ÖZET

13.09.2018 tarih ve 30534 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar (Karar Sayısı: 85)" ile döviz cinsinden ve/veya dövize endeksli olarak sözleşme bedeli ve/veya sözleşmeden kaynaklı diğer ödeme yükümlülükleri belirlenen sözleşmelere ilişkin olarak Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar ("32 sayılı Karar")'da yeni düzenlemeler yapılmıştır.

Söz konusu düzenleme ile ilgili çeşitli hususlar, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanarak 06.10.2018 tarih ve 30557 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Tebliğ No: 2018-32/51)" ile belirlenmiş olup; 85 sayılı Karar ile getirilen yeni düzenlemeler Karar'ın yayım tarihi olan 13.09.2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 

Anahtar Kelimeler: 32 Sayılı Karar, Dövizli Sözleşmeler, Dövize Endeksli Sözleşmeler, Avukat, Arabulucu, Uyarlama Davası, Tacir.

  1. DÜZENLEME KİMLERİ KAPSIYOR?

85 sayılı Karar ile 32 sayılı Karar'ın "Döviz" başlıklı 4. maddesine eklenen yeni bent ile Türkiye'de yerleşik kişilerin bazı sözleşme türlerinde geçerli olmak üzere, sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden / dövize endeksli olarak belirlemeleri yasaklanmıştır.

85 sayılı Karar'da yer alan düzenleme aşağıdaki şekildedir:

"g) Türkiye'de yerleşik kişilerin, Bakanlıkça belirlenen haller dışında, kendi aralarındaki menkul ve gayrimenkul alım satım, taşıt ve finansal kiralama dâhil her türlü menkul ve gayrimenkul kiralama, leasing ile iş, hizmet ve eser sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamaz."

Görüleceği üzere, 85 sayılı Karar ile "Türkiye'de yerleşik kişiler" açısından birtakım yükümlülükler öngörülmüştür. Peki bu kavram neyi ifade etmektedir?

32 sayılı Karar'ın "Tanımlar" başlıklı 2. maddesinde söz konusu kavramın, yurtdışında işçi, serbest meslek ve müstakil iş sahibi Türk vatandaşları dahil Türkiye'de kanuni yerleşim yeri bulunan gerçek ve tüzel kişileri ifade ettiği belirtilmiştir.

Bu tanımda yer alan "gerçek kişi" ifadesinden 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 8. maddesinden yola çıkarak, insanların anlaşılması gerektiği açıktır.

Tüzel kişi kavramını ise, yine aynı Kanun'un "Tüzel kişilik "başlıklı 47. maddesinden yola çıkarak, başlı başına bir varlığı olmak üzere örgütlenmiş kişi toplulukları ve belli bir amaca özgülenmiş olan bağımsız mal toplulukları olarak kabul edebiliriz.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ("TTK")'nda ise tüzel kişiler daha ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup; söz konusu düzenlemeler uyarınca1, ticaret şirketleri -kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketler- ve dernek, vakıf gibi kurumları kapsamaktadır.

Bu kapsamda, sözleşme taraflarından birisinin yurtdışında yerleşik olması halinde, 85 sayılı Karar kapsamındaki değişiklikler bu taraflar arasındaki sözleşmelere uygulanmayacaktır.

Öte yandan, konu ile ilgili açıklamaların yer aldığı Tebliğ'in 20. fıkrasında2 yer alan düzenlemede, Türkiye'de yerleşik kişiler tarafından yurt dışında kurulan bazı yapılanmaların da "Türkiye'de yerleşik" sayılacağı belirtilmiştir.

Anılan düzenleme uyarınca, Türkiye'de yerleşik kişilerin yurt dışındaki;

  • şube,
  • temsilcilik,
  • ofis,
  • irtibat bürosu,
  • işlettiği veya yönettiği fonlar,
  • yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin bulunduğu şirketler,
  • doğrudan ya da dolaylı olarak sahipliklerinde bulunan şirketler

Türkiye'de yerleşik olarak değerlendirilecektir.

  1. DÜZENLEME HANGİ SÖZLEŞMELERİ KAPSIYOR?

85 sayılı Karar uyarınca -Hazine ve Maliye Bakanlığı'nca belirlenen haller dışındaki- aşağıda sayılan sözleşmelerin Türkiye'de yerleşik kişiler arasında yapılması durumunda sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden ve/veya dövize endeksli olarak belirlenmesi mümkün değildir.

85 sayılı Karar kapsamında Türk Lirası cinsinden düzenleme altına alınacak sözleşme türleri aşağıdaki şekildedir:

  • menkul ve gayrimenkul alım satımına ilişkin sözleşmeler,
  • taşıt ve finansal kiralama3 dâhil her türlü menkul ve gayrimenkul kiralamasına ilişkin sözleşmeler,
  • leasing sözleşmeleri,
  • iş sözleşmeleri4,
  • hizmet sözleşmeleri5,
  • eser sözleşmeleri6.

Ancak, 85 sayılı Karar'da da açıkça belirtildiği üzere, Hazine ve Maliye Bakanlığı, bazı sözleşme türleri için istisna oluşturmakla yetkilidir. Bu kapsamda, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan Tebliğ ile bazı sözleşme türleri için çeşitli istisnalar öngörülmüştür.

Bu kapsamda, Türk Lirası cinsinden düzenlenmesi zorunlu olan ve bunun istisnaları, sözleşme türleri itibariyle aşağıdaki tabloda yer almaktadır:

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME BEDELİ / SÖZLEŞMEDEN KAYNAKLI DİĞER ÖDEME YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Konusu serbest bölgeler dahil yurt içinde yer alan gayrimenkuller olan, konut ve çatılı iş yeri dâhil gayrimenkul satış/kiralama sözleşmeleri

Döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamaz.

Yurt dışında ifa edilecekler dışında kalan, iş sözleşmeleri

Döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamaz.

Aşağıda belirtilenler dışında kalan danışmanlık, aracılık ve taşımacılık dâhil hizmet sözleşmeleri

İSTİSNALAR:

a) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişilerin taraf oldukları hizmet sözleşmeleri,

b) İhracat, transit ticaret, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri,

c) Türkiye'de yerleşik kişilerin yurt dışında gerçekleştirecekleri faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri,

ç) Türkiye'de yerleşik kişilerin, kendi aralarında akdedecekleri, Türkiye'de başlayıp yurt dışında sonlanan ve yurt dışında başlayıp Türkiye'de sonlanan elektronik haberleşme ile ilgili hizmet sözleşmeleri.

Döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamaz.

16/12/1999 tarihli ve 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu ile 491 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda tanımlanan gemilerin inşası, tamiri ve bakımı dışında kalan eser sözleşmeleri

Döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamaz.

İş makineleri dâhil taşıt satış ve kiralama sözleşmeleri dışında kalan menkul satış ve kiralama sözleşmeleri

Döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılabilir.

Bilişim teknolojileri kapsamında yurt dışında üretilen yazılımlara ilişkin satış sözleşmeleri ile donanım ve yazılımlara ilişkin lisans ve hizmet sözleşmeleri

Döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılabilir.

4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu ile 491 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda tanımlanan gemilere ilişkin finansal kiralama (leasing) sözleşmeleri

Döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılabilir.

Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın 17 ve 17/A maddeleri kapsamında yapılacak finansal kiralama (leasing) sözleşmeler

Döviz cinsinden kararlaştırılabilir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan Türkiye'de yerleşik kişilerin taraf olduğu iş sözleşmeleri

Döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılabilir.

Kamu kurum ve kuruluşları ile Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı şirketlerinin taraf olduğu gayrimenkul satış ve gayrimenkul kiralama dışında kalan sözleşmeler

Döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılabilir.

Kamu kurum ve kuruluşlarının taraf olduğu döviz cinsinden veya dövize endeksli ihaleler, sözleşmeler ve milletlerarası andlaşmaların ifası kapsamında olmak kaydıyla; yüklenicilerin üçüncü taraflarla akdedeceği gayrimenkul satış, gayrimenkul kiralama ve iş sözleşmeleri dışında kalan sözleşmeler

Döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılabilir.

Hazine ve Maliye Bakanlığının 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirdiği işlemlerle ilgili olarak bankaların taraf olduğu sözleşmeler

Döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılabilir.

Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile bu Kanuna dayalı olarak yapılan düzenlemeler çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının (yabancı sermaye piyasası araçları ve depo sertifikaları ile yabancı yatırım fonu payları da dahil olmak üzere) döviz cinsinden oluşturulması, ihracı, alım satımı ve yapılan işlemlere ilişkin yükümlülükler

Döviz cinsinden kararlaştırılabilir.

Dışarıda yerleşik kişilerin Türkiye'de bulunan; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin bulunduğu şirketler ile serbest bölgedeki faaliyetleri kapsamında serbest bölgelerdeki şirketlerin taraf olduğu iş ve hizmet sözleşmeleri

Döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılabilir.

Türkiye'de yerleşik yolcu, yük veya posta taşıma faaliyetinde bulunan ticari havayolu işletmeleri; hava taşıma araçlarına, motorlarına ve bunların aksam ve parçalarına yönelik teknik bakım hizmeti veren şirketler; sivil havacılık mevzuatı kapsamında havalimanlarında yer hizmetleri yapmak üzere çalışma ruhsatı alan veya yetkilendirilen kamu ya da özel hukuk tüzel kişiliği statüsündeki kuruluşlar ile söz konusu kuruluşların kurdukları işletme ve şirketler ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayelerinde en az %50 hisse oranına sahip olduğu ortaklıkların Türkiye'de yerleşik kişilerle yapacakları gayrimenkul satış, gayrimenkul kiralama ve iş sözleşmeleri haricindeki sözleşmeler

Döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılabilir.

İlaveten, Tebliğ'in 22. fıkrası uyarınca, 32 sayılı Karar'ın Geçici 8. maddesinin yürürlüğe girdiği 13.09.2018 tarihinden önce akdedilen "iş makineleri dahil taşıt kiralama sözleşmeleri", Geçici maddede yer alan düzenlemeden istisna edilmiştir. Bir başka anlatımla, söz konusu sözleşmelere ilişkin bedeller döviz cinsinden belirlenmiş ise bu bedellerin Türk Lirası cinsinden yeniden belirlenmesi gerekmeyecektir.

  1. SÖZLEŞME BEDELİ/ DİĞER ÖDEME YÜKÜMLÜLÜKLERİ NASIL YENİDEN BELİRLENECEK?

 

85 sayılı Karar'da yer alan düzenleme uyarınca, Türkiye'de yerleşik gerçek ve tüzel kişilerin Karar'da sayılı sözleşme türleri ile sınırlı olmak üzere, döviz cinsinden ve/veya dövize endeksli olarak sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri belirlemiş olmaları halinde, söz konusu bedelleri 13.10.2018 tarihine kadar Türk Lirasına çevirmeleri gerekmektedir.

Sözleşme bedelinin Türk Lirasına çevrilmesinin hangi tarihteki kur ile yapılacağı ise 85 sayılı Karar'da düzenlenmemiş; işin esasları 06.10.2018 tarihinde yayımlanan Tebliğ ile ele alınmıştır.

Bu kapsamda, sözleşme tarafları tarafından mutabakata varılması halinde, tarafların ortak iradeleri uyarınca belirlenen Türk Lirası cinsinden değerler geçerli olacaktır.

Ancak, tarafların mutabakata varamaması halinde; sözleşmelerde yer alan döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller, söz konusu bedellerin 02.01.2018 tarihinde belirlenen gösterge niteliğindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif satış kuru kullanılarak hesaplanan Türk parası cinsinden karşılığının 02.01.2018 tarihinden bedellerin yeniden belirlendiği tarihe kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması suretiyle belirlenecektir.

Öte yandan, 32 sayılı Karar'ın Geçici 8. maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten ince imzalanan konut ve çatılı iş yeri kira sözleşmelerinde ise, döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller, yukarıda yer alan düzenleme uyarınca iki yıllık süre için Türk parası olarak belirlenecektir. 7

Tebliğ'in 24. fıkrasında yer alan düzenleme uyarınca, Türk Lirasına çevrilme zorunluluğu, tahsili yapılmış veya gecikmiş alacaklar için uygulanmayacaktır.

  1. SÖZLEŞME BEDELLERİ HANGİ TARİHE KADAR YENİDEN BELİRLENMELİDİR?

85 sayılı Karar'ın 2. maddesi ile 32 sayılı Karar'a eklenen geçici 8. madde uyarınca, düzenlemenin yürürlüğe girdiği 13.09.2018 tarihinden itibaren 30 gün içinde, yukarıda sayılı nitelikteki olan ve daha önce yapılmış olan yürürlükteki sözleşmelerdeki döviz cinsinden kararlaştırılmış bulunan bedellerin TL'ye çevrilmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda, mevcut sözleşmelerde yer alan sözleşme bedellerinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin 13.10.2018 tarihine kadar Türk Lirasına çevirmek için taraflara anlaşmaları için süre verilmiştir.

85 sayılı Karar'da dikkat edilmesi gereken bir husus, geçici 8. madde olarak eklenen hükümde "döviz cinsinden kararlaştırılmış bulunan bedeller" ifadesi yer almakta iken; 32 sayılı Karar'a eklenen 4/g bendinde "sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamaz." ifadesi yer almaktadır. 

Bu ifadeler kapsamında, dövize endeksli sözleşmeler bakımından bu yükümlülüğün geçerli olup olmayacağının da açıklığa kavuşturulması gereken bir husus olduğu unutulmamalıdır.

  1. DAMGA VERGİSİ SORUNSALI

488 sayılı Damga Vergisi Kanunu ("DVK")'nun 1. maddesinde, bu Kanun'a ekli (1) sayılı tabloda yazılı kâğıtların damga vergisine tabi olduğu, Kanun'daki kâğıt teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği hükme bağlanmıştır.

Madde hükmünde görüldüğü gibi, damga vergisinin konusu olarak DVK'da "kâğıt" deyimi kullanılmakla birlikte damga vergisine tabi tutulan kâğıdın kendisi değil, ihtiva ettiği hukuki işlemdir. Bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için öncelikle o kağıdın mahiyetine bakılır ve buna göre Kanun'a ekli listedeki tabloda yazılı vergisi bulunur. Kağıtların mahiyetlerinin tayininde, şekli kanunlarda belirtilmiş olanlarda kanunlardaki adlarına, belirtilmemiş olanlarda sözleşme hükümlerine ve manaya bakılır8.

Damga vergisi nispi veya maktu olarak alınır. Nispi vergide, kağıtların nevi ve mahiyetlerine göre, bu kağıtlarda yazılı belli para; maktu vergide kağıtların mahiyetleri esastır.

Tebliğ çerçevesinde, tarafların sözleşme bedelini nasıl yeniden belirleyebileceklerini önceki bölümlerde bahsetmiştik. Buna göre,

  • Tarafların -sadece- sözleşme bedeli/bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri hakkında yeni bir sözleşme imzalayarak bedelleri Türk Lirası olarak belirlemeleri durumunda, tarafların anlaşmaya vardıkları tarih itibariyle döviz kurunun Türk Lirası karşılığını aşan bir tutar ile Türk Lirasına uyarlanması halinde, DVK'nın 14/2. fıkrası gereğince sadece artan miktar sözleşmenin tabi olduğu nispette damga vergisine konu olacaktır.

Eğer taraflarca yeni belirlenen tutar, tarafların anlaşma tarihi itibariyle ilgili döviz kurunun Türk Lirası karşılığı ile aynı veya daha az olması halinde damga vergisi söz konusu olmayacak ve ayrıca taraflar açısından iadeye konu olabilecek bir tutar söz konusu olamayacaktır.

  • Tarafların mevcut sözleşmeleri yerine -tamamen- yeni bir sözleşme yapmaları ve Türk Lirası cinsinden bedel belirlemeleri durumunda DVK'nın 14/1. fıkrası gereğince damga vergisi nispi veya maktu şekilde hesaplanacaktır.
  • Mevcut sözleşmelerinde yer alan bedelleri şerh/mutabakat/mektup/protokol vb. adlar altında yapılan ek sözleşmeler ile Türk Lirasına çevirmeleri halinde de söz konusu mektup ve şerhler de damga vergisine tabi olmalıdır.
  • Tarafların anlaşamaması sonucu Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu uyarınca arabulucu yardımı ile anlaşma sonucunda bedellerin Türk Lirasına çevrilmesi halinde, söz konusu Kanun'un 18. maddesi9 uyarınca, anlaşma üzerinden maktu tutarda damga vergisi alınacaktır.
  • Tarafların anlaşamaması sonucu Avukatlık Kanunu'nun 35/A maddesi uyarınca avukat yardımı ile anlaşma sonucunda bedellerin Türk Lirasına çevrilmesi durumunda ise avukatlar aracılığıyla hazırlanan uzlaşma tutanaklarının DVK'ya ekli (1) sayılı tablo gereğince "tahkimname ve sulhname" olarak değerlendirilmesi; belli parayı ihtiva edenlerin binde 9,48 nispetinde damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir10.

Konu ile ilgili Vergi İdaresi tarafından damga vergisi istisnasına ilişkin yeni bir düzenleme getirilmesi beklenmektedir.

  1. KARARA UYULMAMASININ YAPTIRIMI

85 sayılı Karar kapsamında getirilen düzenlemelere uyulmaması, bir başka deyişle döviz cinsinden ve/veya dövize endeksli olarak kararlaştırılan sözleşme bedeli ve/veya diğer ödeme yükümlülüklerinin 13.10.2018 tarihine kadar Türk Lirası cinsine çevrilmemesi durumunda, 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un 3. maddesi11 gereğince taraflar, Cumhurbaşkanının bu Kanun hükümlerine göre yapmış bulunduğu genel ve düzenleyici işlemlerdeki yükümlülüklere aykırı hareket eden durumuna düşeceğinden, idari para cezası ile karşı karşıya geleceklerdir.

Her ne kadar hem Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'da hem de 32 sayılı Karar'da idari para cezasının taraflardan birine mi yoksa her ikisine de mi uygulanacağı konusunda açık bir düzenleme olmasa da, Türk Lirası cinsine dönmeme fiilinin her iki taraf için de geçerli olduğu varsayımı ile tarafların herbirinin yükümlülüklere uymadığı kabul edilmek suretiyle her iki tarafa da idari para cezası uygulanabileceği düşünülmektedir. Bu kapsamda, konunun ilerleyen dönemlerde getirilecek düzenlemeler ile açıklığa kavuşturulması yerinde olacaktır.

Aynı şekilde, vergi mükellefleri açısından bir başka önemli husus olan, sözleşmeden kaynaklı giderlerin gelir/kurumlar vergisi hesabından gider yazılıp yazılamaması hususu da tartışmaya açık bir konudur.

SONUÇ

Döviz cinsinden veya dövize endeksli sözleşmeler bakımından 13.09.2018 tarihinden itibaren yeni bir döneme girildiği kuşkusuzdur. Bu yeni dönemde bir yanda Türk Lirasının kıymetini koruma amacı yer almakta iken, diğer yanda ise 85 sayılı Karar ardından birçok soru ve/veya sorun ile yüzleşen kişiler bulunmaktadır.

85 sayılı Karar uyarınca Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın, Karar'da belirtilen sözleşme tiplerinden döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenmesine izin verilecek olanlarına (hallere) ilişkin bir düzenleme; 06.10.2018 tarihinde yayımlanan Tebliğ ile yapılmıştır.

Her ne kadar yayımlanan Tebliğ ile birçok sorunun cevabını bulduğu düşünülmekte ise de ticari yaşamın hızlı değişen kapsamı göz önüne alındığında, taraflar arasında yapılan sözleşmelerin niteliğinin önem kazandığı kuşkusuzdur. Bu yeni dönemde herhangi bir hukuki yaptırım ile karşılaşılmaması adına 85 sayılı Karar ve ilgili Tebliğ düzenlemesinin dikkatli bir şekilde incelenmesi önem arz etmektedir.

Kararın yayım tarihi ile yürürlük kazanması ve hatta 30 gün içerisinde mevcut sözleşmelerin revize edilmesi gerektiği de kişiler açısından önemli olup; aksi yöndeki yükümlülük ihlallerinin cezalandırılacağı da unutulmamalıdır.

Footnotes

1 II - Tüzel kişiler

MADDE 16- (1) Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.

(2) Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar.  

A) Türleri

MADDE 124- (1) Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir.

(2) Bu Kanunda, kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır.

2. Tüzel kişiler

a) Kollektif ve komandit şirketler

MADDE 42- (1) Kollektif şirketin ticaret unvanı, bütün ortakların veya ortaklardan en az birinin adı ve soyadıyla şirketi ve türünü gösterecek bir ibareyi içerir.

(2) Adi veya sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin ticaret unvanı, komandite ortaklardan en az birinin adı ve soyadıyla şirketi ve türünü gösterecek bir ibareyi içerir. Bu şirketlerin ticaret unvanlarında komanditer ortakların adları ve soyadları veya ticaret unvanları bulunamaz.

b) Anonim, limited ve kooperatif şirketler

MADDE 43- (1) Anonim, limited ve kooperatif şirketler, işletme konusu gösterilmek ve 46 ncı madde hükmü saklı kalmak şartıyla, ticaret unvanlarını serbestçe seçebilirler.

(2) Ticaret unvanlarında, "anonim şirket", "limited şirket" ve "kooperatif" kelimelerinin bulunması şarttır. Bu şirketlerin ticaret unvanında, gerçek bir kişinin adı veya soyadı yer aldığı takdirde, şirket türünü gösteren ibareler, baş harflerle veya başka bir şekilde kısaltma yapılarak yazılamaz.

c) Tacir sayılan diğer tüzel kişiler ve donatma iştiraki

MADDE 44- (1) Ticari işletmeye sahip olan dernek, vakıf ve diğer tüzel kişilerin ticaret unvanları, adlarıdır.

(2) Donatma iştirakinin ticaret unvanı, ortak donatanlardan en az birinin adı ve soyadını veya deniz ticaretinde kullanılan geminin adını içerir. Soyadları ve gemi adı kısaltılamaz. Ticaret unvanında ayrıca donatma iştirakini gösterecek bir ibare de bulunur.

2 "(20) Türkiye'de yerleşik kişilerin yurt dışındaki; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, işlettiği veya yönettiği fonlar, yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin bulunduğu şirketler ile doğrudan ya da dolaylı olarak sahipliklerinde bulunan şirketler Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın 4 üncü maddesinin (g) bendi uygulaması kapsamında Türkiye'de yerleşik olarak değerlendirilir."

3 Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu

Finansal kiralama sözleşmesi

MADDE 18 –(1) Finansal kiralama sözleşmesi; kiralayanın, kiracının talebi ve seçimi üzerine üçüncü bir kişiden veya bizzat kiracıdan satın aldığı veya başka suretle temin ettiği veya daha önce mülkiyetine geçirmiş bulunduğu bir malın zilyetliğini, her türlü faydayı sağlamak üzere kira bedeli karşılığında, kiracıya bırakmasını öngören sözleşmedir.

4 İş Kanunu

Tanım ve şekil

MADDE 8 - İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. İş sözleşmesi, Kanunda aksi belirtilmedikçe, özel bir şekle tâbi değildir.

Süresi bir yıl ve daha fazla olan iş sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması zorunludur. Bu belgeler damga vergisi ve her çeşit resim ve harçtan muaftır.

Yazılı sözleşme yapılmayan hallerde işveren işçiye en geç iki ay içinde genel ve özel çalışma koşullarını, günlük ya da haftalık çalışma süresini, temel ücreti ve varsa ücret eklerini, ücret ödeme dönemini, süresi belirli ise sözleşmenin süresini, fesih halinde tarafların uymak zorunda oldukları hükümleri gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlüdür. Süresi bir ayı geçmeyen belirli süreli iş sözleşmelerinde bu fıkra hükmü uygulanmaz. İş sözleşmesi iki aylık süre dolmadan sona ermiş ise, bu bilgilerin en geç sona erme tarihinde işçiye yazılı olarak verilmesi zorunludur.

5 Türk Borçlar Kanunu

BİRİNCİ AYIRIM

Genel Hizmet Sözleşmesi

A. Tanımı

MADDE 393- Hizmet sözleşmesi, işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle işgörmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.

İşçinin işverene bir hizmeti kısmi süreli olarak düzenli biçimde yerine getirmeyi üstlendiği sözleşmeler de hizmet sözleşmesidir.

Genel hizmet sözleşmesine ilişkin hükümler, kıyas yoluyla çıraklık sözleşmesine de uygulanır; özel kanun hükümleri saklıdır.

6 Türk Borçlar Kanunu

A. Tanımı

MADDE 470- Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.

7 "(24)...Ancak, Türk parası olarak belirlemenin yapıldığı kira yılının sonundan itibaren bir yıl geçerli olmak üzere; anılan paragraf uyarınca Türk parası olarak belirlenen kira bedeli, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, belirleme tarihinden belirlemenin yapıldığı kira yılının sonuna kadar Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir. Bir sonraki kira yılı Türk parası cinsinden kira bedeli ise, taraflarca belirlenirken mutabakata varılamazsa, önceki kira yılında geçerli olan kira bedelinin Türkiye İstatistik Kurumunun belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak artırılması yoluyla belirlenir ve belirlenen Türk parası cinsinden kira bedeli bu fıkrada belirtilen iki yıllık sürenin sonuna kadar geçerli olur..."

8 "Belli Para" Tutarı İçermeyen Sözleşmeler İçin Damga Vergisi Uygulanabilirliği Sorunu, Yücel BAŞOĞLU, Ocak 2018 / Sayı: 301 (E-Yaklaşım)

9  "Tarafların anlaşması

MADDE 18 – (1) Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir; anlaşma belgesi düzenlenmesi hâlinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır.

(2) Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler. Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden talep edilebilir. Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır.

(3) İcra edilebilirlik şerhinin verilmesi, çekişmesiz yargı işidir ve buna ilişkin inceleme üzerinden yapılır. Ancak arabuluculuğa elverişli olan aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda inceleme duruşmalı olarak yapılır. Bu incelemenin kapsamı anlaşmanın içeriğinin arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığı hususlarıyla sınırlıdır. Anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesi için mahkemeye yapılacak olan başvuru ile bunun üzerine verilecek kararlara karşı ilgili tarafından istinaf yoluna gidilmesi hâlinde, maktu harç alınır. Taraflar anlaşma belgesini icra edilebilirlik şerhi verdirmeden başka bir resmî işlemde kullanmak isterlerse, damga vergisi de maktu olarak alınır.

(4) Taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılır.

(5) Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz."

10 http://www.guncelvergikitaplari.com/Content/userfiles/new_files/DVK.MADDE-4.pdf (online erişim: 17.09.2018)

İstanbul Defterdarlığı Vasıtalı Vergiler Gelir Müdürlüğü 07.09.2001 tarih ve B.07.4. DEF. 0.34. 12.2.10-7442/4874 sayılı özelgesi

"....Bu nedenle, Avukatlık Kanununa göre düzenlenecek olan ve ilam hükmünde sayılan uzlaşma tutanaklarının 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun I/5 pozisyonu gereğince Tahkimname ve Sulhname olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup, belli parayı ihtiva edenler binde 7,5 nispetinde belli parayı ve bir bedel ihtiva etmeyenlerinde 5.280.000.TL maktu olarak damga vergisine tabi tutulması icabetmektedir...."

11 Madde 3 - Cumhurbaşkanının bu Kanun hükümlerine göre yapmış bulunduğu genel ve düzenleyici işlemlerdeki yükümlülüklere aykırı hareket eden kişi, üçbin Türk Lirasından yirmibeşbin Türk Lirasına kadar idari para cezası ile cezalandırılır.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.