. Kuru ve sağlam taşımaya alınan emtianın varma yerinde hasarlı olduğu tespit edilmekle hasarın taşıma sürecinde meydana geldiği ve davalının taşıma sürecinde vaki hasardan sorumlu olduğu anlaşılmıştır.

Montreal Konv. m. 22/3.fıkra gereği yüke ilişkin özel menfaat belirtilmemiş ise taşıyıcının bagaj ve yük taşımasında sorumluluğu zayi olan veya hasarlı emtianın bürüt kg basına 19 SDR ile sınırlıdır. Sınırlı sorumluluğun bagaj veya yük taşıması bakımından sınırsız hale gelmesi söz konusu değildir. Taşıma sürecine tam ve sağlam olarak alınan emtianın varma yerinde hasarlı olduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmış olup Montreal Sözleşmesi çerçevesinde davacının pastacılık alanında meydana getirdiği eserlerinin davalının sorumluluğu esnasında zayi olduğu sabittir. Ancak davacının Montreal Konv.m 22/2 gereği bagajın taşıyıcının sorumluluğuna verildiği anda yolcu, bagajın ulaşacağı yerde teslimi ile ilgili özel bir fayda beyanında bulunmadığı ve durumun gerektirmesi halinde ilave bir ödeme yapmadığı müddetçe , taşıyıcının bagajın zayii veya hasarı halinde her yolcu için havayolu taşıyıcısının bagaj zayi ve hasarında sorumlu tutulacağı zararın 1000 SDR ile sınırlı olduğu dikkate alındığında davacının maddi zarar kalemleri bakımından talep ettiği sınırlı sorumluluk halini aşan maddi zarar kazanç kaybı gibi talepleri yerinde görülmeyerek davalının sınırı sorumluluk ilkesi kapsamında 1000 SDR ile sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda ise hesaplanan tazminat ıslah tarihindeki www...gov.tr resmi SDR kuru esas alınarak karşılığı 10200,60 TL olmakla; tamamını davalının tazmin etmesi gerektiği açıktır." Şeklinde tüm hususları değerlendirerek özel fayda beyanında bulunmayan yolcunun yukarıda anlatılan sınırlı sorumluluk tutarlarını aşan maddi zarar talebini reddederek, SDR sınırında hüküm kurmuştur.

Son olarak belirtmek gerekir ki, yukarıda izah edilen taşıyıcı sorumluluk hükümleri ışığında; bagaj, kargo veya gecikmeden kaynaklı hasarlar için taşıyıcı aleyhine dava/tahkim yoluna gidilebilmesi için, kontrol edilmiş bagajlar için teslim almaya yetkili şahsın hasarı fark edilmesinden 7 gün içerisinde şikayette bulunulması gerekmektedir. Hasarın kargoda meydana gelmesi halinde ise, kargo teslim tarihten itibaren 14 gün, gecikme durumunda ise kargonun kendi kullanımına verilmiş olması gereken tarihten itibaren 21 gün içerisinde şikayette bulunulmaldır. Aksi durumda yukarıda bahsedilen süreler içerisinde bir şikayette bulunulmazsa, taşıyıcının kötü niyeti olması dışında, taşıyıcı aleyhinde bir dava açılamaz. Her halükarda varış yerine ulaşma tarihinden itibaren hesaplanan 2 yıllık bir süreç içerisinde dava açılmazsa, hasara dair haklar geçersiz olacaktır.

Genel olarak Montreal sözleşmesinin hasar sorumluluğu hükümleri yukarıda izah edilmiş olup konu uyuşmazlıklarda somut olayın niteliğine göre ilgili maddelerde belirtilen sınırlar içerisinde uygulanmakta ve tazmin edilmektedir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.