Tahkim yargilamasi sonucunda verilmis olan kararlar, kesin ve nihai olarak kabul edilmekle birlikte, bu kararlarin hatali ya da adaletsiz oldugunu düsünen taraflarin, karara karsi olan itirazlarini sinirli sebeplerle de olsa, sunabilecekleri hukukî bir basvuru yolu olmasi gerektigi muhakkaktir.

Günümüzde, pek çok hukuk düzeninde, tahkimin özüne daha uygun oldugu düsüncesiyle, hakem kararlarina karsi basvurulabilecek tek kanun yolu olarak iptal davasi belirlenmistir. Bu düzenlemelerdeki iptal hükümleri incelendiginde, çogunlukla bu hükümlerin içeriklerinin birbirine benzedigi ve genellikle UNCITRAL Model Kanun'dan etkilendikleri, diger bir deyisle model kanuna paralellik gösterdikleri görülmektedir.

UNCITRAL Model Kanun'daki iptal hükümlerinin ise, New York Konvansiyonu'nun 5. maddesindeki tenfizin reddi sebeplerinden dogdugu anlasilmaktadir. Yine, 4686 sayili Milletlerarasi Tahkim Kanunu'nun iptale iliskin 15. maddesi incelendiginde, maddenin New York Konvansiyonu'nun 5. maddesiyle neredeyse örtüstügü görülmektedir. Tüm bu düzenlemelerin birbirine paralel olmasinin gerekçesi, ayni hakem kararinin hem verildigi yer ülkesinde hem de tenfiz yeri ülkesinde farkli sebepler kapsaminda denetlenmesinin önüne geçilebilmesi düsüncesinden gelmektedir.

Iptal davasi bir yandan uyusmazligin taraflarina, sinirli sebeplerle, hakem kararina karsi koyma hakki tanirken, bir yandan da usuli ve yetkiye iliskin muhtemel hatalarin engellenmesini saglamakta, bunun sonucunda da daha dogru ve adil kararlara ulasilabilmesini temin etmektedir.1 Buna ek olarak, hakem kararlarinin iptal incelemesi kapsaminda denetlenebilecek olmasi, tahkim kurumuna olan güveni artiracagi gibi kararlarin, tahkimin siklikla elestirilen yanlarindan biri olan "kararlarin yeknesakligi" sorununun giderilmesine da hizmet edebilecektir.2

Bir hakem kararin iptal edilmesini isteyen tarafin, devlet mahkemelerinde dava açarak yanlis oldugu iddia edilen kararin iptalini talep edebilmesi mümkündür. Hakem kararinin iptali için yetkili devlet mahkemesine basvuruldugu durumda, bu mahkeme, hakemlerce verilmis olan karari kendi ülkesinin tahkim mevzuatinda yer alan kistaslar yönünden kontrol edecek ve bu kontrol sonucunda ilgili hakem kararinin mevzuat hükümleri dogrultusunda aranan kistaslari karsilamadigi sonucuna varirsa hakem kararini iptal edebilecektir.

Iptal müessesesinin kabulünün altinda yatan temel sebepler, hakem kararlarina karsi basvurulacak yollarin taraflarca kötüye kullanilmasinin engellenmesi, bu kararlara karsi basvuru yollarinin azaltilmasi ve mahkemelerce hakem kararlarinin özüne dokunulmamasinin saglanabilmesidir. Bu dogrultuda, verilen hakem kararlarina iliskin yalnizca iptal davasi açilabilmesi, tahkimin özüyle ve taraf iradeleriyle daha uyumlu bir yargilama süreci olusmasini saglayacaktir. Iptal davasi disinda kalan temyiz gibi basvuru yollari ise tahkimin özüne aykiri düsecek, bu yollarin kabul edilmesi durumunda hakem kararinin esastan denetlenebilir olmasi sonucunda tahkimin varligi ve anlami ortadan kalkacaktir.

Ülkemizde, Milletlerarasi Tahkim Kanunu'nun kabulüne kadar, 1086 sayili Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili maddeleri uyarinca, uluslararasi tahkim kararlarina karsi temyiz yoluna basvurulabilmesi mümkün bulunmaktaydi.3 Ancak, 2001 yilinda Milletlerarasi Tahkim Kanunu'nun kabulü ile uluslararasi uyusmazliklara iliskin verilen hakem kararlarina karsi temyiz yolu kapatilmis olup, bu kararlara karsi tek basvuru yolunun iptal davasi oldugu kabul edilmistir.4 Böylelikle, Yargitay'in, hakem kararlarini esastan incelenmesi, diger bir deyisle, hakemlerin dogru karar verip vermediklerini denetlemesi ihtimali ortadan kalkmis bulunmaktadir.

1.    Iptal Sebepleri

Tahkimin yapisi geregi, iptale iliskin yapilacak incelemede kararin esasina girme yasagi bulundugundan hakem kararinin iptali oldukça sinirli ve sekli sebeplerle istenebilecek ve yetkili mahkeme ancak bu sinirli sebepler dogrultusunda yargilama yaparak iptale iliskin istemi karara baglayabilecektir. Iptal davasinda, mahkemenin hakem kararinin esasina iliskin bir inceleme yapmasi mümkün degildir.

Iptal müessesesine iliskin farkli düzenlemeler incelendiginde genel olarak belirli iptal gerekçelerinin varligi halinde mahkemelere hakem kararini iptal etme hakki tanindigi, ancak bir yükümlülük yüklenmedigi görülmektedir; yani iptal konusunda takdir mahkemelere birakilmistir.5

Milletlerarasi Tahkim Kanunu'nun 15. maddesinde, kararin iptali için basvurulabilecek haller, benzer düzenlemelerde oldugu gibi tahdidi sekilde sayilmis ve yine kendi içerisinde bir tasnife tabi tutulmustur. Bu tasnif, mahkemece re'sen degerlendirilecek sebepler ile taraflarca öne sürülebilecek sebepler seklindedir. Taraflarca ön sürülebilecek hususlar genellikle bir hakem kararinin tasimasi gereken asgari niteliklere iliskin iken, hakim tarafindan re'sen dikkate alinacak hususlar, mahkemenin bulundugu ülkenin hukuku açisindan önem teskil eden ve bu hukuka göre irdelenmesi gereken unsurlardir.

Tenfiz edildiginde daha agir sonuçlar dogurabilecek olan "tahkime konu uyusmazligin Türk Hukuku'na göre tahkime elverisli olmamasi" ile "kararin kamu düzenine aykiri olmasi", mahkemece re'sen gözetilecek iptal sebepleri olarak kabul edilmistir. "Taraflardan birinin ehliyetsiz olmasi veya tahkim anlasmasinin geçersiz olmasi", "hakem seçiminde belirlenen usule uyulmamis olunmasi", "kararin tahkim süresi içinde verilmemis olmasi", "hakem veya hakem kurulunun hukuka aykiri olarak yetkili veya yetkisiz olduguna karar vermesi", "tahkim anlasmasi disinda kalan bir konu hakkinda karar verilmis olmasi ya da istemin tamami hakkinda karar verilmemesi veya hakemlerin yetkisini asmasi", "tahkim yargilamasinin usule aykiri yapilmasi ve bu durumun kararin esasina etki etmesi", "taraflarin esitligi ilkesinin zedelenmesi" halleri ise davayi açan tarafça ileri sürülecek ve yine davayi açan tarafin ispatina bagli olarak iptal sonucunu dogurabilecektir.

2.      Iptal Davasinda Usul

Iptal davasi açma hakki uyusmazligin yani tahkim yargilamasinin taraflarina aittir. Üçüncü kisilerin hakem kararindan etkilenmis olsalar bile hakem kararinin iptali için dava açma haklari yoktur. Iptal davasi genellikle hakem karari aleyhine çikan tarafin basvurdugu bir yol olmakla birlikte karar lehine olan tarafin da karari hatali ya da adaletsiz bulmasi durumunda iptal davasi açabilmesine bir engel bulunmamaktadir.

Iptal davasinin Türkiye'de açilmasi durumunda, Milletlerarasi Tahkim Kanunu uyarinca, iptal davasina iliskin inceleme davaya bakan mahkeme aksine bir karar vermedikçe dosya üzerinden yapilacaktir. Kanunda sayilan iptal sebepleriyle sinirli olarak yapilacak bu inceleme öncelikle ve ivedilikle karara baglanacaktir.6 Mahkemelerin iptal davalarini ivedi is olarak görmesiyle, temyiz incelemesinin aksine, daha hizli bir sekilde karar çikmasinin saglanmasi amaçlanmistir.

Yalnizca nihai kararlar için iptal davasi açilmasi mümkündür. Nihai kararlar, tahkim yargilamasini sona erdiren ve verilmekle hakem heyetinin görevinin sona ermesini saglayan kararlar olarak nitelendirilebilir. Uyusmazligin esasi hakkinda bir hüküm kurmayan ve yargilamayi sonuca götürmeyen kararlarin iptali amaci ile tahkim yeri mahkemesinde dava açilmasi olanakli degildir. Ancak, hakem heyetinin uyusmazligin çözümünde yetkisiz olduguna iliskin olarak bir karar vermesi durumunda, bu karar yargilamayi sonlandiracagindan, verilecek bu karara karsi iptal davasi açilabilmesi mümkündür.

Farkli hukuk sistemlerinde ve düzenlemelerde iptal davasi açilmasina iliskin süreler belirlenmistir. Milletlerarasi Tahkim Kanunu'na göre iptal davasi otuz gün içinde açilabilecek olmakla birlikte bu süre hakem kararinin veya düzeltme, yorum ya da tamamlama kararinin taraflara bildirildigi tarihten itibaren islemeye baslayacaktir.7 Buradan da anlasilacagi üzere, karar düzeltme, kararin yorumu ya da tamamlama için basvuru yapilmadigi hallerde otuz günlük süre hakem kararin taraflara tebliginden itibaren baslayacak, karar düzeltme, kararin yorumu ya da tamamlama için basvuru yapilmis olmasi halinde ise süre bu konuya iliskin kararin taraflara tebliginden itibaren baslayacaktir.

UNCITRAL Model Kanun'da ise iptal davasi açma süresi üç ay olarak belirlenmistir8. Bu sürenin baslamasi için hakem kararinin taraflara tebligi beklenecektir. Ancak, taraflarca 33. madde kapsaminda ek karar verilmesi, kararin düzeltilemesi ya da yorumu için talep yapilmissa, bu durumda süre bu hususa iliskin kararin taraflara tebliginden itibaren baslayacaktir.

3.      Iptal Davasinda Görevli ve Yetkili Mahkeme

Iptal davasi tahkim yeri mahkemesinde açilacaktir. Tahkim yerine iliskin ilk ihtimal bunun taraflarca belirlenmesidir. Taraflar tahkim yeri belirleyerek bu konuda bir tercihte bulunmuslarsa taraflarin bu iradesine saygi duyulmasi gerekecektir. Ancak, taraflarca böyle bir tercih yapilmadigi hallerde hakemler ya da kurum tarafindan da tahkim yerinin belirlenmesi mümkündür. Iptal davasinda tahkim yeri mahkemelerinin münhasir yetkili kilinmasiyla tahkim ve diger ilgililer nezdinde öngörülebilirlik ve belirliligin pekistirilmesi amaçlanmis; farkli mahkemelerce yetki uyusmazligindan kaynakli farkli ve çeliskili kararlar çikmasinin önüne geçilmesi hedeflenmistir.

New York Konvansiyonu'nda iptal davasinda hangi yer mahkemelerinin yetkili oldugu konusunda açik bir hükme rastlanmamaktadir. Ancak, maddenin lafzindan yapilacak çikarimla, yetkili mahkeme konusunda iki seçenege ulasilmaktadir. Birincisi tahkim yeri mahkemesi, ikincisi ise hakem kararinin tabi oldugu usul hukukunun ait oldugu ülke mahkemeleridir.

Uluslararasi nitelikli uyusmazliklarda tahkim yerinin Türkiye olarak seçildigi durumlarda ya da tahkim yeri seçilmemis olmakla birlikte tahkimde usule Milletlerarasi Tahkim Kanunu'nun uygulanacaginin taraflarca belirlenmis olmasi durumunda, iptal davasinda yetkili mahkeme Türk mahkemeleri olacaktir. Tersinden bakildiginda da Türk mahkemelerinin iptal davasina iliskin yetkisi, sadece tahkim yeri Türkiye olarak belirlenmis olan ya da böyle bir seçim olmamakla birlikte, tahkim usulüne Milletlerarasi Tahkim Kanunu'nun uygulandigi uluslararasi hakem kararlarinina iliskindir; tahkim yeri ülkesi yabanci bir ülke olan uluslararasi hakem kararlarinin ise Türk mahkemelerinde iptal edilebilmesi mümkün degildir.

Milletlerarasi Tahkim Kanunu kapsaminda, kararinin iptalini isteyen tarafin bölge adliye mahkemesinde dava açarak iptale iliskin basvurusunu yapmasi gerekecektir9 Kanun'un 15. maddesinde, "Iptal davasi, üçüncü madde uyarinca yetkili asliye hukuk mahkemesinin bulundugu yer yönünden yetkili bölge adliye mahkemesinde açilir" hükmü yer almaktadir. 15. madde iptal davalarinda bölge adliye mahkemelerinin yetkili oldugunu belirtirken yetki konusunun ise üçüncü madde kapsaminda belirlenecegini hüküm altina almistir. Yetkili mahkeme konusunda, Milletlerarasi Tahkim Kanunu'nun üçüncü maddesi su sekildedir: "Bu Kanunda mahkeme tarafindan yapilacagi belirtilen islerde, davalinin yerlesim yeri veya olagan oturma yeri ya da isyerinin bulundugu yer asliye hukuk mahkemesi; davalinin Türkiye'de yerlesim yeri, olagan oturma yeri veya isyeri yoksa Istanbul Asliye Hukuk Mahkemesi görevli ve yetkilidir."

5718 sayili Milletlerarasi Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkinda Kanun'un 62. maddesinde de iptal davasini incelemeye yetkili mahkeme hakkinda bir düzenleme mevcuttur. Bu düzenleme dogrudan yetkili mahkemeyi belirtmemekle birlikte, içeriginde tahkim yeri mahkemesini isaret etmektedir. Buna göre, verildigi yerin yetkili mercii tarafindan bir hakem kararinin iptal edilmesi tenfiz engeli olarak nitelendirilmistir. Buradan görülecegi üzere, MÖHUK'da iptal davasinda yetkili mahkeme, tahkim yeri mahkemesi olarak belirlenmistir. UNCITRAL Model Kanun'da da tahkim yeri mahkemesi, iptal davasinda münhasir yetkili olarak belirlenmistir10. Tahkim yeri, bir devletin sinirlari içinde ise bu durumda o devletin mahkemelerinin hakem kararinin iptalinde yetkili oldugu kabul edilmektedir.

4.     Iptal Davasinin Sonuçlari

Milletlerarasi tahkim kararlarinin etkileri milli tahkim kararlarinin etkilerinden farklilik göstermektedir. Bunlardan en önemlisi icra edilebilirlik konusundadir. Hakem kararlarinin icra edilebilirligi bakiminda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 439. maddesi ile Milletlerarasi Tahkim Kanunu'nun 15. maddesi arasinda önemli bir fark vardir. Milletlerarasi Tahkim Kanunu'nun 15/A maddesine göre iptal davasinin açilmasi kendiliginden hakem kararinin icrasini durdurur. Feragat hali disinda, taraflar hakemlerin verdigi kararin icrasini isteyebilmek için otuz günlük dava açma süresini ya da iptal davasinin sonucunu beklemek durumundadirlar. Buradaki amaç, kararin iptali durumunda, kararin icra edilmis olmasinin doguracagi telafisi mümkün olmayan sonuçlarin önüne geçebilmektir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda düzenlenen milli tahkimde ise, kanunun 439. maddesi geregince, hakem kararlari, verildigi andan itibaren icra edilebilir, süresi içinde iptal davasi açilmis olmasi hakem kararinin icrasini durdurmaz, ancak iptal davasinin açildigi mahkeme teminat karsiliginda icranin durdurulmasi yolunda ihtiyati tedbir karari verebilir. Yani iptal davasi açma süresindeyken ve henüz iptal davasi açilmamisken dahi, hakem kararinin icrasinin istenmesine bir engel yoktur. Icranin engellenmesini isteyen taraf derhal iptal davasi açarak icranin durdurulmasini talep etmelidir.

Tahkim yargilamasi sonucunda verilen karar aleyhine olan taraf iptal davasi açmaz ya da iptal davasini kaybederse, bu durumda hakem kararina karsi tek yol hükmün tenfizine karsi konulmasidir. Yani kaybeden taraf iptal davasindan bir sonuç alamazsa tenfiz yeri mahkemesinde karara karsi koymayi deneyebilir.

Iptal davasi açilmasinin tenfize etkisi konusunda ise doktrinde tartismalar olmakla birlikte, tenfiz basvuru yapilan bir karar hakkinda iptal davasi açilmis olmasi durumunda, tenfiz hakiminin iptal davasini bekletici mesele yapmasi gerekmektedir.

5.      Davanin Kabul Edilmesi

Açilan davanin mahkemece kabulü halinde hakem karari iptal edilecek, artik bu karar mevcut olmayacak (ex nihilo nihil fit), dolayisiyla da bu karar icra edilemeyecektir11. Bu etki yalnizca iptal kararinin verildigi ülke için geçerli degildir; gerek New York Konvansiyonu gerek pek çok yerel düzenlemede tahkim yeri mahkemesince iptal edilmis bir kararin diger ülke mahkemelerince taninmasi ya da tenfizinin reddedilmesi gerektigine ya da reddedilebilecegine iliskin hükümler yer almaktadir.

Mahkeme karari tamamen iptal edebilecegi gibi geçerli bölümlerle geçersiz bölümler ayrilabiliyorsa karari kismen de iptal edebilir. Ancak kararin kismen iptali tüm iptal sebepleri açisindan mümkün degildir; yalnizca "hakemlerin tahkim anlasmasi disinda kalan konularda karar verdigi" gerekçesi ile açilan davada verilecek kararda kismen iptal mümkün olabilecektir. Kararin sadece geçersiz bölümünün iptal edilebilmesi taraflara önemli bir para ve zaman tasarrufu saglayabilecektir. Milletlerarasi Tahkim Kanunu'nun 15. maddesinde kararin kismen iptal edilebilecegi düzenlenmis, "Hakem veya hakem kurulunun, tahkim anlasmasi disinda kalan bir konuda karar verdigi iddiasiyla açilan iptal davasinda, tahkim anlasmasi kapsaminda olan konularin, tahkim anlasmasi kapsaminda olmayan konulardan ayrilmasi mümkün oldugu takdirde, hakem kararinin sadece tahkim anlasmasi kapsaminda olmayan konulari ic?eren bölümü iptal edilebilir." denilmistir. Benzer sekilde Model Kanun'un 34/2 (iii) maddesine göre, hakemler yetkilerini asarak kendilerine sunulmayan bir konuda karar vermislerse ve heyete sunulan ile sunulmayan uyusmazliklar birbirinden ayrilabiliyorsa bu durumda kararin kismen iptali mümkündür.

Hakem karari mahkeme tarafindan iptal edilmis olsa da taraflar arasindaki tahkim anlasmasi geçerliligini koruyacaktir; bunun tek istisnasi mahkemenin "taraflar arasinda geçerli bir tahkim anlasmasi olmamasi" sebebiyle karari iptal etmesidir. Tahkim anlasmasinin geçerli kalmasinin sonucu olarak da kararin iptal edilmis olmasi durumunda taraflarin uyusmazligin çözümü için yeniden tahkime basvurmasi mümkündür. Ancak, hakem kararinin iptal edilmesi durumunda, uyusmazligin yeniden tahkim yargilamasina konu yapilip yapilamayacagi iptal gerekçesine baglidir. Hakem kararinin, uyusmazligin tahkime elverisli olmamasi, taraflardan birinin ehliyetsiz olmasi, tahkim anlasmasinin geçersiz olmasi ve kararin belirlenen süre içinde verilmemesi sebepleriyle iptal edilmesi durumunda artik bu uyusmazliga iliskin yeniden tahkime gidilebilmesi mümkün degildir. Bu durumlarin varligi halinde taraflarin görevli ve yetkili mahkemede dava açmasi gerekecektir.

Bu sebepler disinda kalan bir sebepten ötürü hakem karari iptal edildiyse taraflar uyusmazligin çözümü için yeniden tahkim yoluna basvurabileceklerdir. Bu durumda yeniden heyet olusturulacak, tahkim süresi bastan baslayacaktir. Yapilacak yeni yargilamada, taraflar uyusmazlik çözümü için yeni hakemler seçebilecekleri gibi önceki yargilamadaki hakem veya hakemleri de tekrar atayabilirler. Ancak, hakemlerin bagimsiz ve tarafsiz olmamasi nedeniyle hakem kararinin iptal edilmesi durumunda, bagimsizligindan ve tarafsizligindan süphe edilen hakem ya da hakemlerin yeni kurulacak heyette yer almasi mümkün degildir.12

6.     Davanin Reddedilmesi

Açilan iptal davasinin reddedilmesi halinde, mahkemenin kararinin kesinlesmesi üzerine taraflarca asliye hukuk mahkemesinden "icra edilebilirlik belgesi" alinmasi mümkündür; bu sekilde hakem karari icra edilebilirlik kazanmis olacaktir.13 Böyle bir durumun varligi halinde, taraflarin talep etmesi durumunda, Milletlerarasi Tahkim Kanunu'nun 15/B maddesi kapsaminda, asliye hukuk mahkemesi tarafindan "icra edilebilirlik belgesi" verilecektir. Bu belgenin verilmesi harca tabi degildir.

Kararin icrasini isteyen taraf, icra edilebilirlik belgesiyle basvurarak, icra organlarinca ilamli icra hükümleri dogrultusunda karardaki gerekliliklerin yerine getirilmesini isteyebilir.

7.     Iptal Davasi Açilmamasi Durumu

Taraflar süresi içinde iptal davasi açmazlarsa ya da bu haklarindan feragat etmislerse, artik hakem karari icra edilebilir hale gelecektir. Böyle bir durumun varligi halinde, davanin reddedilmesi haline benzer sekilde, Milletlerarasi Tahkim Kanunu'nun 15/B maddesi kapsaminda asliye hukuk mahkemesi tarafindan "icra edilebilirlik belgesi" verilecektir.

Taraflarin süresi içinde iptal davasi açmamasi ya da bu haktan feragat etmis olmalari durumunda taraftarin i?cra edilebilirlik belgesi basvurusunun degerlendirilmesinde, asliye hukuk mahkemesi i?ptal davasi açma süresinin geçip geçmedigini ve usulüne uygun sekilde yapilmis bir feragatin olup olmadigini kontrol edecektir. Bunlara ek olarak, mahkeme taraflar arasindaki uyusmazligin Türk hukukuna göre tahkime elverisli olup olmadigini ve kamu düzenine aykirilik i?çerip içermedigini denetleyecektir.

Yani ortada bir iptal basvurusu olmasa dahi, mahkeme tahkime elverisliligi ve kamu düzenine aykiriligi kendiliginden incelemek durumundadir.

8.      Iptal Kararina Karsi Basvuru Yolu

Iptal davasi sonucunda verilen karara karsi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri uyarinca temyize basvurulabilmesi mümkündür.14 Yapilacak temyiz incelemesinde, hakemlerin uyusmazligin çözümünde maddi hukuku dogru uygulayip uygulamadiklari incelenemeyecektir. Burada yapilacak inceleme, klasik anlamda bir temyiz incelemesi olmayip, Milletlerarasi Tahkim Kanunu'nda sayili iptal sebepleri ile sinirli olarak yapilacaktir. Iptal davasinda mahkemenin verecegi karara karsi temyiz yoluna basvurulmasi mümkün olmakla birlikte, Milletlerarasi Tahkim Kanunu'nun 15. maddesinde belirtildigi üzere, bu karara karsi karar düzeltme yoluna basvurulmasi mümkün degildir. Karar düzeltme yolunun kapatilmis olmasindaki sebep tahkim prosedürünün ardindan gelen iptal davasi sürecinin gereksiz yere uzatilmasini engelleme düsüncesidir.

Yargitay'da yapilacak temyiz incelemesi belli bir daire tarafindan yürütülmemektedir, iptal davasinin temyizine bakacak daireye uyusmazligin dogdugu sözlesmenin niteligine göre karar verilmektedir.

9.     Iptal Davasi Açma Hakkindan Feragat

Iptal davasi açmak, uyusmazligin taraflarina taninmis bir hak olup bu hakkin kullanilmasi taraflarin istegine baglidir. Hakem karari verildikten sonra taraflarin iptal davasi açip açmamakta özgür olduklari, dolayisiyla da bu haktan feragat edebilmelerinin mümkün oldugu kabul edilmektedir. Karardan sonraki feragat iki sekilde mümkün olabilir. Ilk olarak, taraflar kendilerine taninan süre içerisinde iptal davasi açmazlarsa bu haktan feragat etmis sayilacaklardir. Feragat için ikinci yol ise, taraflarin açik beyanlaridir; iptal için basvuru süresi dolmadan da taraflarin açiklayacaklari bir irade beyaniyla iptal talebi hakkindan vazgeçmeleri mümkündür.

Uyusmazlik hakkinda hakemler tarafindan bir karar verilmeden önce de taraflarin iptal incelemesinde geçecek süreden ve iptalin maliyetlerinden kurtulabilmek adina iptal basvurusu hakkindan feragat etmeleri mümkündür. Bu hakkin kullanilabilmesi için taraflar arasinda yapilmis olan tahkim anlasmasina bir hüküm konabilecegi gibi sonradan da bu konuya iliskin bir anlasma yapilmasi mümkündür.

Her ne kadar uyusmazlik taraflarina iptal davasina basvuru konusunda serbesti taninmissa da taraflarindan yalnizca birinin, iptal davasi açma hakkindan feragat etmesi mümkün degildir; bu feragatin karsilikli olmasi gereklidir.15

Uyusmazligin taraflari, iptal davasi açma haklarindan tamamen feragat edebilecekleri gibi bu hakkin kullanimindan kismen vazgeçmelerine de bir engel yoktur. Kismen feragat durumunda, feragat edilen sebeplerin disinda kalan sebepleri dayanilarak taraflarca i?ptal davasi açilmasi mümkündür.

Iptal davasindan feragata iliskin olarak farkli düzenlemelerde hükümler bulunmaktadir. Örnegin, Milletlerarasi Tahkim Kanunu'nda, taraflarin iptal haklarindan feragat etmelerinin mümkün oldugu açikça belirtilmistir. Milletlerarasi Tahkim Kanunu'nun 15. maddesinde, "Yerlesim yerleri veya olagan oturma yerleri Türkiye disinda bulunan taraflar, tahkim anlasmasina koyacaklari açik bir beyanla veya sonradan yazili sekilde anlasmak suretiyle iptal davasi açma hakkindan tamamen feragat edebilecekleri gibi; yukarida sayilan bir veya birkaç sebepten dolayi iptal davasi açmak hakkindan da feragat edebilirler." ibaresi yer almaktadir.

Buradan da anlasilabilecegi üzere, Milletlerarasi Tahkim Kanunu'nda, taraflara, iptal davasi açma hakkindan kismen ya da tamamen vazgeçme hakki taninmistir. Ancak bu hak yalnizca yerlesim yerleri veya olagan oturma yerleri Türkiye disinda bulunan taraflar için taninmis bir haktir, taraflarin Türkiye ile baglantisi oldugu durumlarda, iptal davasindan feragat edilemeyecektir. 16 Bu kapsamda, taraflarin is yerinin Türkiye'de olmasi durumununda da feragat hakkinin kullanilamayacagi ileri sürülmektedir. Ayrica, taraflardan birinin Türkiye ile baglantisi olmasi (örnegin bir tarafin sirket merkezinin Türkiye'de olmasi) durumunda feragat mümkün olmayacaktir.

Footnotes 

1 Buna ek olarak, tahkim yargilamasi sonucunda verilen kararin temyize açik olmasinin, hakem kararlarinin baglayiciligini ortadan kaldirdigi, bunun sonucunda da özellikle uluslararasi uyusmazliklarin çözümünde tahkimi islevsiz hale getirdigi yönünde birçok elestiri mevcuttur.

2 Yerel mahkemelerden farkli olarak, tahkim yargilamasinda kararlari denetleyen sabit bir üst yargi mekanizmasinin olmamasi, dolayisiyla da ayni konuda farki kararlarin çikabilmesi tahkimin elestirilen yanlarindandir. ICSID Konvansiyonu ile, iptal davasinin yine Konvansiyon kapsamina alinmasindaki temel amaçlardan bir de esastan bir inceleme yapilmayacak olsa da, kararlari Konvansiyonda sayilan belirli konularda denetleyerek bu yeknesakligi saglama çabasidir.

3 Bu dönemde, tahkim yargilamasi sonucunda verilen kararlarin temyiz yoluna tabi olmasi, özellikle Yargitay'in amacini asan uygulamalari sonucunda, adeta bir hukuka uygunluk denetimi haline gelmis, tahkim kavraminin niteligine ve amacina tamamen aykiri bir durum olusmustur.

4 Milli tahkimde ise temyiz yolu, 6100 sayili Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun kabulüne kadar, yani 2011 yilina kadar, geçerliligini sürdürmeye devam etmis, daha sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu kapsaminda da iptal davasi tek yol olarak gösterilmistir.

5 Örnegin, Milletlerarasi Tahkim Kanunu'nun 15. maddesinde, "Hakem kararlari asagidaki hallerde iptal edilebilir." denilerek iptal gerekçelerinin tespiti halinde, kararin iptaline iliskin takdir yetkisi hakime birakilmistir. Yine UNCITRAL Model Kanun'un 34/2. maddesinde, iptal sebeplerinden birinin varligi halinde, kararin iptal edilebilecegi belirtilerek hakime iptal karari hakkinda takdir yetkisi verilmistir.

6 Milletlerarasi Tahkim Kanunu md. 15/A.

7 Milletlerarasi Tahkim Kanunu md. 15/A.

8 UNCITRAL Model Kanun md. 34/3.

9 28.02.2018 tarihinde yapilan degisiklik öncesi hakem kararlarinin iptaline iliskin açilacak davalarda asliye hukuk mahkemeleri görevli bulunmaktaydi.

10 UNCITRAL Model Kanun md. 1/2 ve 34.

11 Genel kabul bu olmakla birlikte, iptal edilmis hakem kararlarinin tenfiz edilebildigine iliskin tartismalar mevcuttur. Bunun sebebi, New York Konvansiyonu'nun 5/1-e maddesinde tenfize engel olan nedenler sayilirken kesin bir dil tercih edilmesi yerine, hakem kararinin iptal edilmis olmasinin tenfize engel olusturabilecegi yönündeki kesinlik içermeyen ifadedir. Nitekim, uygulamada iptal edilmis hakem kararlarinin tenfiz edilebildigine iliskin örnekler mevcuttur.

12 Bu sekilde bir düzenleme Isviçre Hukuku'nda yer almaktadir. Buna göre, yalnizca hakem kararinin iptalinin, hakemlerin bagimsizligi ve tarafsizligi gibi bir nedene dayanmadigi durumlarda, uyusmazligin tekrar ilk karari veren hakem heyetince karara baglanabilmesi mümkündür.

13 Milletlerarasi Tahkim Kanunu md. 15/B. Bu tenfiz mahiyetinde bir belge degildir, verilen hakem kararinin nihai oldugunu gösteren bir serh niteligindedir.

14 Milletlerarasi Tahkim Kanunu md. 15/A.

15 Milletlerarasi Tahkim Kanunu'ndaki düzenleme de bu yönde yorumlanabilir. Milletlerarasi Tahkim Kanunu'na göre "Taraflar, iptal davasi ac?ma hakkindan kismen veya tamamen feragat edebilirler."; düzenlemenin lafzindan, bu hakkin taraflara birlikte verildigi, tek basina bu hakkin kullanilmasinin mümkün olmadigi sonucu çikarilabilir.

16 "Dosyadaki yazilara, kararin dayandigi delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle taraflar arasindaki 2.1.2006 tarihli "128 adet konteyner tesisi ve 2.131 km FO kablo tesisi alt yüklenici genel sözlesmesinin 12. maddesinin e bendinde "taraflar kanun 15/a hükmü kapsaminda iptal davasi açma haklarindan tamamen kosulsuz ve gayrikabili rücu sekilde feragat ederler" hükmüne yer verilmis ise de. 4686 Sayili Milletlerarasi Tahkim Kanunu'nun 15. maddesinin A fikrasinin 5. bendi uyarinca, taraflarin tahkim anlasmasina koyacaklari bir beyanla iptal davasi açma haklarindan feragat edebilmeleri için "her iki tarafin yerlesim yerleri veya olagan oturma yerlerinin Türkiye disinda" bulunmasi sart olup, sözlesme ve dosya kapsamindan taraflarin yerlesim yerlerinin Türkiye oldugu anlasildigindan, sözlesmede kararlastirilan iptal davasi açma hakkindan feragata iliskin düzenlemenin baglayiciliginin bulunmamasina..." (Yargitay 15. Hukuk Dairesi'nin 2010/7197 Esas, 2011/2857 Karar sayili 11.05.2011 tarihli karari.)

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.