Yönetimin çoğunluk pay sahiplerinin elinde olduğu anonim şirketlerde, çoğunluk ile azlık ("azınlık") pay sahipleri arasında menfaat çatışmaları yaşanabilmekte, bunlar da şirketin yıpratılmasına neden olmaktadır. Genel kurul kararları alınırken etkin olamayan ve şirket sermayesinde azlık durumunda bulunan pay sahipleri şirket aleyhine hareket edebilmektedir. Türk Ticaret Kanunu (TTK) şirket içi barışı sağlamak adına azlık haklarını koruma altına alırken, hakim ortaklara da bazı haklar tanımıştır. Azlık haklarının kötüye kullanımı karşısında en etkili yöntem, TTK 208'de düzenlenmiştir: Ortaklıktan çıkarma hakkı. Bu hakkın kullanımı, bağlı şirketteki iç huzuru sağlayacak ve güçlü şirketlerin oluşumunu destekleyecektir.

TTK 208, şirketler topluluğuna özgü bir çıkarma hakkını düzenlemektedir. Maddeye göre, doğrudan veya dolaylı olarak bağlı şirketteki pay ve oy haklarının en az yüzde doksanına sahip olan hakim şirket, kanundaki diğer şartların sağlanması halinde, azlığın paylarını satın alarak azlık pay sahibini şirketten çıkarabilmektedir.

Peki bu hakkın kullanılmasının koşulları nelerdir? Hakim şirkete tanınan çıkarma hakkının kullanılabilmesi için kanunda düzenlenen şartlar şu şekilde sıralanabilir:

  1. Bu hak şirketler topluluğuna tanındığı için, öncelikle hakim şirket ve bağlı şirket olmalıdır.

    Hakim şirket, bağlı şirkette işletme ve yatırım politikalarını belirleme, bağlı şirketi denetimi altında tutma gücüne sahip olan şirkettir. TTK 195'e göre hakim şirket pay sahipliği, sözleşme yolu ve diğer yollar (Yönetim Kurulunda karar alma çoğunluğunu oluşturan sayıda üyenin seçimini sağlamak gibi) olmak üzere üç şekilde bağlı şirkette hâkimiyet kurabilir.
  2. Çıkarma hakkı yalnızca hakim şirket tarafından kullanabilir.
  3. Hâkim şirket, bağlı şirketin pay ve oy haklarının, doğrudan veya dolaylı olarak, en az yüzde doksanını haiz olmalıdır.
  4. Azlığın çıkarılması için haklı bir sebep bulunmalıdır.

Kanun maddesinde azlığın şirketin çalışmasını engellemesi, dürüstlük kuralına aykırı davranması, fark edilebilir sıkıntı yaratması ve pervasızca davranmasını haklı sebep olarak gösterilmiştir. Azlık payları, şirket içerisinde sahip olduğu hakları çoğunluk ve şirket aleyhine kullanabilmektedir. Kötü niyetli kullanılması halinde şirket işleyişini olumsuz yönde etkileyebilecek, azınlığın sahip olduğu haklardan bazıları şunlardır: Genel kurul kararlarına karşı sık sık iptal davası açarak işleyişi geciktirmek, oybirliği gerektiren durumlarda bilinçli olarak olumsuz tavır göstermek, haklı bir sebep olmadan Yönetim Kurulu üyelerini yıpratmak amacıyla davalar açmak. Azlık paylarının sahip olduğu bu hakların şirketinize zarar verecek şekilde dürüstlük kuralına aykırı kullanması, ortaklıktan çıkarma ile engellenebilecektir.

Ortaklıktan Çıkarma Hakkının Kullanılması Azlığın Kabulünü Gerektirmemektedir

Bu hak sayesinde hâkim şirket, azlığın kabulüne gerek olmaksızın, azlık paylarını satın alabilmektedir. Öte yandan ortaklıktan çıkarma hakkı yalnızca TTK 208'de belirtilen şartlar gerçekleştiği takdirde kullanılabilir.

TTK 208'deki hükümler emredici hükümlerdir. Bu nedenle şirket esas sözleşmesinde ortaklıktan çıkarma hakkını sınırlayan, zorlaştıran, kolaylaştıran veya bu hakkın kullanılmasını tamamen ortadan kaldıran düzenlemelere yer verilemez.

Bu hak her ne kadar doktrinde farklı tartışmalar yapılsa da tek taraflı bildirim yoluyla değil, mahkeme kararı ile kullanılacaktır. Mahkemenin burada esas alacağı iki husus vardır: 1) hâkim şirketin sahip olduğu payların belirlenen yüzde doksanlık eşiği aşıp aşmadığı, 2) azlık pay sahiplerinin dürüstlük kuralına aykırı davranıp davranmadıkları.

Azlığın sahip olduğu pay bedellerini de hakim belirleyecektir. TTK 208'e göre hakim şirket azınlığın paylarını varsa borsa değeri üzerinden, böyle bir değerin bulunmaması durumunda, TTK 202'in ikinci fıkrasına göre payların gerçek değerleri veya genel kabul gören bir yönteme göre belirlenecek değerleriyle satın alınacağını düzenlenmiştir. Diğer yandan TTK'dan sonra yürürlüğe giren Sermaye Piyasası Kanununda TTK 208'in halka açık ortaklıklara uygulanmayacağı hükmü yer almıştır. Dolayısıyla pratikte payların değerinin tespitinde borsa değeri referans oluşturamayacak, her koşulda TTK md.202/2'de belirtilen "gerçek değer" esas alınacaktır.

Sonuç olarak, çoğunluk hissesine sahip olduğunuz bağlı şirkette azlığın sahip olduğu hakları kötü niyetli olarak kullanması halinde, TTK 208 kapsamında tanınan ortaklıktan çıkarma hakkını kullanmanız mümkündür.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.