4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'da ("Rekabet Kanunu") Haziran 2020'de yapılan önemli değişikliklerden biri, Avrupa Birliği mevzuatında yer alan "de minimis" benzeri bir istisnanın Rekabet Kanunu'na entegre edilmesiydi. Bu doğrultuda, Rekabet Kanunu'nun 41. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, piyasada rekabeti önemli ölçüde kısıtlamayan anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliği karar ve eylemlerinin soruşturma konusu yapılmamasına imkân veren bir "de minimis" uygulaması öngörülmüş, ilgili usul ve esasların ise Rekabet Kurulu'nun çıkartacağı bir tebliğ ile düzenleneceği belirtilmişti. Bu kapsamda, Rekabet Kurumu "Rekabeti Kayda Değer Ölçüde Kısıtlamadığı Kabul Edilen Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Teşebbüs Birliği Karar ve Eylemlerine İlişkin Tebliğ Taslağı"nı ("Tebliğ Taslağı") 23 Ekim 2020 tarihinde kamuoyu görüşüne açmıştır.1

Tebliğ Taslağı'nın İçeriği

Tebliğ Taslağı'nda "de minimis" istisnasının rakipler arasında fiyat tespiti, bölge/müşteri paylaşımı ve arz miktarının kısıtlanmasını içeren açık ve ağır ihlalleri kapsamayacağı belirtilerek, anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliği kararlarının "de minimis" kuralından yararlanma koşulları netleştirilmiştir. Tebliğ Taslağı uyarınca,

  1. rakip teşebbüsler arasında yapılan anlaşmalarda2, anlaşma taraflarının sahip olduğu toplam pazar payının anlaşmadan etkilenen ilgili pazarların hiçbirinde %10'u aşmaması ve
  2. rakip olmayan teşebbüsler arasında yapılan anlaşmalarda, anlaşma taraflarının her birinin sahip olduğu pazar payının anlaşmadan etkilenen ilgili pazarların hiçbirinde %15'i aşmaması hallerinde;

ilgili anlaşmaların rekabeti kayda değer ölçüde kısıtlamayacağı ve dolayısıyla Kurul tarafından soruşturma konusu yapılmayabileceği kabul edilmektedir.

Anlaşmanın rakip teşebbüsler ya da rakip olmayan teşebbüsler arasında yapıldığının tespit edilmesinin mümkün olmadığı hallerde, anlaşma taraflarının sahip oldukları toplam pazar payının anlaşmadan etkilenen ilgili pazarların hiçbirinde %10'u aşmaması koşulu aranacaktır.

Bununla birlikte, benzer nitelikteki dikey sınırlamaların oluşturduğu paralel ağların ilgili pazarın %50'sinden fazlasını kapsaması halinde, ilgili anlaşmanın yalnızca anlaşmaya taraf teşebbüslerin ilgili pazarlardaki paylarının ayrı ayrı %5'i aşmaması halinde rekabeti kayda değer ölçüde kısıtlamayacağı kabul edilecektir.

Anlaşma taraflarının pazar paylarının, anlaşma döneminde birbirini takip eden iki takvim yılı boyunca Tebliğ Taslağı kapsamında öngörülen pazar payı eşiklerinin üzerinde olmasına rağmen bu eşiklerin iki yüzdelik puandan fazla aşılmaması halinde de "de minimis" istisnasından yararlanılması mümkün olabilecektir.

Yukarıda sayılan pazar payı koşulların sağlanması halinde Rekabet Kurulu, ilgili anlaşma, uyumlu eylem veya teşebbüs birliği kararını soruşturma konusu yapmayabilecek veya devam eden bir soruşturmada tarafların pazar paylarının eşiklerin altında kaldığı tespit edildiği takdirde soruşturmaya son verebilecektir. Tebliğ Taslağı'ndaki bir diğer dikkat çeken düzenleme ise, Rekabet Kurulu'nun, belirtilen pazar payı eşikleri aşılmasa dahi, gerekli görmesi halinde ilgili anlaşma veya teşebbüs birliği kararını soruşturma konusu yapabilecek olmasıdır.

Tebliğ Taslağı'nın AB "De Minimis" Mevzuatı ile İlişkisi

Yukarıdaki düzenlemeler ışığında, Tebliğ Taslağı ile, "de minimis" kuralı bakımından AB rekabet mevzuatına uyum ve rekabet hukuku kurallarının modernizasyonu anlamında önemli adımlar atıldığı anlaşılmaktadır. Nitekim, Tebliğ Taslağı'nda yer alan düzenlemeler, özellikle belirlenen pazar payı eşikleri bakımından, AB Komisyonu'nun "de minimis" kuralı ile ilgili düzenlemesine oldukça benzer niteliktedir.3

Diğer yandan, Tebliğ Taslağı'nın AB Komisyonu'nun "de minimis" düzenlemesinden farklılaşan yönleri de bulunmaktadır. AB Komisyonu uygulamasında amacı rekabeti sınırlamak olan anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliği kararları istisna kapsamı dışında tutulmakta ve yeniden satış fiyatının tespiti gibi dikey ihlaller "de minimis" uygulamasından yararlanamamaktadır. Tebliğ Taslağı ise yalnızca rakipler arasında fiyat tespiti, bölge ve müşteri paylaşımı ve arz miktarının belirlenmesini "de minimis" kapsamı dışında tutmuştur. Dolayısıyla Tebliğ Taslağı'nın, AB mevzuatına kıyasla daha geniş bir uygulama alanı öngördüğü söylenebilecektir.

Tebliğ Taslağı ile AB Komisyonu kuralları arasındaki bir diğer farklılık ise, AB "de minimis" mevzuatı pazar payı eşiklerinin altında kalan teşebbüsler için bir "güvenli liman" sağlarken, Tebliğ Taslağı'nın teşebbüsler bakımından mutlak bir koruma sağlamayacak şekilde düzenlenmiş olmasıdır. Nitekim, Tebliğ Taslağı'nda belirlenen eşikler aşılmasa dahi, Rekabet Kurulu'nun somut olay özelinde soruşturma açmayı tercih etmesi mümkün olabilecektir.

Rekabet Kurumu tarafından kamuoyu görüşüne açılan Tebliğ Taslağı hakkında 23 Kasım 2020 tarihine kadar görüş bildirilebilecektir. Hem Rekabet Kurumu hem de teşebbüsler bakımından kaynakların daha etkin kullanılmasını sağlayacak olan "de minimis" uygulaması, rekabeti önemli ölçüde kısıtlayan ihlallere yoğunlaşmak suretiyle rekabetin korunmasında büyük rol oynayacaktır.

Footnotes

1. Tebliğ Taslağı'na şu bağlantı üzerinden erişilebilir: https://www.rekabet.gov.tr/Dosya/geneldosya/rekabeti-kayda-deger-olcude-kisitlamayan-anlasmalara-iliskin-teblig-taslagi-pdf

2. "Anlaşma" ifadesi, Rekabet Kanunu'nun 4. maddesi kapsamındaki anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliği kararlarını kapsayacak şekilde kullanılmaktadır.

3. İlgili düzenlemelere şu bağlantı üzerinden erişilebilir: https://ec.europa.eu/competition/antitrust/legislation/deminimis.html

© Kolcuoğlu Demirkan Koçaklı Attorneys at Law 2020

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.