A. Giriş

Bu makalemizde, tüm dünyayı sosyal ve ekonomik yönden doğrudan ve menfi şekilde etkileyen, bu yönüyle hukuk dünyasını da geçici düzenlemeler ile yeniden şekillendiren koronavirüs pandemisinin, hukukumuzdaki ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kurumlarına olan etkileri üzerinde durulmaktadır. 

22 Mart 2020 tarihinde yürürlüğe giren 2279 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Covid-19 salgınının ulaştığı boyut ve bundan sonraki öngörülebilir olumsuz seyir gözetilerek icra ve iflas takiplerinin durdurulmasına karar verilmiştir. Anlan düzenlemenin temeli, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ("İ.İ.K.") Madde 325 ve devamında kendisine yer bulan  "fevkalâde mühlet" hakkındaki esaslara dayanmaktadır.

Müteakiben 26 Mart 2020 tarihinde resmiyet kazanan 7226 sayılı Kanun'un  Geçici 1. maddesi ("Geçici 1. Madde") makalemizin ele aldığı konunun referans hududunu çizmekte olup  değerlendirmelerimize esas olan hükmü aynen alıntılamakta fayda görmekteyiz.

GEÇİCİ MADDE 1 :

(1) Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla;

a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,

b) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,

30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete'de yayımlanır.

(2) Aşağıdaki süreler bu maddenin kapsamı dışındadır:

a) Suç ve ceza, kabahat ve idari yaptırım ile disiplin hapsi ve tazyik hapsi için kanunlarda düzenlenen zamanaşımı süreleri.

b) 5271 sayılı Kanunda düzenlenen koruma tedbirlerine ilişkin süreler.

c) 6100 sayılı Kanunda düzenlenen ihtiyati tedbiri tamamlayan işlemlere ilişkin süreler.

[...]

Görüleceği üzere muhtelif kanunlarda değişiklik yapılmasına dair yürürlüğe giren 7226 sayılı Kanun'un Geçici 1. Maddesi, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirlerin küresel salgın süresince işlerlik süreleri ve uygulama esasları hakkında ayrık bir düzenlemenin takdiminde bulunmaktadır.

B. İhtiyati Tedbir ve Hacze Dair Uygulama ve İşlerlik Sürelerindeki Yol Ayrımı

Geçici 1. Madde'nin [b] bendi gereğince :

"tüm [...]ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden, itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur".

Aynı mahiyette bir düzenlemeyi, 20 Mart 2020 yürürlülük tarihli Cumhurbaşkanı Kararı'nda da görmekteyiz. Öte yandan maddenin ikinci fıkrasında ise:

"Aşağıdaki süreler bu maddenin kapsamı dışındadır: [...]

c) 6100 sayılı Kanunda düzenlenen ihtiyati tedbiri tamamlayan işlemlere ilişkin süreler." 

düzenlemesi yer almakta olup ihtiyati tedbirlere ilişkin tamamlayıcı işlemler yönünden bir istisna getirilmektedir.

Öncelikle 7226 s. Kanun'un da ihtiyati haciz ile ihtiyati tedbire dair ayrık düzenlemeler öngördüğünü; ihtiyati tedbiri tamamlayan işlemlere ilişkin süreleri tatil kapsamı dışında bırakırken, ihtiyaci hacize ilişkin tamamlayıcı merasimleri kapsamda tuttuğunu vurgulamak isteriz. Uygulamada, bu bahisteki farklılığın gözardı edildiği ve iki kurumun sürekli birbiri ile karıştırıldığı malum olduğundan bu açıklamayı evleviyetle yapmakta fayda mülahaza ederiz.

Koronovirüs düzenlemeleri öncesinde, her iki kurum için de alınan kararların icrası ve tamamlayıcı işlemlerin yapılması bakımından alacaklıya tanınan azami süreleri aşağıdaki tablo marifetiyle hatırlatmak gerekirse :

(I) Karar sonrasında karar gereğinin uygulanması ve/veya icrası için tanınan azami süre (II) Tamamlayıcı işlemin yapılması için tanınan azami süre
İhtiyati Haciz (İİK) 10 Gün 7 Gün (Esas takibe geçme süresi)
İhtiyati Tedbir (HMK) 1 Hafta İki Hafta (Dava açma süresi)

Geçici 1. Madde'de yapılan düzenlemeler neticesinde,

  • İhtiyati hacizler yönünden;
    • İhtiyati haciz bakımından bu sürelerin her ikisinin de durduğunu ve işlemlerin tatil edildiğini söylemek mümkündür. Bir başka anlatımla alacaklı, belirtilen tarihler arasında yetkili mahkemelerden ihtiyati haciz isteyebilecekse de tesis olunacak ihtiyati haciz kararının uygulanmasını sağlama imkanı bulamayacaktır. Dolayısıyla işbu düzenleme gereğince tesis olunacak ihtiyati haciz kararının icrası ancak tatil süresinin bitiminden sonra talep konusu edilebilecektir.  Bu durma süresinde, ne (I) ne de (II) nolu süreler işlemeye başlayacaktır.
  • İhtiyati tedbirler yönünden ise durum daha farklıdır;
    • Eğer alacaklı davadan önce ihtiyati tedbir talep etmiş ve mahkeme müspet yönde karar vermişse, bu kararın icrası istenebilir durumdadır. Oysa yukarıda açıkladığımız üzere ihtiyati haciz için böyle bir imkan tanınmamıştır. Ayrıca, tedbir kararı dava açılmadan verilmişse,  ihtiyati tedbir kararı herhangi bir engel olmaksızın icra edilebildiğinden, (II) no'lu süre yönünden, yani ihtiyati tedbiri tamamlayan işlemler bakımından 2 haftalık süre işlemeye devam eder.  Alacaklının bu süre zarfında tamamlayıcı merasimi yerine getirmemesi halinde tebdir kendiliğinden düşecektir. 
    • Öte yandan, ihtiyati tebdirler yönünden istisna tutulan süreler yalnızca tamamlayıcı işlmelere yönelik olduğundan, ihtiyati tedbir kararı karşı tarafın yokluğunda verilmiş ise, bu karara karşı itiraz süresi işlemeyecektir. Yine, tedbir kararının reddi üzerine bu karara karşı istinaf yoluna gidilmesine ilişkin süre de şüphesiz genel düzenleme kapsamında işlemeyecektir.

Ezcümle, icra ve iflas takipleri ile bunlara bağlı talepler bakımından 22 Mart 2020 tarihinden itibaren 30 Nisan 2020 tarihine kadar durdurulmuş olan süreler, 30 Nisan 2020 tarihli ve 31114 sayılı Resmi Gazete'de ilan edilen 2480 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı doğrultusunda 15 Haziran 2020 tarihine kadar uzatılmış olup makalemizde bahsi geçen Geçici 1. Madde de haliyle 30 Haziran 2020 tarihine kadar yürürlüğünü koruyacaktır.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.