E-ticaret

Anayasa Mahkemesi Kararı Işığında Yeni E-Ticaret Düzenlemelerine İlişkin Gelişmeler

Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un ("Kanun"), elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı yükümlülüklerini düzenleyen Ek Madde 2 ve elektronik ticaret lisansını düzenleyen Ek Madde 4'e ilişkin iptal talebi Anayasa Mahkemesi'ne taşınmış ve Anayasa Mahkemesi, 13 Temmuz 2023 tarihli Genel Kurul'da talebi görüşerek ilgili hükümlere ilişkin iptal talebini reddetmişti. Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararı ("Karar") 22 Eylül 2023 tarihinde 32317 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlandı.

Karar'da, Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın 167. maddesine atıf yaparak devletin gerektiğinde ekonomik hayatın işleyişine müdahale edebileceğini belirterek kanun değişikliklerine ilişkin kamuoyunda oluşan eleştirilere cevap veriyor.

Anayasa Mahkemesi'nin, Karar'da, halihazırdaki rekabet hukuku düzenlemelerinin düzeltici nitelikte olduğunu belirterek, kanun koyucuların önleyici nitelikte düzenlemeler yapabileceğini belirtmesi dikkat çekiyor. Bu değerlendirmeden hareketle, Anayasa Mahkemesi, özellikle rekabet kaygıları taşıyan, önleyici tedbirler olarak ele alınan ve etkin rekabet ortamının sağlanması için getirildikleri kanaatine varılan "private label" yasağı, e-ticaret lisansı alınması, reklam ve kampanya harcamalarının sınırlanması düzenlemelerini Anayasa'ya uygun buldu.

Elektronik Ticaret Aracı Hizmet Sağlayıcı ve Elektronik Ticaret Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik'in ("Yönetmelik") tümünün iptaline ilişkin olarak Danıştay'ın da devam eden bir incelemesi ve Yönetmelik hükümlerine ilişkin yürütmeyi durdurma kararı bulunmakla beraber, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının Danıştay incelemesine de yön vermesi bekleniyor.

Karar'ın tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.

Tüketici Değerlendirmeleri Hakkında Kılavuz Yayımlandı

Tüketicilerin alışveriş tercihlerinde önemli bir yer tutan ve satın alma kararlarını etkileyen tüketici değerlendirmeleri hakkında, Reklam Kurulu tarafından 12 Eylül 2023 tarihli ve 337 sayılı toplantıda ilke karar olarak kabul edilen Tüketici Değerlendirmeleri Hakkında Kılavuz ("Kılavuz") yayımlandı.

Kılavuz, esas olarak, satıcı ve sağlayıcılar ya da aracı hizmet sağlayıcılar tarafından sunulan mal veya hizmete ve bunların yan sözleşmelerine ilişkin, internet ortamında yapılan tüketici değerlendirmelerini kapsıyor. Kılavuz, tüketicilerin değerlendirme yapabilmek için değerlendirme yaptığı malı veya hizmeti mutlaka satın almış olması gerektiğinin altını çizerek söz konusu değerlendirmelerin diğer tüketicileri yanıltıcı olmaması adına, satıcı, sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcılara çeşitli yükümlülükler getiriyor. Bu doğrultuda, satıcı, sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcıların tüketici değerlendirmelerinin yayınlanmasına ilişkin olarak sürecin objektif ve makul bir şekilde yürütülmesini sağlaması gerekiyor.

Kılavuz'a ilişkin ayrıntılı bilgi için hukuk bültenimize buradan, Kılavuz'a ise buradan ulaşabilirsiniz.

Coğrafi Veri Düzenlemelerine İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı

15 Haziran 2022 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan 7410 Sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile, 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'a ("Kanun") önemli değişiklikler getirilerek birden fazla konum bilgisi işleyen ve e-ticaret sektöründe faaliyet gösteren tüzel kişilerin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na ("Bakanlık") başvuru yaparak izin ve lisans alma yükümlülüğü düzenlenmişti.

Anayasa Mahkemesi, 4 Ekim 2023 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan 2023/99 sayılı Kararı ("AYM Kararı") ile, Kanun'un Madde 1(2)'sinde yer alan "İzne tabi olacaklar ile izin süresi ve verilere ilişkin usul, esas ve içerikler Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenir." ifadesini, 4 Temmuz 2024'te yürürlüğe girmek üzere, iptal etti. Anayasa Mahkemesi, temel hak ve özgürlüklerden "teşebbüs özgürlüğünün" idari işlemle değil, yalnızca kanunla sınırlanabileceğini belirterek söz konusu kanun hükmünün Anayasa aykırı olduğu kanaatine vardı.

Bu kapsamda, AYM Kararı'nın yürürlüğe girmesiyle beraber, izin ve lisans yükümlülüğü devam edecek olmakla birlikte, halihazırda Bakanlık tarafından yayımlanmış olan ve izin ve lisans yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasları düzenleyen ikincil düzenlemelerin hukuki dayanağı ortadan kalkacaktır.

Son olarak, mevcut durumda özel teşebbüslerin izin ve lisans yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesi yalnızca kanunla mümkün olduğundan konuya ilişkin kanun değişikliği gerçekleştirilmesi bekleniyor.

AYM Kararı'na buradan ulaşabilirsiniz.

Kişisel Verilerin Korunması

KVKK, Genetik Veri Rehberi Yayımladı

Kişisel Verileri Koruma Kurumu ("KVKK"), 13 Ekim 2023 tarihinde, ulusal ve stratejik açıdan önemli olan genetik verilerin işlenmesinin hukuka uygun olarak gerçekleştirilmesinde yol gösterici olması amacıyla Genetik Verilerin İşlenmesinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlara İlişkin Rehber'ini ("Rehber") yayımladı. Rehber, "genetik veri" kavramını, "canlıya ait genomdan, hücre çekirdeğinden ya da mitokondrisinden kodlanan tüm DNA, RNA ve Protein diziliminden elde edilen bilgilerin tamamı ya da bir kısmı" olarak tanımlıyor. Rehber'de ayrıca, genetik veriler bakımından kişinin kimliğini belirlenemez hale getirmenin mümkün olmaması sebebiyle, bu verilerin anonimleştirilemeyeceği, ancak kimliksizleştirmenin mümkün olduğu belirtiliyor.

Rehber'de, genetik verilerin işlenme şartları bakımından, ilgili kişinin açık rızası bulunmadığı durumda, kanunda belirtilen hallerde genetik verilerin işlenebileceği söylenebilirse de genetik verilerin sağlık gerekçeleri ile işlendiği durumlarda sağlık verisine ilişkin işleme şartlarının uygulanması gerektiği belirtiliyor. Dolayısıyla, bu gibi hallerde, açık rıza mevcut olmadığında, genetik verilerin ancak, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu madde 6/3'te belirtilen amaçlar uyarınca, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından işlenebileceği açıklanıyor.

Rehber, veri sorumlularının aydınlatma yükümlüğüne ilişkin olarak, genetik verilerin işlenmesi durumunda genel bir aydınlatma ile söz konusu yükümlülüğün yerine getirilemeyeceğini ifade ediyor. Buna göre, genetik verilerin yalnızca ilgili kişiyi değil, ait olduğu soy bağına mensup kişileri de ilgilendirmesi sebebiyle, bu durumun ve muhtemel sonuçlarının, genetik veri işlemenin gerekçelerinin, ilgili kişilerin karşılaşabilecekleri neticelerin ve yurt dışına aktarım söz konusu ise buna ilişkin risklerin açıklandığı detaylı bir aydınlatma yapılması gerekiyor. Rehber, açık rızaya ilişkin olarak ise, kişinin bir hizmeti alması için genetik verinin işlenmesinin zorunlu tutulmasının açık rızanın özgür iradeye dayanması ilkesini sakatlayacağını belirtiyor. Ek olarak, Rehber'de, Hasta Hakları Yönetmeliği'nde yer verilen "aydınlatılmış onam" ile açık rıza kavramlarının; "bilgilendirme" ile aydınlatma kavramlarının farklı kavramlar olduğunun altı çiziliyor.

Son olarak, genetik veri işleyen veri sorumlularının kanun, yönetmelik, tebliğ, kurul kararları ve KVKK rehberlerinde belirtilen tedbirlere ek olarak, Kişisel Verileri Koruma Kurulu'nun özel nitelikli kişisel verilere ilişkin 31/01/2018 tarihli ve 2018/10 sayılı kararında yer alan hususlara da dikkat etmesi gerektiği belirtilmekle beraber, Rehber, ayrıca, bu tedbirlere ilaveten genetik veriler özelinde alınabilecek ek tedbirleri de listeliyor.

KVKK tarafından yayımlanan Rehber'e buradan ulaşabilirsiniz.

Diğer Gelişmeler

Elektronik Kimlik Bilgisini Haiz Cihazların Kayıt Altına Alınmasına Dair Yönetmelik ve Tebliğde Değişiklik

Geçtiğimiz Nisan ayında yayımlanan DigiDiary sayısında, Bilgi İletişim ve Teknoloji Kurumu ("BTK") tarafından hazırlanan Elektronik Kimlik Bilgisini Haiz Cihazların Kayıt Altına Alınmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik ve Tebliğ Taslağı'nın kamuoyu görüşüne sunulması amacıyla BTK internet sitesinde yayımlandığını aktarmıştık. Yayınlanan taslaklara paralel olarak, BTK tarafından, Elektronik Kimlik Bilgisini Haiz Cihazların Kayıt Altına Alınmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik ("Yönetmelik") ve Elektronik Kimlik Bilgisini Haiz Cihazların Kayıt Altına Alınmasına Dair Tebliğde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Tebliğ ("Tebliğ") 12 Ekim 2023 Tarihli ve 32337 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlandı.

Yönetmelik ile BTK'nın merkezi mobil cihaz kimlik tanımı, veri tabanı sisteminde kayıtlı iken kesintisiz yedi yıl süreyle elektronik haberleşme şebekelerinden hizmet almamış olması sebebiyle siyah listede yer alan cihazlar bakımından siyah listeye alınmak için öngörülen süre, "son sinyal almasından itibaren bir yıl" olarak değiştirildi.

Tebliğ ile, ithal veya imal edilen cihazların elektronik kimlik bilgilerinin kayıtlarının ithalatçı veya imalatçı için tahsis edilen kullanıcı hesabı aracılığıyla yapılacağı düzenlendi.

Yönetmelik'e buradan, Tebliğ'e ise buradan ulaşabilirsiniz.

Dünyadan Gelişmeler

ICO Çalışanların Denetlenmesi Hakkında Rehber Yayımladı

Gelişen teknoloji ile beraber işverenler, çalışanların giriş çıkış saatlerini kontrol etmek, çalışanlara verilen iş telefonlarını, e-posta hesaplarını incelemek ve çalışma alanlarına ses veya görüntü kaydeden cihazlar koymak gibi çeşitli şekillerle çalışanlarını denetlediğini belirten Information Commissioner's Office ("ICO"), 3 Ekim 2023 tarihinde işverenlerin çalışanlarını hukuka uygun olarak denetleyebilmelerine ilişkin bir rehber ("ICO Rehberi") yayımladı.

İşverenler tarafından yapılan denetimlerin hukuka uygun olarak gerçekleştirilmesi, çalışanların kişilik haklarının ihlal edilmemesi ve kişisel verilerinin hukuka uygun olarak işlenmesi bakımından önem arz ediyor. Bu kapsamda, ICO Rehberi'nde, işverenlerin denetim süreçlerinde dikkat etmeleri gereken hususlar aşağıdaki şekilde düzenleniyor:

  • Denetimin mahiyeti, kapsamı, gerekçeleri ve ne şekilde gerçekleştirileceği, denetim öncesinde, çalışanlara açıkça ve anlaşılır bir şekilde belirtilmelidir.
  • Denetim amacının sınırları net şekilde çizilmeli, çalışanların hangi amaçlarla verilerinin işlendiği ve denetlendikleri konusunda her zaman bilgi alma hakkına sahip oldukları unutulmamalıdır. Ayrıca, "İlgili Kişi Erişim Talebi"nde (İng. "Subject Access Request", "SAR") bulunmaları halinde, denetim kapsamında toplanan kişisel veriler çalışanlara sunulmalıdır.
  • Denetimin ölçülü ve gerekli olduğundan emin olunmalı ve denetim, en az müdahale edici araçlar kullanılarak gerçekleştirilmelidir.
  • Denetim hukuki bir sebebe dayanmalıdır. Denetimin özel nitelikli kişisel verileri içermesi halinde, özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesine ilişkin hukuki sebeplerden birine dayanılmalıdır.
  • Açık rıza alınması gereken hallerde, açık rızanın muğlak olmayan, açık ve anlaşılır ifadelerden oluşması sağlanmalıdır.
  • Denetim sonucu toplanan bilgiler, denetim amacına uygun düşecek bir zaman dilimi süresince saklanmalıdır.
  • Denetimin şeffaf olduğundan emin olunmalıdır.
  • Çalışanların hakları bakımından yüksek risk teşkil eden denetimlere ilişkin olarak, Veri Koruma Etki Değerlendirmesi gerçekleştirilmelidir.

Ek olarak ICO Rehberi, işverenlere, denetim sonucu toplanan bilgilerin doğruluğundan nasıl emin olunacağı, toplanan bilgilerin güvenliğinin nasıl sağlanacağı, üçüncü taraflarca veya üçüncü tarafa ait uygulamalar aracılığıyla gerçekleştirilen denetimlerde nelere dikkat edilmesi gerektiğine ilişkin yol gösteriyor.

ICO Rehberi'ne buradan (İngilizce) ulaşabilirsiniz.

Dijital Hizmetler Yasası Yükümlülükleri Yürürlüğe Girdi

Geçtiğimiz DigiDiary sayısında aktardığımız üzere, kullanıcılar için daha güvenli bir çevrim içi ortam yaratmak amacıyla getirilen Dijital Hizmetler Yasası (ing. Digital Services Act) ("DSA"), 27 Ekim 2022'de Avrupa Birliği ("AB") Resmi Gazetesi'nde yayımlanarak 16 Kasım 2022'de yürürlüğe girmişti ve AB içerisindeki aylık ortalama kullanıcı sayısı 45 milyon ve üzeri olan çevrimiçi platform ve arama motorları, DSA kapsamında, Avrupa Komisyonu ("Komisyon") tarafından, "Çok Büyük Çevrimiçi Platform" (İng. Very Large Online Platform) ("VLOP") ve "Çok Büyük Çevrimiçi Arama Motoru" (İng. Very Large Search Engine) ("VLSE") olarak kabul edilmişti.

DSA uyarınca, VLOP ve VLSE'ler için öngörülen, (i) içerik denetimini sağlama, (ii) yasadışı içeriklerin tespit edilmesi, (iii) Komisyon'a risk değerlendirmelerini gönderme, (iv) kullanıcılara platformların içerik denetleme kararlarına itiraz etme ve profilleme sonucu yapılan önerileri reddetme imkanı sunma yükümlülükleri, 25 Ağustos 2023 itibariyle yürürlüğe girdi. Bu doğrultuda, DSA uyarınca belirlenen yükümlülüklere uyum sağlayabilmek için VLSE veya VLOP kapsamında sayılan 19 büyük platform, çeşitli adımlar atıyor. Kamuya açık kaynaklardan erişilen haberlere göre platformların DSA'ya uyum süreci kapsamında gerçekleştirdiği ve gerçekleştirmeyi planladığı adımlara, aşağıdaki örnekler verilebilir:

  • Yasadışı içeriklerin denetlenmesi, çevrimiçi nefret söylemi ve dezenformasyonun önüne geçilebilmesi için, içerik denetleme süreçlerinin nasıl ele alındığına dair bilgi sağlamak üzere bilgi havuzları oluşturulacağının açıklanması
  • Kadınlara yönelik siber şiddet, ayrımcılık veya reşit olmayanlara zarar verilmesini önlemek amacıyla risk değerlendirmeleri veya bağımsız algoritma denetimleri yapılması ve sonucun Komisyon'a gönderilmesi
  • Çocuk kullanıcıları profillemek suretiyle hedef alan reklam/önerilerin engellenmesi,
  • Kullanıcıları hedefleyen uygulamaların yasaklanması veya sınırlandırılması kapsamında reklam şeffaflığı önlemlerini genişletme çalışmaları yürütülmesi,
  • Hüküm ve koşulların değiştirileceğinin önceden açıklanması

DSA uyarınca, belirlenen yükümlülüklere aykırılık halinde, şirketin dünya çapındaki toplam yıllık cirosunun yüzde altısına kadar para cezaları kesilmesi söz konusu olabileceği gibi, "Avrupa Tek Pazarı"ndan men edilme yaptırımı da uygulanabiliyor. Dolayısıyla, VLSE ve/veya VLOP kapsamında değerlendirilen platformların, DSA'ya uyum için söz konusu yükümlülükleri yerine getirmesi önem arz ediyor.

Ek olarak, VLSE ve VLOP tanımları kapsamında olmayan küçük şirketlerin ise, 24 Şubat 2024 tarihi itibarıyla, daha güvenilir bir çevrimiçi platform yaratmak amacıyla belirli yükümlülüklere tabi olacağı düzenleniyor.

Veri Yönetişim Yasası Hükümleri Yürürlüğe Girdi

Avrupa vatandaşları ve işletmelerinin veri potansiyelinden daha fazla yararlanmasını ve AB ülkeleri arasındaki veri geçişini kolaylaştırmayı hedefleyen ve 23 Haziran 2022 tarihinde yürürlüğe giren AB Veri Yönetişim Yasası (İng. Data Governance Act) ("DGA") hükümleri, 15 aylık geçiş sürecinin tamamlanmasının ardından, 24 Eylül 2023 tarihi itibariyle tam olarak uygulanmaya başlandı.

DGA, veri paylaşımından elde edilebilecek toplumsal ve ekonomik faydanın önünü açmayı hedefliyor ve bu sebeple, gerek teknolojik engeller gerekse de veri paylaşım yapılarının eksikliği sebebiyle yaşanan sıkıntıları en aza indirmeyi amaçlıyor. Bu kapsamda, DGA, hukuka uygun şekilde veri paylaşımı yapılabilmesi adına, hem gerçek kişilere ilişkin kişisel veriler hem de kişisel veri niteliğinde olmayan verilere ilişkin olarak, veri aracılık (veri paylaşım) hizmet sağlayıcılarına ve veri özgeciliği kuruluşlarına (İng. "data altruism organizations") çeşitli yükümlülükler getiriyor. Söz konusu yükümlülükler kapsamında, veri aracılık hizmet sağlayıcılarının ve veri özgeciliği kuruluşlarının -bunlarla sınırlı olmamak üzere-, (i) hizmet vermek istedikleri AB ülkesindeki yetkili kuruma bildirimde bulunması, (ii) sunulan hizmet sırasında tarafsız davranması, yani hizmet sunma sırasında elde edilen verileri kişisel amaç ve çıkar için kullanmaması, ve (iii) gerçek kişiye ait bir veri söz konusu olduğu durumlarda AB Genel Veri Koruma Tüzüğü'ne (İng. General Data Protection Regulation) uygun hareket etmesi gerekiyor.

Dolayısıyla, özellikle gerçek kişilerin verileri ile alakalı hususlarda AB Genel Veri Koruma Tüzüğü'nü göz önünde bulundurarak hareket etmek hem veri aracılık hizmet sağlayıcıları hem de veri özgeciliği kuruluşları için önem arz ediyor. Buna paralel olarak, veri özgeciliği işlemlerinin, mutlaka, ilgili kişilerin rızası alınarak gerçekleştirilmesi gerektiği düzenleniyor.

DGA kapsamında, her bir üye devletin, veri aracılık hizmet sağlayıcılar ile veri özgeciliği kuruluşlarının DGA'ya uyumlu hareket edip etmediğini denetlemek ve yükümlülüklere aykırılık halinde belirli aksiyonlar alabilmek için yetkili bir makam ataması gerekiyor. Söz konusu yetkili makamın, veri aracılık hizmet sağlayıcıları veya veri özgeciliği kuruluşları DGA hükümleri uyarınca yükümlülüklerini yerine getirmediğinde, veri paylaşım hizmetinin askıya alınması, durdurulması veya bir veri özgeciliği kuruluşunun kamu ulusal sicilinden çıkarılmasını talep edebileceği gibi caydırıcı mali cezalar (geriye dönük etkiye sahip cezalar dahil olmak üzere) uygulama yetkisine de sahip olacağı düzenleniyor.

DGA metnine buradan (İngilizce) ulaşabilirsiniz.

AB-ABD Veri Gizliliği Çerçeve Anlaşması'nın Yürürlüğünün Durdurulması Talebi Reddedildi

Geçtiğimiz DigiDiary sayısında, Avrupa Komisyonu'nun ABD-AB Veri Gizliliği Çerçevesi (ing. Data Privacy Framework) ("Çerçeve") için yeterlilik kararı verdiğini ve 10 Temmuz 2023 itibariyle Çerçeve'nin yürürlüğe girdiğini aktarmıştık. Çerçeve'nin yürürlüğe girmesinin ardından iki aylık iptal davası açma süresi içinde, Fransız milletvekili Philippe Latombe ("Latombe"), Çerçeve'nin ilk iki maddesinin iptalini ve yeterlilik kararının yürütmesinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep eden iki ayrı başvuruda bulundu.

Avrupa Birliği Adalet Divanı (ing. Court of Justice of the European Union) ("ABAD"), 12 Ekim 2023 tarihinde, Latombe'un yeterlilik kararının yürütmesinin durdurulmaması halinde uğrayacağı ciddi zararı kanıtlayamadığını ve bu sebeple başvurusunun aciliyet şartını karşılayamadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebi başvurusunu reddetti.

Latombe'un, Çerçeve'nin ilk iki maddesinin iptali bakımından yaptığı başvuruda Fransız milletvekili olarak değil, vatandaş sıfatıyla hareket etmesi sebebiyle, dava açmak için gerekli yasal statüye sahip olduğunu kanıtlaması gerektiği belirtiliyor. Kamuya açık kaynaklarda yer alan haber ve görüşlere göre, emsal kararlar uyarınca söz konusu yasal statü eşiği yüksek olduğundan, ABAD'ın iptal talebini usulden reddetmesi bekleniyor.

ABAD'ın 12 Ekim 2023 tarihli ret kararına buradan (Fransızca) ulaşabilirsiniz.

Çevrimiçi Güvenlik Yasa Tasarısı İngiltere Parlamentosu'ndaki Son Görüşmesini Tamamladı

Çocuklar ve gençler için daha güvenli bir çevrimiçi platform yaratmayı amaçlayan Çevrimiçi Güvenlik Yasa Tasarısı (ing. Online Safety Bill) ("Tasarı") 19 Eylül 2023 tarihinde Lordlar ve Avam Kamarası'nda son görüşmelerini tamamlayarak yasalaşmaya hazır hale geldi. Çocukların korunmasına yönelik sıfır tolerans yaklaşımını benimseyen Tasarı'da çevrimiçi dolandırıcılık ve kadına karşı şiddet içerikleriyle mücadele eden düzenlemeler de bulunuyor.

Söz konusu hedeflere ulaşabilmek adına Tasarı, sosyal medya platformlarına çeşitli yükümlülükler getiriyor. Buna göre, öncelikli olarak yasa dışı içeriklerin görünmelerini engellemek ve söz konusu ihlal edici içerikleri hızlıca kaldırmak; çocuklara yaş sınırı ve kontrolü önlemleri uygulayarak kendileri için uygun olmayan içeriklere erişimlerini engellemek ve çocuklara yönelik risk değerlendirmelerini yayınlayarak daha şeffaf olmak sosyal medya platformlarının yerine getirmesi gereken yükümlülüklerden bazıları.

Öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde Office of Communications'a ("Ofcom"), -daha yüksek olan tutar uygulanmak üzeresosyal medya platformlarının küresel yıllık gelirlerinin %10'una veya 18 milyon sterline kadar idari para cezası uygulama yetkisi tanınıyor. Bu kapsamda, yüksek ceza tutarları sebebiyle, Tasarı'nın yürürlüğe girmesini bekleyen sosyal medya platformlarının, şimdiden uyum sürecini yönetmek adına, daha güçlü yaş sınırı politikaları uygulamak ve reşit olmayan kişilerin hesaplarını kapatmak gibi bazı adımlar atmaya başladığı biliniyor.

Lordlar ve Avam Kamarası'nda onaylanan Tasarı'nın, Kraliyet onayını takiben, aşamalı bir şekilde yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Tasarı ile ilgili basın açıklamasına buradan (İngilizce), Tasarı'ya ise buradan (İngilizce) ulaşabilirsiniz.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.