Aylık olarak yayınlanan hukuk bültenimizde şirketler için Pratik bilgiler, mevzuatımızda yapılan değişiklikler, mevcut içtihatlar ve sektörel düzenlemeler yer almaktadır.

Gürpınar Hukuk Bürosu tarafından hazırlanan 2018 Aralık Ayına Ait Bülten'in size faydalı olmasını diliyoruz.

I. DUYURULAR

Kasım 2018 TÜFE Yİ-ÜFE
Aylık - 0,40 2,22
Yıl sonuna göre 20,30 33,64
Yıllık değişim 20,30 33,64
Yıllık ortalama değişim 16,33 27,01

01.01.2019 tarihinden itibaren HMK'nın 200. 201. 341. 362. ve 369. maddelerindeki parasal sınırlar aşağıdaki şekilde olacaktır:

İstinaf 4.400 TL
BAM kararlarına karşı temyiz: 58.800 TL
Temyiz incelemesinde duruşma: 88.210 TL
Senetle ispat zorunluluğu ve senede karşı tanıkla ispat yasağı 3.660 TL

II. MEVZUAT DEĞIŞIKLIKLERI

Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun

19.12.2018 tarihli 30630 sayılı Resmi Gazete'de Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun yayımlanmıştır. Kanun, ilgili mevzuatta düzenlenen abonelik sözleşmeleri ile bu sözleşmelerin ifası amacıyla bedeli faturaya yansıtılan mal veya hizmetten kaynaklı ve avukatla takip edilen para alacaklarına ilişkin icra takiplerini kapsamaktadır. Düzenleme ayrıca konkordato, ticari alacak ve tazminatlara ilişkin hükümler de içermektedir. Kanun maddelerini kısaca özetlemek gerekirse;

Abonelik Sözleşmesi Alacakları Takip Hükümleri (01.06.2019 tarihinde yürürlüğe girecek)

Kanun 3. maddesine göre, takip işlemlerinin elektronik ortamda yapılmasını sağlamak amacıyla UYAP bünyesinde Merkezi Takip Sistemi oluşturulacak. Bu sistemle birlikte, icra takipleri elektronik ortamda başlatılacak ve yürütülecek. Takibi başlatmak için alacaklı avukatı, Merkezi Takip Sistemi'nde yer alan formu dolduracak.

Takip talebi sisteme kaydedildikten sonra ödeme emri düzenlenecek. Ödeme emrini sistem üzerinden alan PTT, ödeme emrinin ve tebliğ mazbatalı kapalı zarfın çıktısını alıp, Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca borçluya tebliğ edecek.

Borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde, herhangi bir icra dairesine başvurarak ödeme emrine itiraz edebilecek. Aynı zamanda Merkezî Takip Sistemi üzerinden güvenli elektronik imza kullanarak da itiraz gerçekleştirilebilecek.

İcra ve İflas Kanuna Eklenen Maddeler

İcra ve İflâs Kanunu'nun 8/a maddesine eklenen fıkra ile, Alacaklı, UYAP üzerinden bu sisteme entegre bilişim sistemleri aracılığıyla dosya safahat bilgileri ile borçlunun mal, hak veya alacağını 50 kuruş karşılığında sorgulayabilecek veya sorgulanmasını talep edebilecek. (01.01.2019 tarihinde yürürlüğe girecek)

İcra ve İflâs Kanunu'nun 78. maddesine eklenen fıkra ile; alacaklı dilerse haciz talebinde bulunmaksızın UYAP üzerinden borçlunun mal, hak veya alacağı olup olmadığını sorgulayabilecek. Borçlunun mal, hak veya alacağının varlığının tespiti hâlinde UYAP üzerinden de haciz talep edilebilecek. (Yayımı tarihinde yürürlüğe girdi)

İcra ve İflâs Kanunu'nun 286. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan, borçlunun konkordato talebine ekleyeceği belgeler arasındaki finansal analiz raporu "güvence veren denetim raporu" olarak değiştirildi. (Yayımı tarihinde yürürlüğe girdi)

Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından Türkiye Denetim Standartlarına göre yapılacak denetim kapsamında hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporu ile dayanakları, konkordato başvurusu sırasında mahkemeye sunulacak. (Yayımı tarihinde yürürlüğe girdi)

Denetim raporunu hazırlayacak denetim kuruluşlarının faaliyetlerine, bu kuruluşların hak ve yükümlülüklerine, 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uygulanacak. (Yayımı tarihinde yürürlüğe girdi)

Konkordato komiserinin seçimi, nitelikleri ve eğitimiyle ilgili düzenlemeler de İcra ve İflâs Kanunu'na eklendi. Üç komiser görevlendirilmesi durumunda komiserlerden biri, mahkemenin bulunduğu ilde faaliyet göstermek kaydıyla Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilmiş bağımsız denetçiler arasından seçilecek. Komiserler bilirkişilik bölge kurulları tarafından oluşturulan komiser listesinden seçilecek. (Yayımı tarihinde yürürlüğe girdi)

Arabuluculuk Hükümleri (01.01.2019 tarihinde yürürlüğe girecek)

Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen madde ile, ticari davalarda, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlendi. Bu şart, kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay'da görülen davalar hakkında uygulanmayacak.

Arabuluculuk altı hafta içinde sonuçlandırılacak. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta daha uzatılabilecek. Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olacak.

Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde başka herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilecek.

Arabulucu, komisyon başkanlıklarına bildirilen listeden büro tarafından belirlenecek. Ancak tarafların listede yer alan herhangi bir arabulucu üzerinde anlaşmaları hâlinde bu arabulucu görevlendirilebilecek.

III. KARARLAR

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2018/61 esas ve 2018/17736 karar sayılı 8.10.2018 tarihli kararı

Özet: Dava, feshin geçersizliği ve işe iade istemine ilişkindir.

Davacı davalı işyerinde karşılama görevlisi olarak çalışırken VIP salonunun girişindeki merdivenlerde sıra bekleyen yabancı bir müşteriyi bulunduğu yerin uygun olmadığı ve restoranın dışına çıkması için uyarması sonrasında müşterinin buna itiraz ederek kendisine küfür etmesiyle tartışmanın başlamış, tartışma sonrasında müşteri restoranı terk etmiş, kısa bir süre sonra yanında bir kadınla yeniden restorana gelmiş, davacının müşterinin kendisine küfür ettiğini ve kendisiyle tartıştığını gerekçe göstererek işverene bilgi vermeden kişisel insiyatif kullanarak erkek müşteriyi içeri almak istemediğini bildirmiştir. Bunun üzerine yeniden tartışma yaşandığı, davacı işçi, bu müşteriler tarafından işverene şikayet edilmiş, işveren de müşteriye karşı uygunsuz söz ve eylemleri sebebiyle davacının iş akdini feshetmiştir. Prestijli bir restoran olan davalı işyerinde müşteriyle yapılan tartışmanın sosyal medyaya da yansıdığı öğrenilmiştir.

Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi'nin kabul kararına karşı davalı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur ancak Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi davalı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi'nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiştir.

9. Hukuk Dairesi kararında, işçinin davranışlarına dayanan fesihte, her şeyden önce, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edilmesinin şart koşulduğunu belirtmiştir. Bu itibarla, önce işçiye somut olarak hangi sözleşmesel yükümlülüğün yüklendiğinin belirlenmesi ve daha sonra işçinin, hangi davranışı ile somut sözleşme yükümlülüğünü ihlal ettiğinin eksiksiz olarak tespit edilmesi gerektiği ifade etmiştir. İşçinin iş sözleşmesinin ihlali işverene derhal feshetme hakkını verecek ağırlıkta olup olmadığının da bu bağlamda incelenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Daha sonra ise, işçinin isteseydi yükümlülüğünü somut olarak ihlal etmekten kaçınıp kaçınamayacağının belirlenmesi ve işçinin somut olarak tespit edilmiş sözleşme ihlali sebebiyle işverenin işletmesel menfaatlerinin zarar görmüş olmasının şart olduğu belirtilmiştir.

Söz konusu olayda, 9. Hukuk dairesi, "davacı işçinin kavgaya dönüşmeden çözebileceği basit bir anlaşmazlığın kısmen de kişiselleştirmek suretiyle büyümesine neden olduğu, davacının savunmasında da kabul ettiği üzere kadın misafirin ayrılırken kendisine küfür ettiğini, kendisinin de sinirine hakim olamayıp aynı şekilde karşılık verdiğini söylediği de gözetildiğinde, davacının iş sözleşmesinin feshi müşterinin küfür etmesi nedeni ile haklı neden ağırlığında değilse de (bu tartışma eylemi işyerinde olumsuzluklara yol açtığından) geçerli nedene dayandığı"nı belirterek, davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesini isabetsiz bulmuş, yerel mahkeme kararını bozmuştur.

Kişisel Verileri Koruma Kurulu'nun 16.10.2018 tarihli ve 2018/119 sayılı kararı

Kurul, 16.10.2018 tarihli ilke kararında, veri sorumluları ve veri işleyenler tarafından ilgili kişilerin e-posta adreslerine veya SMS ya da çağrı ile cep telefonlarına reklam bildirimleri/aramaları yönlendirilmesinin önüne geçilmesini konu edindi.

İlgili kişilerin rızalarını almadan veya Kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında hüküm altına alınan işleme şartlarını sağlamadan, telefon numaralarına SMS göndermek, arama yapmak veya e-posta adreslerine posta göndermek suretiyle reklam içerikli ileti yönlendiren veri sorumluları ile veri sorumluları adına reklam içerikli mesaj/e-posta göndermek veya arama yapmak amacıyla ilgili kişilerin açık rızaları bulunmaksızın bu verileri kullanan veri işleyenlerin söz konusu veri işleme faaliyetlerini Kanunun 15. maddesinin 7. fıkrası uyarınca derhal durdurması gerektiği vurgulandı.

Kanunun 12. maddesi kapsamında veri sorumlusunun kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini önlemek, kişisel verilere hukuka aykırı olarak erişilmesini önlemek ve kişisel verilerin muhafazasını sağlamak amacıyla uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik gerekli her türlü teknik ve idari tedbirleri almak zorunda olduğunu belirtildi. Kişisel verilerin kendi adına başka bir gerçek veya tüzel kişi tarafından işlenmesi hâlinde, anılan tedbirlerin alınması hususunda bu kişilerle birlikte müştereken sorumlu olduğu ifade edildi.

Bu yükümlülükleri ihlal eden faaliyetlerde bulunan veri sorumluları hakkında Kanunun 18. maddesi hükümleri çerçevesinde işlem tesis edileceği, bahse konu şekilde işlenen kişisel verilerin hukuka aykırı olarak elde edilmiş olabileceği de göz önüne alınarak 5237 sayılı Kanunun "Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme" başlıklı 136. maddesi çerçevesinde ilgili veri sorumluları hakkında gerekli hukuki işlemlerin tesisi için ihbaren ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına bildirileceği vurgulandı.

IV. HABERLER

Yeni Esnaf ve Sanatkâr Sicili Yönetmeliği

16 Eylül 2005 tarih ve 25938 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Esnaf ve Sanatkâr Sicili Yönetmeliği yürürlükten kaldırıldı. Yeni yönetmelik, 14 Aralık 2018 tarih ve 30625 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandı. Yeni yönetmelikle, esnaf ve sanatkârlar sicili kayıtlarının tam ve doğru tutulması ile esnaf ve sanatkâr sicil müdürlüklerinin çalışma, denetim ve gözetimine yönelik usul ve esaslar yeniden düzenlendi. Yeni Esnaf ve Sanatkâr Sicili Yönetmeliği ile esnaf ve sanatkârlar sicilinin, veri alışverişine ilişkin iş birliği ve veri güvenliği temin edilerek oluşturulan elektronik veri tabanı ESBİS'te (Ticaret Bakanlığı'nın e-esnaf ve sanatkâr veri tabanı) tutulması kabul edildi. Esnaf ve sanatkârın sicile tescil yaptırması halinde ilgiliye verilen onaylı sicil tasdiknamesinin geçerlilik süresi, beş yıldan altı aya düşürüldü.

Konutlarda Asansör Zorunluluğu

7 Aralık 2018 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan, İstanbul İmar Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle, tek bağımsız bölümlü konutlar hariç olmak üzere, kat adedi 3 olan binalarda asansör yeri bırakılması, 4 ve daha fazla olan binalarda ise asansörün olması zorunlu hale getirildi.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.