Giriş

Ayırt edici ad ve işaretlerden olan marka, işletmelerin en değerli ve önemli malvarlıklarından bir tanesidir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ("SMK") madde 23'te, tescilli markanın koruma süresinin başvuru tarihinden itibaren on yıl olduğu belirtilmiş ve bu korumanın devam etmesi için markanın her on yılda bir yenilenmesi gerektiği belirtilmiştir. Tescilli markanın koruma süresinin dolması ve süresi içerisinde yenilenmemesi, markanın bir mahkeme kararıyla hükümsüz hale gelmesi, marka sahibinin marka hakkından vazgeçmesi hallerinin yanında, markanın belirli koşullar çerçevesinde iptal edilmesi halinde de marka hakkı sona ermektedir. İşbu makale ile markanın iptali halleri ve iptalin sonuçları açıklanmaya çalışılacaktır.

Markanın İptali Hâlleri

Markanın iptaline ilişkin düzenlemeler SMK madde 26'da yer almaktadır. Buna göre;

- SMK madde 9'da belirtilen süreler ve şartlar dahilinde markanın kullanılmaması,

- Marka sahibinin fiillerinin veya gerekli önlemleri almamasının sonucu olarak markanın, tescilli olduğu mal veya hizmetler için yaygın bir ad haline gelmesi,

- Marka sahibi tarafından veya marka sahibinin izniyle gerçekleştirilen kullanım sonucunda markanın, tescilli olduğu mal veya hizmetlerin özellikle niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı konusunda halkı yanıltması,

- SMK madde 32 çerçevesinde garanti markası veya ortak markanın teknik şartnameye aykırı kullanılması

hallerinden birinin gerçekleşmesi durumunda markanın iptali gündeme gelebilecektir.

1.1.Markanın Belirli Bir Süre Kullanılmaması

Markanın belirli bir süre kullanılmamasına ilişkin düzenleme esas olarak SMK madde 9'da yer almakta olup buna göre, tescil tarihinden itibaren beş yıl içerisinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye'de ciddi biçimde kullanılmayan veya kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verileceği düzenlenmiştir. Bir markanın tescil edilmiş olmasına rağmen haklı sebep olmaksızın belirli bir süre boyunca kullanılmaması, ticari hayatta serbest rekabet ortamının kurulması ve sürdürülmesi ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Bu kapsamda, markanın tescilinden itibaren beş yıl olmak koşuluyla marka sahibine markayı kullanmamasına yönelik olarak Kanun Koyucu tarafından bir ara süre verilmiştir.

  1. Markanın Kullanılması Olarak Değerlendirilecek Haller Nelerdir?

SMK madde 9/2, 3'te birinci fıkra kapsamında markayı kullanma kabul edilecek haller sayılmış olup buna göre;

- Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması,

- Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması,

- Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması

halleri markayı kullanma olarak kabul edilmiştir. Maddenin gerekçesinde ayrıca, markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması halinde markanın farklı unsurlarla kullanılan halinin de tescil edilip edilmeyeceğine bakılmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Bunun haricinde SMK madde 26/4'te ise, iptal talebinde bulunulacağı düşünülerek kullanım gerçekleşmiş olması halinde talebin Türk Patent ve Marka Kurumu'na ("TürkPatent") sunulmasından önceki üç ay içinde gerçekleşen kullanımın dikkate alınmayacağı belirtilmiştir.

  1. Anayasa Mahkemesi'nin İptal Kararı Sonrasında Oluşan Belirsizlik Nasıl Giderilmiştir?

Bilindiği üzere, SMK 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe girmiş olup önceden 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ("556 sayılı KHK") uygulanmaktaydı. Anayasa Mahkemesi'nin 2016/148E. 2016/189K. Sayılı ve 14.12.2016 tarihli Kararı ile fikri ve sınai mülkiyet hakları gayri maddi mallar kapsamında ele alınmış olup 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası madde 91 uyarınca mülkiyet hakkının KHK ile düzenlenmesi mümkün olmadığından işbu 556 sayılı KHK'da yer alan markanın iptaline ilişkin düzenlemeler iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin işbu iptal kararı, 06.01.2017 tarihinde yürürlüğe girmiş olup kanunların geriye yürümezliği ilkesi ve SMK'nın yürürlük tarihi sebebiyle markanın iptaline ilişkin hükümler bakımından dört günlük bir boşluk ve belirsizlik bulunmaktaydı. İşbu 06.01.2017 ile 10.01.2017 tarihleri arasındaki dört günlük süre boyunca marka kullanma yükümlülüğüne ilişkin nasıl bir uygulama olacağı muallaktaydı.

Ancak, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2019/1765 E. ve 2019/4421 K. sayılı 14.06.2019 tarihli güncel Kararı ile bu belirsizlik ortadan kalkmış bulunmaktadır. Yargıtay tarafından kanunların her ne kadar geriye yürümezlik ilkesi gereğince geçmişe yönelik etkisi olmayacağı söz konusu olsa da TBMM'nin geçmişe yönelik kanun çıkarmasında bir engel bulunmadığı belirtilmiş ve SMK'nın kabul tarihinin 22.12.2016 olduğu dikkate alındığında Kanun Koyucu'nun asıl iradesinin 22.12.2016 tarihinde ortaya çıktığı ve asıl amacının geçmişe etkili olacak şekilde kullanmama sebebiyle markanın iptalini öngördüğünden bahisle, söz konusu dört günlük süre boşluğunda da markayı kullanma yükümlülüğüne ve markanın iptaline ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiğine Yargıtay tarafından karar verilmiştir.

1.2.Markanın Tescilli Olduğu Mal veya Hizmetler için Yaygın bir Ad Haline Gelmesi

SMK madde 26/1 – b bendinde belirtilmiş olduğu üzere, markanın eğer ki sahibinin eyleminden kaynaklı veya önlem almaması sebebiyle yaygın ad haline gelmesi hâlinde iptal edilebilirliği söz konusu olacaktır. Bir markanın yaygın hale gelmesi, o markanın ilgili olduğu mal ve hizmet için bir tür adına dönüşmesini ifade etmekte olup marka sahibi için aleyhe bir durum oluşturmaktadır.

Örneğin, Teflon markasının yaygın olarak kullanılması sebebiyle marka, temsil edilen ürünlerin genel adı haline gelmeye başlamış olmakla birlikte marka sahibi, gerekli hukuki talep ve dava hakkını kullanarak söz konusu markanın ayırt edici marka haline gelmesini sağlamıştır. Bu sebeple, marka sahibi gerekli önlemleri almış olduğundan dolayı iptal edilme taleplerine karşı markasını koruma altına almıştır.

Yukarıda sözü geçen örnek dışında yaygın hale gelen fakat sahibi tarafından gerekli önlemler alınmayan markalar hakkında ilgili kişiler, markanın yaygın ad hale gelmesi gerekçesiyle markanın iptali talebinde bulunabileceklerdir.

1.3.Markanın Halkı Yanıltıcı Hale Gelmesi

SMK madde 26/1 – c bendinde belirtilmiş olduğu üzere, marka sahibi tarafından veya marka sahibinin izniyle gerçekleştirilen kullanım sonucunda markanın, tescilli olduğu mal veya hizmetlerin özellikle niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı konusunda halkı yanıltması durumunda marka, iptal davasına konu olabilecektir. Markanın başka bir şekilde ve yanıltıcı olarak tanınması, tüketici ve kamu menfaatlerine aykırıdır.

Örneğin, Antalya'da üretilmediği halde bir portakal suyuna "Antalya Portakalı" markası verilmesi veya Rize'de üretimi yapılmamış bir çaya "Rize Çayı" markası verilmesi halinde, bahsi geçen ürünlerin sanki marka adında geçen yerlerde üretilmiş, oraya aitmiş izlenimi vermesi durumunda o marka, yanıltıcı marka olarak değerlendirilmektedir. Yalnızca coğrafi kaynak değil, aynı zamanda o ürünün niteliği, kalitesi vb. konularda da haklı yanıltması halinde de markanın iptaline ilişkin düzenlemeler uygulama alanı bulabilecektir.

1.4.Teknik Şartnameye Aykırılık

Bilindiği üzere, garanti markası veya ortak markanın tescil edilebilmesi için SMK madde 32'de belirtilen markanın kullanım şartları, müeyyide gibi hükümleri içeren teknik şartnamenin başvuruyla birlikte TürkPatent'e sunulması zorunludur. SMK madde 32/7 uyarınca, marka sahibinin garanti markası veya ortak markanın bahsi geçen teknik şartnameye devamlılık arz eder biçimde aykırı olarak kullanılmasını engellemek için gerekli önlemleri almaması sebebiyle ilgili kişilerin, Cumhuriyet savcısının veya ilgili kamu kurum ve kuruluşunun başvurusu üzerine tanınan süre içerisinde aykırı kullanımı düzeltmesi gerekmektedir. Marka sahibinin işbu süre içerisinde aykırı kullanımı düzeltmemesi halinde markanın iptaline karar verilebilecektir.

2. Markanın İptali Talebi

  1. Taraflar

Markanın iptal edilmesine ilişkin yukarıda bahsedilen hâllerden birinin söz konusu olması halinde markanın kullanımından veya markanın haklı bir sebep olmaksızın tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye'de ciddi bir şekilde kullanılmamasından veya kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilmesinden menfaati etkilenen kişiler markanın iptali talebinde bulunabilirler.

Markanın iptali talebi, talep tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı yukarıda belirtilen kişiler tarafından ileri sürülebilecektir.

  1. Markanın İptali Talebinin İleri Sürüleceği Kurum

SMK madde 26/2'de yer alan düzenlemede iptal talebinin TürkPatent'e yapılacağı açıkça belirtilmiştir. Fakat diğer yandan yürürlük tarihlerini düzenleyen SMK madde 192 uyarınca SMK madde 26'nın yürürlüğü 10.01.2024 tarihine kadar ertelenmiştir. SMK Geçici Madde 4'te ise, SMK madde 26 yürürlüğe girene kadar iptal yetkisinin mahkemeler tarafından kullanılacağı belirtilmiştir.

Bu kapsamda, 10.01.2024 tarihine kadar tüm iptal talepleri için SMK madde 156 uyarınca Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkeme'lerine başvurulacak olup bu tarihten sonraki talepler sadece TürkPatent'e yöneltilecektir. Ayrıca, işbu maddenin yürürlük tarihinde mahkemelerce görülmekte olan iptal davaları aynı şekilde mahkemelerce sonuçlandırılacaktır.

3. İptal Kararının Sonuçları

Mahkeme tarafından veya yetkisi başladıktan sonra TürkPatent'in verdiği iptal kararının sonucu olarak ilgili marka, iptal talebinin TürkPatent'e veya mahkemeye sunulduktan sonraki tarihten itibaren olmak üzere kısmen veya tamamen iptal edilmekte olup SMK kapsamında kendisine tanınmış olan korumadan faydalanamamaktadır. Ancak talep üzerine, iptal halinin daha önceki bir tarihte doğmuş olması halinde iptal kararının bu tarihten itibaren etkili olacağına da karar verilebilmektedir.

İptal kararları mutlak etkili olup sadece tarafları değil herkesi bağlamaktadır. Verilen iptal kararlarının kesinleşmesiyle birlikte TürkPatent terkin işlemini ilgili Bülten'de yayımlayarak kamuya duyurur.

Sonuç

Bir markanın tescil edilmiş olmasına rağmen haklı sebep olmaksızın belirli bir süre boyunca kullanılmaması, ticari hayatta serbest rekabet ortamının kurulması ve sürdürülmesi ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Bunun haricinde, markanın tescilli olduğu mal veya hizmetler için yaygın bir ad haline gelmesi, markanın halkı yanıltıcı hale gelmesi veya garanti markası ya da ortak markanın teknik şartnameye aykırı kullanılması hallerinden birinin varlığı halinde markanın iptali istenebilmektedir. Bu tür bir markanın kullanılmasında veya SMK madde 9'da belirtilen şartlar dahilinde markanın kullanılmamasında menfaati bulunan kişiler, SMK'da belirtilen hâllerden birinin oluşması durumunda ilgili markanın iptalini fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinden ve 10.01.2024 tarihinden sonra da TürkPatent'ten talep edebilirler. İptal kararıyla birlikte markanın tescili iptal edilir ve marka, iptalden sonra SMK'da belirtilmiş olan korumayı göremez.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.