Malikin muvafakati ile bedelsiz olarak terk edilen taşınmazın şartın gerçekleşmemesi sebebiyle tapusunun iptali ile davacı adına tescili, bu mümkün olmadığı takdirde kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasına ilişkin olarak Yargıtay önemli bir görüş değişikliğine gitmiştir.

Dava; davacı adına kayıtlı bulunan taşınmazlarda inşaat yapılması amacıyla davacı tarafından idareye ruhsat başvurusu yapıldığında taşınmazların bir bölümünün yol olarak ayrılması gereğinin ortaya çıkması sebebiyle, belediye encümen kararı üzerine davacı tarafından taşınmazların bir bölümünün bedelsiz olarak yola terk edildiği, ancak davacı tarafından bedelsiz olarak yola terk edilen bölümlerin herhangi bir kamu hizmetine özgülenmediği imar durum planına göre davaya konu taşınmazların tamamının imar durumlarının konut alanı olarak düzenlenmesi nedeniyle açılmıştır. Yerel Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Yargıtay 18.Hukuk Dairesi 2016/1248 E., 2016/7347 K. Sayılı ve 05.05.2016 tarihli kararında "İmar düzenlemesi sonucu imar planında yol olarak ayrılıp daha sonra düzenlenen imar planında parsellerin yol olmaktan çıkarıldığı anlaşılmakta ise de, sonradan imar durumunun ve diğer koşulların değişmiş olduğu ileri sürülerek eski malik tarafından taşınmazın terk edilen bölümü geri istenemez, başka bir deyişle bu yerin sonradan özel mülkiyete elverişli hale getirilmesi eski malike bu yeri geri isteme hakkını kazandırmaz." denilerek Bozma Kararı verilmiştir.

Davacı tarafından Karar Düzeltme yoluna başvurulması sonucu Yargıtay 5.Hukuk Dairesi'nin 2017/7051 E., 2018/14073 K. sayılı 05.07.2018 tarihli kararı ile İçtihat Değişikliğine gidilmiş ve emsal nitelikte bir karar verilmiştir. Şöyle ki;

Anayasa Mahkemesi'nin 9/3/2017 tarih ve 2014/11994 başvuru numaralı kararı ile, "....Belediyenin konut alanına dönüştürdüğü taşınmazdan ekonomik çıkar sağlamasıyla elde edilecek kamu yararı, taşınmazın malike iade edilmemesi sebebiyle malikin yüklendiği külfete kıyasen çok hafif kalmaktadır. Diğer bir deyişle konut alanına dönüştürülen taşınmazın eski malikine iade edilmeyerek belediyenin özel mülkü haline getirilmesi kamu menfaatlerinin gözetilmesindeki yarar ile bireyin mülkiyet hakkının korunmasındaki yarar arasında kurulması gereken makul dengenin malik aleyhine orantısız bir biçimde zedelenmesine yol açmaktadır. Bu durumda başvurucuların mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin ölçülü olduğundan söz edilemeyeceğinden Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir."

Bu itibarla, 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 35.maddesi uyarınca malikin rızasıyla kamu hizmetlerinde kullanılmak üzere kamuya terk edilen taşınmazın kamu yararı dışındaki amaçlarla konut alanına çevrilmesi ve kullanılması sebebiyle davacının Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği anlaşıldığından davanın kabulüne dair verilen kararın yerinde olduğu belirtmiştir.

Anayasa Mahkemesi kararı ışığında, Yargıtay, kamuya yol yapılması için terk edilen yerin sonradan özel mülkiyete elverişli hale getirilmesinin eski malike bu yeri geri isteme hakkı kazandırmayacağı yönündeki görüşünden dönerek içtihat değişikliğine gitmiş ve böylelikle Anayasa Mahkemesi'nin kararı uygulamadaki görüş ayrılığını ortadan kaldırmıştır.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.